| Posta

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİNDEN GELEN DAVETİYE

Bir süre önce Prof. Dr. Fatma Gül Şener’den, Hacettepe Üniversitesi tarafından düzenlenen 50’nci yıl etkinlikleri kapsamında `Paralimpik Başarıda Hacettepe’li olmak` konulu toplantımıza katılmanız bizi onurlandıracaktır yazan bir mail aldık. Araştırdık, üniversitenin rektörlüğü Prof. Dr. Nevin Ergun’a ödül vermek istemiş ve böyle bir program düzenlenmiş. Olabilir, kendi takdirleridir. Sayın Prof. Dr. Nevin Ergun’un böyle bir ödüle layık görülüp görülmemesi konumuzun dışıdır.

Yasal yollara başvurmayacağıZ

Ancak Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin yaptığı bazı yanlışlıklar vardır. Birincisi, Paralimpik ismini Türkiye`de herhangi bir etkinlikte kullanmak için uluslararası kurallar gereği Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nden izin almak gerekir. Bilmedikleri ve iyi niyetle davrandıkları için Türkiye Milli Paralimpik Komitesi bu konuda yasal yollara başvurmayacak. Diğeri ise, böyle bir organizasyonda Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin de görüşü alınmalıydı diye düşünmekteyiz. O bir yana, yukarıda bahsettiğimiz gönderilen davetiyede herhangi bir isim yok, kime geldiği belli değil. Bu da üniversitenizin sağlık birimleri fakültesinin dekan yardımcısının bu konuda ne kadar bilgili (!) olduğunu gösteriyor.

Gereğini rica etmek…

Bir başka konu ise gönderilen davetin altında `Saygılarımla` veya `Hayırlı günler dileklerimizle` gibi bir ibare bulunmuyor. Bu üniversitelerin genelde yaptığı bir hatadır. Rektör ya da dekanlar, zaman zaman Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ya da Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı (TESYEV) gibi sivil toplum örgütlerine mailler veya mektuplar gönderirler. Altında `Saygılarımla`, `Hayırlı gün dileklerimle` veya `Selamlarımızla` benzeri bir ibarenin konulması bir yana, çoğunlukla `Gereğini rica ederim` derler. Hiçbir üniversitenin rektörü veya dekanı bir sivil toplum örgütünün başkanına “Gereğini rica ederim” demek yetkisine sahip değildir. Kendi üniversitesinin bir biriminden gereğini rica edebilir. Ama bir sivil toplum örgütünden emir verir tarzda gereğini rica etmek, en azından sosyal konularda bunu yazan rektör ve dekanların ne kadar bilgisiz olduğunu gösterir.

Sevgide serbestlik, saygıda mecburiyet

Başında bulunduğumuz gerek Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı gerekse Türkiye Milli Paralimpik Komitesi, üniversitelerimizden gelen bu tip içerikli yazılara cevap vermeyip işlemsiz olarak iade etmektedir. Unutulmaması gereken `Sevgide serbestlik saygıda mecburiyet` olduğudur. Profesör olabilirsiniz, dekan olabilirsiniz, rektör olabilirsiniz ama bir sivil toplum örgütünden gereğini rica edemezsiniz. Olsa olsa o kurumun bilgilerine arz edersiniz veya işbirliği konusunda başka bir öneride bulunursunuz.

Bağcılar Belediyesi

Bir süre önce Bağcılar Belediyesi `Engelsiz Dünya` ödüllerini dağıttı. Törene katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu’nun engellilerle ilgili yapılanları anlattığı konuşmasının tamamı doğrudur. Örneğin; 2002’de 6 bine yakın engelli memur kamuda istihdam edilirken, bugün rakamın 50 binlere ulaştığını söyleyen bakanımız haklıdır. Bunun dışında kendi işini kurmak isteyen 36 bin engelliye hibe yardımında bulunulduğu, 2010 yılında 12 Eylül Anayasa referandumu yapıldığında pozitif ayrımın getirildiği, 475 bin engelliye evde bakım desteği verilmesi de doğrudur. Bu konuda engelliler ile ilgili hassasiyet bilindiğinden bir kez de buradan şükranlarımızı sunarız.

Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı`ya

Bir sözümüz de Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı`ya. Güzel şeyler yapıyorsunuz veya yapmaya çalışıyorsunuz ama anlamını bilmediğiniz şeyleri Belediye Başkanı olarak, hele engelliler konusunda kullanmanız bizleri şaşırttı. Konuşmanızın bir bölümünde 4 Bağcılarlı engelli sporcunun RİO OLİMPİYATLARI’nda ülkemizi temsil ettiğinden bahsediyorsunuz. Ya konuyu bilmiyorsunuz veya sürç-i lisan ettiniz. Hiçbir engelli sporcumuz Rio 2016 Olimpiyatları’nda yarışmamıştır. Olimpiyat Oyunları ve Paralimpik Oyunları birbirinden farklıdır. Bahsettiğiniz sporcularımız Paralimpik Oyunları’nda yarışmıştır. Belki bilmiyorsunuz, 2001 yılından beri Dünya’da Olimpiyat Oyunları ve Paralimpik Oyunları ayrı ayrı yapılmakta olup herhangi bir kent Olimpiyat Oyunları’na aday olduğu takdirde 3 hafta sonra da Paralimpik Oyunları’nı yapmak mecburiyetindedir.

Ama her zaman söylediğimiz gibi, ülkemizde yalnız belediye başkanlarımız, siyasetçilerimiz, hatta milletvekili ve bakanlarımız değil, ülkemizin büyük bir çoğunluğu da Paralimpik Oyunları’nın ne olduğunu bilmiyor. Umarız öğrenirler ve kendilerinden sonra gelecek nesillere örnek olurlar.