YİĞİT CANER AYDIN: HEDEFİM PARİS 2024’TE ALTIN MADALYA

Milli para okçu Yiğit Caner Aydın’ın yaşam azmi ve spor tutkusunun dünyadaki her türlü zorluğu aşabileceğinin kanıtı olan, son altı ayını dünya çapında beş madalyayla taçlandırdığı hikayesi, aynı durumdaki tüm insanlara yol gösteren gerçek bir hikaye olma özelliği barındırıyor.

Üniversitede geçirdiği kaza sonrası hayatta kalma şansının yüzde yirmi olduğu söylenmesine rağmen yaşama tutunan bir öğrenci, uzun bir tedavi sürecinin ardından iyileşip okçuluk sporuna yöneldi ve dünya şampiyonluklarıyla biten başarılara koştu.

Milli para okçu Yiğit Caner Aydın (29) acı, umut, mutluluk ve başarıyla dolu son 10 yılının hikayesini AA muhabiriyle paylaştı.

“Yoğun bakımda o yaşam mücadelesini kazandım”

İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü 3. sınıfta okurken 2013 yılında bir kaza geçirdiğini anlatan Aydın, arkadaşını ziyaret etmek için gittiği Beşiktaş’taki özel bir üniversitenin bahçesinde otururken başına bir stant devrildiğini, boyun omurunun kırıldığını ve boyun seviyesinde omurilik yaralanması geçirdiğini söyledi.

Elleri ve göğüs altından itibaren bütün vücudunun kontrolünü kaybettiğini, ameliyata girmeden önce doktorların yüzde yirmilik bir yaşam ihtimali verdiklerini kaydeden Aydın, “Ben yoğun bakımda o yaşam mücadelesini kazandım. Yaklaşık altı gün yoğun bakımda, sonrasında sekiz ay hastanede yattım ve iki-üç senelik bir fizik tedavi sürecim oldu.” dedi.

Fizik tedaviye gidip gelirken babasının bir gün milli bir okçu olan Naci Yenier ile tanıştığını ve Yener’in babasına paralimpik okçuluktan bahsettiğini anlatan Aydın, okçuluk sporuna başlayış serüveniyle ilgili şunları dile getirdi:

“Naci Yenier, milli takım oyuncusu olduğu için, benim için de bu sporu tavsiye ediyor, yapabileceğimi söylüyor. Ben de tavsiye üzerine Okçular Vakfı Spor Kulübünde kendisini ziyaret ettim ve atışlarını izledim. Atışları izledikten sonra, ‘bu sporu ben de yapabilirim’ diye düşündüm. Tabii ilk başlarda çok zor oldu. Yayı alıp elimle tutmak istediğimde neredeyse sandalyeden düşüyordum. Ama o gün kendime bir söz verdim; ‘ben bu sporda başarılı olacağım, bir gün elli metre mesafeye oklar atacağım’ diye. Tabii çok zor zamanlardı ilk başlarda. Yaklaşık altı ay boyunca sadece yastık çalışmaları, kuvvet antrenmanları yaptım ve sonrasında evin otoparkında bir antrenman alanı oluşturdum. Burada annemle birlikte günde beş-altı saatlik antrenmanlar yaptık. İlk başlarda tekerlekli sandalyeyi bile kullanamıyorken sonrasında ok atabilir duruma gelmiştim. Adım adım her gün biraz daha üzerine koyarak kendimi geliştirdim okçuluk sporunda.”

Okçuluğa başladığı 2017 yılında dünya dördüncülüğü elde etti

Yiğit Caner Aydın, 2017 yılında ilk defa milli takım gelişim kampına davet edildiğini ve bu kampın ardından aynı yılın eylül ayında Çin’de düzenlenen Para Okçuluk Dünya Şampiyonası kadrosuna dahil edildiğini belirterek, “Burada takım arkadaşlarımla ilk yarışmada dünya şampiyonu olduk, iki tane dünya rekoru kırdık ve bireysel olarak da dünya dördüncülüğü elde ettim. 23 yaşında okçuluğa başladım, 25 yaşında milli takıma girdim ve bu dereceyi elde ettim. Bu başarı gerçekten benim için çok büyük bir öz güven sebebiydi ve hikayemi aslında o dönemde anlatmaya başladım. Sosyal medyadan çok güzel tepkiler aldım, insanlar beni tanıdı. Benim için çok motive ediciydi. Ama her gün üzerine biraz daha koymak için çalışmaya devam ettim.” ifadelerini kullandı.

Milli takım kampında 2018’de yaşadığı rahatsızlık sonucu akciğerinin söndüğü ve bir ay sonra iyileşip Avrupa’da bireysel beşincilik elde ettiğine dikkati çeken Aydın, “Gerçekten çok zor bir durum içinden çıkarak bu spora bütün gücümle devam etmeye çalıştım. Daha çok başarılar elde etmek için antrenmanlarıma devam ediyordum o dönemde de. 2019 yılında İtalya’da düzenlenen Avrupa kupasında bireysel şampiyonluk ve takım şampiyonluğu elde ettim. Bir ay sonra Hollanda’da dünya şampiyonasında takım dünya şampiyonluğu elde ettik ve orada dünya rekoru kırıp kendi rekorumuzu güncelledik.” diye konuştu.

“O gün kendime bir söz verdim”

Salgının etkisiyle 2020 yılında olimpiyat oyunlarının ertelendiğini ve okçuluğa biraz ara vermek durumunda kaldıklarını aktaran Aydın, Tokyo 2020 için kota yarışmalarında bir puanla kota alamamasının hayal kırıklığını yaşadığını söyledi.

Milli para okçu, şöyle devam etti:

“O gün kendime bir söz verdim; asla okçuluğa olan ilgimi azaltmayacağımı, daha motive olarak çalışmaya devam edeceğimi söyledim. Aynı yarışma içerisinde bir gün sonra dünya sıralaması turnuvası düzenleniyordu. Orada kota alan-alamayan bütün sporcuları çok ciddi skorlarla yenerek o yarışmada birinci oldum ve kendimi tekrar ispat etmiş oldum. Ve o gün yine kendime, Dubai’de düzenlenecek dünya şampiyonasında dünya şampiyonu olacağımın sözünü verdim. Sabahın 05.30’unda kalkarak İstanbul trafiğinde antrenmanlara geldim, çalışmalarıma devam ettim. Ve şubat ayında Dubai’de düzenlenen Para Okçuluk Dünya Şampiyonası’nda hem bireysel hem takımda dünya şampiyonluğunu elde ettim. 2022 yılı benim için çok güzel başlamıştı. Ve bir dünya şampiyonu olarak aslında hayatımın sonuna kadar yaşayacaktım ama en büyük hedefim yine her yarışmada final sahasında olmak, madalyalar kazanmak ve 2024’de düzenlenecek paralimpik oyunlarda altın madalya almak.”

“Bu sezon benim için beş tane madalyayla tamamlandı”

Aydın, son altı ayda beş madalya kazandığını anlatarak, şu ifadeleri kullandı:

“2022 yılına geldiğimizde, Dubai’deki dünya şampiyonasının, zirveye çıkacağım yarışma olacağını hep hissediyordum. Orada çok farklı bir hikaye oldu. Elimde bir kasılma sebebiyle süresi içinde bir oku yetiştiremedim, kırmızı kartla bir okum silindi. İlk iki sırada bitirebilecekken, çok rahat bir şekilde finale çıkabilecekken o kırmızı kartla sıralamayı beşinci sırada bitirebildim ve karşıma çok zor bir eleme tablosu geldi. Olimpiyatta kürsüye çıkan sporcularla eşleşme ihtimalim oluştu. Sırayla olimpiyatta derece elde eden sporcuların üçüyle de eşleşerek finale kadar gelip finalde de maçımı kazandım. Takım kategorisinde de şampiyonluk kazandık.”

Ağustos ayı başında Roma’daki Avrupa Şampiyonası’nda dünya şampiyonasının aksine çok rahat şekilde finale çıktığını belirten Aydın, sıcaktan dolayı finalde maçı kaybettiğini, ikinci olduğunu aktardı. Milli sporcu, Konya’daki İslami Dayanışma Oyunları’nda şampiyonluk elde ettiğini ve İstiklal Marşı’nı okutma şerefine nail olduğunu dile getirdi.

“Bu sezon benim için beş tane madalyayla tamamlandı. İki dünya şampiyonluğu, bir takım Avrupa şampiyonluğu, bireysel Avrupa ikinciliği ve İslami Dayanışma Oyunları’nda bireysel şampiyonluk. Bunlar benim için gerçekten çok güzel başarılar, çok gurur duyuyorum” diyen Aydın, “Bu zamana kadar verdiğim emeklerin karşılığını almak, böyle zorlu bir hikayenin içinden çıkıp başarılara ulaşmak, okçuluk gibi zor bir sporun içerisinde bunları başarmak beni gerçekten çok mutlu ediyor. Türk bayrağını bu şekilde taşıyıp her yarışmada, her ortamda dalgalandırabilmek benim için çok gurur verici.” şeklinde görüş belirtti.

En büyük hayali, olimpiyatta altın madalya

En büyük hayalinin, para okçuluk sporunun zirvesi olan paralimpik oyunlarda altın madalya kazanmak olduğunu ve 2024 yılında Paris’te düzenlenecek oyunlara sıkı bir şekilde hazırlandığını da anlatan Aydın, “Sen Nehri üzerinde bir açılış seremonisi olacak. Hayalim orada yer alabilmek. Oranın o heyecanını, mutluluğunu yaşayabilmek ve sahada da yine performansımı en üst düzeyde tutup orada şampiyonluk kazanmak istiyorum.” şeklinde konuştu.

Okçuluk sporuna başladığında en çok etkilendiği sporcunun, hikayesi kendi hikayesine benzeyen milli okçu Gizem Girişmen olduğunun altını çizen Aydın, “Hikayesi beni gerçekten çok etkilemişti. Onun da otoparkta başlayan bir antrenman hikayesi var. O da 2008 yılında Pekin’de paralimpik oyunlarında ülkemize ilk okçuluk madalyasını kazandıran bir sporcu. Onun o başarısını gördüğümde, ‘ben de bunu yapabilirim’ diye düşündüm.” ifadelerini kullandı.

“Tekerlekli sandalyeye mahkum olmadım”

“Ben bir kaza sonucunda tekerlekli sandalye kullanmaya başladım ama tekerlekli sandalyeye mahkum olmadım.” diyen Yiğit Caner Aydın, şunları kaydetti:

“Tekerlekli sandalyeyle hayata tutundum, tekerlekli sandalye sayesinde hareket edebildim. Dünyanın birçok farklı ülkesine gittim. Okçuluk sporuyla çok farklı yerlerde aslında hikayemi insanlara gösterme şansım oldu. Tüm dünyaya hitap eden bir hikayem oldu. Ve bunu da bu şekilde madalyalarla taçlandırabildiğim, bu şekilde başarılar elde edebildiğim, tarihe adımı yazdırabildiğim için gerçekten çok mutluyum.”

İnsanlara ilham olmak istediğini aktaran milli sporcu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Benim hikayem yoğun bakımdayken başladı. Orada günlerce tavanı izlediğimde kendime bir soru sormuştum; kazadan sonra bu yaşadıklarından sonra insanlara ilham mı olacaksın, yoksa insanlar seni gördüğünde üzülüp acıyarak mı bakacaklar? Ben ilk yolu tercih ettim. ‘Öyle bir mücadele vereceğim, bu hayatın içerisinde o kadar yer alacağım ki, insanlara örnek olacağım, ilham olacağım’ dedim. Ve okçuluk gibi bir sporun içinde bulunarak gerçek bir hikaye yazdığımı düşünüyorum. Bu hayatta sadece fiziksel engeller yok, cesaret engeli var. Ben çok zor koşullar içinde cesaret gösterdim. İnsanların da çok büyük desteği var bana. İnsanlar hayatta bir şey denemek istiyorsa, onun peşinden gitmeliler, onun için mücadele etmeliler. Benim hikayemden de bir kişi bile etkilense, hayatımda en ufak bir ayrıntıda yer alabilirsem ben kendimi amacına ulaşmış, misyonunu gerçekleştirmiş olarak hissedeceğim. Bu madalyaların da en karşılık bulduğu kısım bu olacak.”

Kaynak : Anadolu Ajansı
Röportaj: Murat Kaya