ENGELLİ SPORU İÇİN ÇOK ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR

Geçtiğimiz ağustos ayında Londra’da yapılan Paralimpik Oyunları’nın madalya sıralamasına şöyle bir göz atalım;

ÜLKEALTINGÜMÜŞBRONZTOPLAM
  
1.   Çin907061221
2.   Rusya35362899
3.   İngiltere334243118
4.   Ukrayna32222882
5.   Avustralya31212779
6.   Amerika29273591
7.   Brezilya2013841
8.   Almanya18262266
43. Türkiye15410


Çok yol almamız lazım çok!

Tabii ki 19. yüzyılda ilk engelli sporlarına başlayan ülkelerle kendimizi mukayese etmemiz mümkün değil. Ancak yukarıdaki listeye baktığımızda, disiplin, devlet ve özel sektör desteğinin her spor dalında olduğu gibi engelliler sporunda da önemini görüyoruz. Çin’in son senelerdeki gelişmelerini şahsen sportif bakımdan çok doğru bulmamız mümkün değil. Engelsiz sporunda olduğu gibi engelli sporunda da küçük yaşta çocukları ailelerinden ayırarak, aylar, yıllar süren kamplarda müsabakalara hazırlamak bizim insani anlayışımızla pek bağdaşmıyor. Öte yandan, nüfus, engelli sayısı gibi kriterlere baktığımızda ülkemizden bu bakımdan daha az sayıdaki milletlerin bizden daha başarılı olmasının da sebeplerini araştırmak gerek. Engelliler sporu ile ilgili federasyonlarımızın bu konuda çalışmalar yapması gerekiyor diye düşünmekteyiz. Madalya sıralamasının 30’uncu sırasında olan Avusturya’nın toplam 13 madalya ile Türkiye’nin önünde olması, nüfus ile buna bağlı engelli sayısı göz önüne alındığında, bizim daha bu konuda çok yol almamız kanıtıdır. Bu zaman içinde de federasyonlarımız laf üretmek yerine, kısır çatışmaların dışına çıkmalı, spora ve sporculara rahat çalışma imkanı sağlamak zorundadırlar.

Bilyoner.com’dan destek devam ediyor

Bilyoner.com, son senelerde Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı (TESYEV) aracılığıyla engelli öğrencilerimize burslar sağlayan kurumlarımızdan biri. Şu anda 50 öğrencinin aylık burs giderlerini de üstlenmiş durumdalar. Daha fazla bilgi için www.bilyoner.com’a bakabilirsiniz. Teşekkürler Bilyoner.com.

Tekerlekli sandalyeli Barbie

Oyuncakların ve resimli kitapların çocukları çok küçük yaştan etkilemeye başladığını hepimiz biliriz. Oynayarak, neyin normal olduğunu, neyin anormal olduğunu öğrenirler. Oyuncaklar genellikle beyaz tenli insanlar, engelsiz çocuklar ve kişiler örnek alınarak yapılır. Eğer tesadüfen siyah renkli oyuncak bebek aralarında varsa, bu egzotik bir davranış olarak düşünülür. Almanya Düsseldorf’ta bir süre önce açılan bir sergide ‘Çeşitlilikle Oynamak’ adı altında eğitime yönelik oyuncaklar tanıtıldı. Bunların arasında tekerlekli sandalyede oturmuş bir Barbie de var. Dünya, çocuklarını eğitmek ve engelliler konusunda bilinçlendirmek için neler yapıyor, biz neler yapıyoruz! Hâlâ ilkokullarımızda engelli insanları anlatan, onlara nasıl davranılması gerektiğini öğreten bir ders programı başlamadı.

                    
Klimanjaro’ya tırmandı

Kanada’nın Toronto şehrinde yaşayan 35 yaşındaki Spencer West, Klimanjaro Dağları’nın tepesine tırmandı. Spencer’in kasıklarından itibaren iki bacağının olmadığını hemen belirtelim ve bu konuda söylediklerini birlikte okuyalım. “Dağın birçok bölümünü ellerimin üzerinde yürüyerek çıktım. Tüm parkurun yaklaşık yüzde 20’sini tekerlekli sandalye ile geçtim. Doğduğumdan itibaren, genetik bir hastalık dolayısıyla bacaklarımda hiç kas yoktu. 2 yaşındayken bacaklarımı dizlerimden kestiler ve 3 sene sonra ise tamamını aldılar. Aslında ben hep eller üzerinde yürüyorum, evde, iş yerinde. Bu dağa tırmanırken 4 çift eldiveni üst üste giydim, taşlı zeminde kendimi korumak için bunu yapmak zorundaydım. 1 yıl süre ile bu tırmanış için çok ağır şartlarda çalıştım. Ama şimdi çok mutluyum!”

                       

‘Engeller Sona Ersin’

“Hayata her zaman gülümsemek istiyorum!” demişti ilk kitabında. O günlerden bugünlere neler yaşadığını yazıyor. Yazıyor ki insanların kafalarındaki engeller iyice kalksın ve bir engellinin normal insanların yaşayabileceği tüm duyguları yaşadığını ilk kitabı ‘Engelsizsiniz’den sonra ikinci kitabı ile herkes tarafından yeterince anlaşılsın. Ersin Ata, 30 Mayıs 1983’te Erzincan’da doğdu. Ancak doğum sırasında oksijensiz kaldığı için beynindeki bazı hücreler zarar gördü. Bunun sonucunda engel türlerinin en zorlarından biri olan ‘serebral palsi’ (spastik) denen hastalıkla tanışarak hayata yenik başladı. Ersin Ata, o günden sonra sürekli ağladı. Sonra öğrendi hayatın bütün engellere rağmen devam ettiğini. Yaşama sevincini herkes ile paylaştı. O günlerin acısını çıkarırcasına hayata gülücükler saçıyor Ersin Ata ve yaşadığı tüm anıları ‘Engeller Sona Ersin’ diye bir kez daha okuyucuları ile beraber haykırıyor. ‘Engeller Sona Ersin’ 6 Kasım’da Destek Yayınevi etiketi ile piyasaya çıktı.

Güzel Söz

Başkaları için yaşayamayan kendi için yaşayamaz.  Montaigne