| Posta

DARISI BAŞIMIZA

Yavuz Kocaömer Posta

Son günlerde Avrupa’da engellilerle ilgili alınan kararları ve değişik uygulamaları size anlatmaya çalışacağım. Bu satırları yazarken aklıma hep bir şey geliyor: Darısı başımıza…

Otopark kartı

1 Ocak 2001 tarihinden itibaren Avrupa Birliği, araba kullanan engelliler için yeni bir otopark kimliği belirledi. Bu kimlik kartını otomobillerinin camına yapıştıran engelliler, Avrupa Birliği üyesi olan ülkelere seyahat ettiklerinde burada her türlü kolaylıktan yararlanacaklar. Bu amaçla çıkartılan bildirilerde, engellilerin bu karttan doğan hakları anlatıldı ve üye ülkelerde aynı hakların geçerli olduğu bildirildi.

Avrupa Birligi parası

Ocak 2002’den itibaren kullanıma başlanacak EURO Avrupa para birimi tanıtılmaya başlandı. Bu tanıtım, özellikle engellire yönelik. Zira, yapılan araştırmaya göre, Almanya’da nüfusun yüzde 30’u ve bunun içinde çok sayıda görme ve işitme engelliler, normal yapılan yayınlarla bu para birimlerini yeterince tanıyamıyorlar. Bunun için öncelikle, Bonn, Düsseldorf ve Frankfurt’ta açılan kampanyalarda, yeni para birimi engelliler gruplarına tanıtılmaya başlandı.

Bu amaçla da yaz aylarından itibaren, Avrupa’da 35 bin eğitilmiş insan, banknotlar, bozuk paralar, kurlar ve fiyatlar üzerine de özellikle görme ve işitme engellilere bilgi aktaracaklar. Bu arada, görme engelliler için, banknotların kabartmalı motiflerle hazırlanan tipleri de bu seminerlerde kullanılmaya başlandı. Böylece bölgesel görme engelliler dernekleri, bunun yanında broşür ve görme engelli alfabesiyle hazırlanmış bilgilerin yanında ayrıca kasetler de dağıtmaya başladılar. Bunun dışında çıkarılan bir oyunla da, bozuk paraların nasıl kullanılacağı görme engellilere anlatılıyor. Tüm bu program ise, 11 milyon Alman Markı’na mal oluyor ve programa başlangıçta 100 Avrupa şehri katılıyor. Ne diyelim, darısı başımıza!

Almanya Başbakanı

Gerhard Schröder, geçtigimiz hafta Alman Engelliler Spor Federasyonu Başkani’nı kabul ederek 45 dakika görüştü. Bu görüşmede, engelliler sporunun Avustralya’da aldığı sonuçlar yeterli bulunmayarak, bundan sonra ne yapılacağı üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu.

Buna göre Almanlar, 2004 Atina Engelliler Olimpiyatı’ndan ziyade, programlarını 2008’de yapılacak olimpiyatlara göre hazırladılar. Bu arada, Basbakan Schöder, engelliler sporunun sosyal yönü üzerinde durdu ve Alman firmalarına bu konuda daha fazla sponsorluk çağrısında bulundu. Ve yapılan programa göre, bu yıl içinde engelliler sporuna daha çok zaman ayrılacağını belirtti.

Atlar ve yunuslar

Bundan dört yıl önce, Hamburg’da yaşayan Nadine David’e doktorlar, kendisinin hiçbir zaman yürüyemeyeceğini ve konuşamayacağını söylemişlerdi. Ağır spastik bir durumda olan, konuşma ve hareket bozuklukları gösteren Nadine, Amerika’da yapılan iki yunus terapisinden sonra hem yavaş yavaş konuşmaya hem de hareketlerini kontrol etmeye basladı.

Yunusların yardımcı olduğu bu terapide, engelli çocuklar ve yanlarındaki ögretmenleri havuzda birlikte yüzerken, yunuslar onların etrafında dönüyor, bazen gelip burunlarıyla itiyor ve oyuna davet ediyor. Bunun sonucunda, yukarıda bahsettiğimiz Nadine, sakinleşmeye ve ilk cümlelerini kurmaya baslamış bile…

Öte yandan, Almanya’da, spastikler konusunda atlara da büyük görevler düşüyor. Bu hayvanların vücudundaki daha yüksek ısı, spastik davranışları yumuşatırken, eklemlerin de çalışmasını sağlıyor ve engelli çocuklara sükunet veriyor. Bu arada uzmanlar, bu tip psikolojik problemlerde çocukların anne babaları ile olan geçmişteki kötü tecrübelerine dayanan durumların, atlarla birlikte olunduğu zaman süratle düzelmeye basladığını gözlemlediklerini söylüyorlar. Bunun en büyük nedeni de, atlar çocukları ve çocuklar da onları olduğu gibi kabul ediyor.