| Milliyet

DAHA ÖNCELERİ NEREDEYDİNİZ?

Birkaç hafta önce, spor basınından edindiğimiz bilgiye göre, Galatasaray’ı bugünkü zor durumlarına getiren Ünal Aysal isimli iş adamının tekerlekli sandalye basketbol takımına sponsor olacağını öğrendik.

Galatasaray Kulübü’nün başkanlığını yaptığı süre içinde, engelli basketbolcuları basketbolcu saymayan, kız ve erkek takımların şampiyonluk yemeğine davet etmeyi düşünmeyen, tarihinde amatör sporlarda Avrupa ve Dünya Şampiyonu olma onurunu Galatasaray’a yaşatan sporcuları unutan Bay Aysal, nasıl olduysa böyle bir şeye karar vermiş.

Yine başkanlığı döneminde Tekerlekli Sandalye basketbolu ile kulaktan duyma sözlerle bazı televizyon programlarına çıkan, böyle büyük bir kulübün başkanı olarak tüm spor branşlarını öğrenmesi ve yakından takip etmesi gereken bir başkan olarak, engelli sporcularla sadece yüzeysel olarak ilgilenmiştir. Kişisel tartışmalarını engelli insanlara da yansıtan, onlara verdiği bursları bu satırların yazarı bir iki yazısında kendisini eleştirdiği için kesen, Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı‘nın geçen yılki balosunda 5 bin TL gibi komik bir bağışta bulunan bir insandaki bu gelişme, tabii ki sevindiricidir.

Ancak sorun yalnız kendisinde değil, başkan olduğu tarihlerde Galatasaray Spor Kulübü’nde kendisinin danışmanlığını yapan ve sadece kendini düşünen kişilerle ile de ilgilidir.

Daha kendisinin Galatasaray’da ismi dahi geçmezken, bundan yaklaşık 6-7 sene önce bir iş görüşmesi için Frankfurt’tan Münih’e uçtuğumuzda, Hürriyet Gazetesi’ni okurken, yanımızdaki, sonradan bankacı olduğunu öğrendiğimiz bir Alman “Türk müsünüz?” diye sorduktan sonra, hangi takımı tuttuğumu sormuştu. Ben de “Galatasaray üyesiyim” dedim. “Sizi kutlarım. Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımınız Avrupa Şampiyonu oldu” dedi.

Almanya’daki bir bankacı, Dünya sporunu bu kadar yakından takip ederken, Bay Aysal’ın kendi başkanı olduğu kulüpteki Avrupa ve Dünya Şampiyonluğunu kazanmış sporculara 3 Ekim 2014 günü akşamı göstermediği yakınlığı ve görev süresi içinde Engelsiz Aslanlarla yüzeysel ilgilenmesini hâlâ içime sindiremiyorum.