| Milliyet

FIRSATLAR VE TEHDİTLER

Geçen hafta GSGM‘nin 2010-2014 stratejik planını yazmaya başlamıştık. Bu hafta devam ediyoruz.

Raporun bir diğer bölümünde “Fırsatlar ve tehditler” başlığı altında bugünkü durum analize edilmiş. Tehditler bölümünde:

-Görevlendirme yetkilerinin taşrada GSGM kontrolü dışında yapılması. -Spor konusunda 5018 sayılı yasa.

-Milli Eğitim politikalarının GSGM amaçları ile örtüşmemesi.

-Genel bütçeden yeterli payın ayrılmaması.

-Yerel yönetimlerin özellikle profesyonel dallara önem vermesi.

-Parti programlarında gençlik ve spora gereken önemin verilmemesi. -BESYO mezunlarına istihdam sağlanamaması.

-Sporu yönetenlerin GSGM bünyesinde etkin rol oynamamaları.

-Gençlik ile ilgili sorunların farklı kuruluşlar tarafından üstlenilmesi.

Bunların hepsi politik tehditler başlığı altında toplanmış.

Sosyal açıdan tehditler bölümünde ise:

-Medyada sporun sevdirilmesine yönelik yayınların azlığı. -Spor kültürünün oluşmaması.

-Terörün varlığı.

-Devletin bir spor politikasının olmaması.

-Zararlı alışkanlıkların yaygınlaşması.

-İşsizlik oranında artış.

-Bazı mülkü amirlerin spora olumsuz bakışı.

-Sporda şiddetin artması.

-Yabancı sporcuların kurtarıcı olarak görülmesi.

Politik tehditler bölümündeki başlıkların çoğu, ülkemizde yıllardır siyasetle sporun iç içe yaşamasının sonucu. Milli Eğitim politikalarının GSGM amaçları ile örtüşmemesi kimin suçu? Son 20-30 yılda hangi Spordan Sorumlu Devlet Bakanı o zamanın Milli Eğitim Bakanı ile bir araya gelip de spor ve eğitim odaklı bir devlet politikasına esas olacak anlaşmaya varmışlar? Yabancı sporcuların kurtarıcı olarak görülmesinin bir nedeni de, ülkemizde eğitimle koordineli sporcu yetişmemesi değil mi? Spor kültürünün oluşması için hangi spor yönetimi gerçek çaba gösterdi? Geçen hafta da belirttiğimiz gibi, bu “stratejik plan” eğer uygulaması yapılır ve takip edilirse, Türk sporunda yeni bir dönem başlar. Ancak akıbeti 14 ay evvel yapılıp da, bu güne kadar takip edilmeyen “Spor Şura”sına benzerse yandık demektir!