| Posta

50.YIL

Yavuz Kocaömer Posta

“Engelli insanlar ACINMAK değil, SAYILMAK istiyor. Toplumumuz bunu uzun yıllar sonra anlamıştır. Engelli insanlar topluma kendilerini sporla kabul ettirmişlerdir. Önümüzdeki dönemde de bugüne kadar olduğu gibi her konuda Engelliler Spor Federasyonu’nu destekleyeceğime söz veriyorum.”

Gerard Schröder – Başbakan

“Engelliler sporu, engelli insanların kendi aralarında ve aynı zamanda engelli olmayan insanlarla karşılasmalarını ve kaynaşmalarını sağlamaktadır.”

Johannes Rau – Cumhurbaşkanı

“Engelli bayan ve bay sporcularımız, geldikleri yer bakımından bir örnektirler ve ülkemizin saygın temsilcileridir.”

Otto Schilly – İçişleri Bakanı

İşte Alman Devleti’nin engelliler sporuna verdiği değer.

Siz hiç ülkemizde bu güne kadar bir Cumhurbaşkanı’nın, bir Başbakan’ın, bir İçisleri Bakanı’nın veya Spordan Sorumlu bir Devlet Bakanı’nın benzer sözlerini duydunuz mu? BEN DUYMADIM!

Eğer devlet yetkililerimiz, engelliler sporunun rehabilitasyon, insanların birbiriyle kaynaşması, kendilerini kanıtlaması ve ülkelerinin temsili bakımından önemini kavrarlarsa, biz de bir gün göğsümüzü gere gere, dünyada bu konuda Türkiye’nin ne kadar ileri gittiğini yazabiliriz.

Birkaç rakam vermek istiyorum. Ülkemizde yaklaşık 135 spor kulübünde 2 ile 3 bin engelli insanımız spor yapmaktadır.

Almanya’da ise 3400 engelliler spor kulübünde 325 bin Alman spor yapmaktadır. Bu 325 bin sporcunun 5 bin tanesi yarışma sporu yapmaktadır. Bunların içinde de 500 tanesi yıldız sporcu seviyesine ulaşmıştır. Buna rağmen, Almanya Engelliler Spor Federasyonu Başkanı, 50 yıl dolayısıyla yaptığı konuşmada “En önemli başarımız, engelli insanlarımızın toplumla kaynastırılmasında sağlanmıştır” demiştir.

75 yaşındaki Walter Prossel 1960 Roma Olimpiyatlari’nda çekiç atmada altın madalya kazanmış bir sporcudur. II. Dünya Savaşı’nda Rusya’da esir kampında yakalandığı çocuk felci dolayısıyla felçli duruma gelmiştir.

Yukarıda bahsettiğimiz törende yaptığı konuşmada, “Şöyle yaşamımı bir gözden geçirirsem, ailem ve mesleğimin yanında spor yapmak benim hayatımda çok önemli bir rol oynamıştır. Bu sadece sağlık yönünden değil, toplumla kaynaşma yönünden de önemli bir rol oynamıştır. Sizler de taktir edersiniz ki, tekerlekli sandalyeli biri olarak insanlarla ilişki kurmak hiç de kolay değil. Ama spor beni sağlam insanlarla da kaynaştırdı ve kendime bir çok dost edindim” demiştir.

Bizdeki durum

Bizde ise bırakın böyle teşvikleri ve sağlanan olanakları, tam tersine,

“Sakatın da sporu mu olurmuş”

“Spor yapacaksan bari kendi şehrinde yap, başka şehre gitmek için ben sana otobüs nereden vereyim” “Bunların yarışmaları dandik”

diyen mahalli ve spor idarecileri mevcuttur.

Yasal zorunluluk olmasına rağmen, yeniden inşa edilen ve onarılan devlet dairelerinde engellilerin giriş çıkışu merdivenlerle ortadan kaldırılmaktadır. Yollarımızda, kaldırımlarımızda engelsiz insanlarımız zor yürürken, bazı belediye başkanlarımız engellilerimize tekerlekli sandalye dağıtarak onlara hizmet götürdüklerini düşünmektedirler.

Özürlü kimliği diye çıkarılan kimlik, nerede, ne işe yarar, bir çok kişi tarafından bilinmemekte, bu kimliğin muhatabı olan bir kısım devlet daireleri bile işin içinden çikamamaktadır.

Yani başka bir deyişle, Türkiye’nin genel yapısındaki yanlışlıklar ve eksiklikler bu konuda da aynen devam etmektedir.

Artık değişecek

Yeniden yapılanmanın ülkemizi çok yakından etkilediği bu günlerde, umudumuz yarının Türkiye’sinde engelli insanlarımızın da daha rahat koşullarda yaşamlarını sürdürmeleridir. Bunun için alınacak önlemleri, çıkarılacak yasaları merak ve heyecanla beklemekteyiz.

Türkiye’de bundan böyle seçimler sırasında engellileri hatırlayıp da sonra birdenbire unutan siyasetçi tipine artık yer verilmeyecektir. Bu değişimi de yine genç Türkiye en kısa zamanda başaracaktır. Bizim inancımız budur…