ENGELLİLERİN SERBEST ULAŞIMI
| Milliyet

ENGELLİLERİN SERBEST ULAŞIMI

Engellilerin günlük yaşamlarında karşılaştıkları en büyük sorun hiç kuşkusuz kimsenin desteğine ihtiyaç duymadan kendi başlarına bir yerden bir yere gidememeleri. Ola ki gitseler bile girip çıkacakları binaların çoğunun onların kullanımına uygun olmaması. Gelişmiş ülkeler bu sorunu büyük ölçüde çözmelerine karşın, onlarda da zaman zaman bazı eksiklikler yaşanmıyor değil. Ülkemizde ise maalesef bu durum engelliler için hala çok büyük bir problem. Hatta engellilerin en büyük kâbusu. Ne yollarımız ne toplu ulaşım araçlarımız  ne ulaşım istasyonlarımız ne yaşam alanlarımız ne de binalarımız engellilerin tek başlarına hareket edebilecekleri kullanım şartlarına haiz değil. Bazı iyi niyetli çabalar da bu namüsait durumu ortadan kaldırmak için yeterli olmuyor. 14 Şubat 2016 tarihinde bununla ilgili bu köşede bir yazı kaleme almış ve durumu özetlemeye çalışmıştık. Aradan geçen 6 yılda bir arpa boyu yol gittiğimiz için bu yazıyı tekrar yayınlama gereği duyuyorum. Bakın bakalım değişen bir şey var mı?

*      *      *

Almanya’da, geçtiğimiz günlerde yapılan bir ankete göre, Alman halkının yüzde 77’si, engelliler konusunda bariyerlerin kaldırılmasını istiyor. Düşünün, 1948 yılında Engelliler Spor Federasyonu’nu kurmuş bir ülkede, bugün hâlâ bu konu tartışılabiliyor.

Serbest ulaşım demek, engellilerin her türlü kuruma, spor salonuna, medyaya rahatlıkla ulaşabilmeleri ve bir başkasının desteğine ihtiyaç duymadan oralara girip işlerini yapabilmeleri anlamına geliyor.

Bizde ise engelsiz ulaşım, meclisimizin aldığı kararlarla ertelendikçe erteleniyor. Bu arada tabii ki bu işi ciddi bir şekilde yapan belediyelerimiz de var. Ama orada da bakarsanız, o yörelerin belediye başkanları bu işin önemini anlamış ve kendi propagandalarından, reklamlarından çok engellilere hizmet vermek isteyen başkanlar.

Spor yolu ile dahil etme dünyada artık her gün daha fazla önem kazanıyor. Birleşmiş Milletler’in de yayınladığı bildirilerle, bu konu devamlı teyit ediliyor. Çünkü spor yalnız engelli değil, engelsiz insanları da hem yaşama bağlayan hem de birbirleriyle kaynaşmalarını sağlayan bir konu.

Dahil etmek demek, engelli ve engelsiz insanların hem sporda hem de günlük hayatta birlikte yaşamaları, birlikte gezmeleri, oturmaları, okumaları, eğitim almaları v.s. gibi basit eylemlerin gerçekleştirilmesi demek.

Bizde bu konuda da henüz atılmış ciddi bir adım yok. Her şey Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bürokratlarının iki dudağının arasında. Akıllarına gelirde bir şey yaparlarsa, onu da bölük pörçük orada burada yapıyorlar. Ama o açılan spor tesislerinin içindeki engelsiz ulaşımı ve engellileri dışarıya taşıma konusunda ilgili bakanlıklarla bir iş birliği yaptıklarını biz bugüne kadar duymadık.

Yani kısaca, ülkemizde bazı konularda olduğu gibi, bu konuda da bir ‘sistemsizliğin sistemi’ var.