| Posta

ENGELLERE ALIŞMAK

Esra Demirkaya, Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı (TESYEV) bursu ile üniversite eğitimini tamamladıktan sonra iş hayatına atılıyor. Ve kendisi gibi engelli bir kardeşine TESYEV üzerinden eğitim bursu vermeye başlıyor. Bir süre önce ‘’ Ailem‘’ dediği TESYEV’ i ziyaret etti ve bizlerle güzel bir gün geçirdi. Esra, geçtiğimiz hafta, aşağıda yayınladığımız yazısını bize gönderdi. Gelin hep birlikte okuyalım.

‘’Kimimiz daha dünyaya geldiğimiz ilk dakikalarda tanışmışızdır engelimizle, kimimiz ise ileriki yaşlarımızda. Peki ya engelimize alışmak,onunla yaşamayı öğrenmek için verdiğimiz mücadeleler arasında farklılık var mıdır ? Hadi gelin bunu birlikte irdeleyelim…

Neden ?

Eğer doğduğumuz dakikadan itibaren konulmaya başladıysa önümüze engeller , bizler bilincimize ulaşıncaya kadar belki de mücadelenin zorlu kısmını ailemiz yaşar. Bilincimiz yerine geldiğinde başlarız sorgulamaya ‘’Neden?‘’ diye başlayan, sonlarına kelime bulmakta hiç de zorlanmadığımız, sadece zamanla şekil değiştirerek “Neden ben” diye devam edecek soru zincirleriyle dolu bir hayata adım atmışızdır artık.

Hiç düşünmeyiz…

Peki ya hayatımızın ilerleyen zamanlarında yani bilincimiz yerindeyken tanışmak zorunda kaldıysak engellerle? O zamana kadar belki de aklımızın ucundan bile geçmemişti böyle bir şeyle gün gelip kaçamayacak kadar yüz yüze kalacağımız. Hani tüm insanlar için geçerli olan “Yaşamayan bilemez” klişesi vardır ya, beynimizde farkında olmadan yer etmiştir. Ve bizler daha çocuk bilincinde yaşadığımız, belki gençliğimizin en deli çağlarında olduğumuz için belki de hayatın koşuşturmasında farkına varmamışızdır . Milyonlarca engellenen bireyin nasıl hayatını sürdürdüğünü hiçbir şekilde düşünmemişizdir.

Ailemiz…

Böyle bir durumdayken bir anda tüm hayatınızın değiştiğini düşünün. Engel türümüz ve yaşımız kaç olursa olsun, o güne kadar yaşadığınız hayat ve alışkanlıklarınız bir anda yok olur. İşte en zorlu süreçtir bu belki de. Bizim ve ailemizin gücünün ve sabrının en yüksek olması gereken noktadayızdır. Öyle kolay geçmez . Kabullenmek zordur hem de çok zor . Gücümüzü yitirdiğimiz , pes ettiğimiz anlarımız, geçmiş hayatımıza duyduğumuz özlemin güç sınırlarımızın son noktasını zorladığı anlar çok olur. Bu süreçte yine en büyük güç kaynağımız ailemizdir.

Spor …

Zamanla alışmaya başlarız yeni hayatımıza. Yavaş yavaşta da olsa azalır o isyan nöbetleri geçirdiğimiz anlar. İşte tam da bu noktada eskiden keşfedemediğimiz yeteneklerimiz olduğunu fark ederiz. Bu yetenekler müzik olur , sanatın herhangi bir dalı olur, spor olur. Bu yeteneklerimizi geliştirdikçe ve başarılı oldukça daha bir başka güzelleşir hayat ve bizler için yaşanılır bir hal alır.

Önyargılar …

Özellikle “spor” alanında öyle çeşitli dallar vardır ki başarılı olabileceğimiz, bizler bile keşfettikçe şaşırırız. Başardıkça daha da başarmak için çalışırız. Kaybettiğimiz özgüvenimizi belki eskisinden daha güçlü şekilde geri kazanırız. Sporun bizim hayatımıza katkılarını saymakla bitiremeyiz ama ilginç olan bir nokta da bu konunun hala kapalı kutu olmasıdır. Çoğu insan bilmez engellilerin de spor yapabileceğini ve dünya çapında başarılara ulaşabileceğini. Spor çoğu engellinin hayata dönüş noktası olmuştur ve olmaya devam etmesini ümit ediyoruz.

Evet irdelediğimiz gibi engelimizle ister doğduğumuz dakikada , ister hayatımızın ilerleyen dönemlerinde tanışmış olalım bizler bir şekilde öğreniriz engelimizle yaşamayı. Biz öğreniriz öğrenmesine de fiziksel çevre koşulları ve insanların görmesek, duymasak bile hissettiğimiz önyargıları bizi alıştığımız gibi yaşatmamak için elinden geleni yapar.

Mesela görme engelli veya bedensel engelli biri evden tek başına çıktığında kazasız belasız evine geri dönüp dönemeyeceğini düşünmek zorundadır. Çünkü kaldırımlarda ve yollarda sağlıklı insanlar diye nitelendirilenlerin bile zor yürüdüğü aşikardır.

Ayrımcılık…

Bu konularda söyleyecek o kadar çok sözümüz var ki. Ne kadar anlatsak ta toplumumuzdaki “Yaşamayan bilemez” klişesi olduğu sürece anlaşılamayacaktır. Hani bir söz vardır ; bizler için iyi manada kullanılan “pozitif ayrımcılık.” İşte biz aslında bunu bile istemeyiz . İnsanların bize bakış açısındaki “negatif ayrımcılık” olmasa… Bizler “Yaşamayanda bilsin” istiyoruz. Bakın o zaman çokta gayret göstermeden her şey kendiliğinden rayına oturuyor mu oturmuyor mu ? Bizi bir gün değil her gün FARKEDİN…’’

DUYURU – 1

TESYEV ve Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı Yavuz Kocaömer 17 Aralık Cumartesi günü saat 14 ‘ de SKY Türk’ de yayınlanan ‘’ Spor Keyfi ‘’ programına konuk olacak. Yavuz Kocaömer, Seyhan Şaşko’ nun sunduğu programda, ülkemizde ki engelliler sporunun durumunu anlatacak.

DUYURU – 2

Bu köşe ile ilgili yorumlarınızı www.tesyev.org sitesindeki ‘’Yazarlarımız ‘’ bölümüne tıklayarak yapabilirsiniz

Güzel Söz

Bir kimse, bir mümin kardeşini sevindirirse, Hak Teala , o kimsenin kalbini kıyamet gününde ferahlandırır.

Hadis-i şerif