| Milliyet

HEM GAZETECİ HEM BAŞKAN

Geçtiğimiz yıl sporumuzu üst seviyede yönetenlerden bir kardeşimizle telefon konuşmamızda şöyle bir cümle sarf etmişti ‘’ Hem gazetecisin hem de Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı. Nasıl oluyor bu?‘’ Bir defa bana gazeteci demek gazetecilere hakarettir. Çünkü benim mesleğim gazetecilik değil.

Ben 15 yıldır engelli insanlarımızın sorunları ve de engelliler sporu ile ilgili 2 ayrı gazetemizde yazılar yazarak, hem yapılan iyi şeyleri duyurmak hem de yapılmayan veya eksik kalan konuları kamuoyunun ve ilgili birimlerin dikkatlerine sunmak üzere çaba gösteren bir insanım. İşlerine gelmeyenler, görevlerini yapmayanlar doğal olarak köşemize konuk oldukları için bizi sevmezler. Hiç de önemli değil, seven de sağ olsun sevmeyen de. Önemli olan bu kişilerin kendi vicdanları ile hesaplaşmaları.

Bu en üst seviyedeki spor yetkililerimizden biri olan kardeşimizin kendisini eleştirdiğim yazılarım herhalde işine gelmemişti. Tekrar etmekte fayda var. Hiç kimseyle kişisel sorunum yoktur.

17 senedir engelliler sporuna maddi manevi emek verirken, bırakın engelliler sporunu, sporun içinden gelmemiş insanların, siyasi tercihlerle bir takım yerlere gelmesi, dolayısıyla yaptıklarına hangi partiden olursa olsun göz yummak bizim için mümkün değil.

1998 -1999 senesinde spordan sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü de bizden az çekmedi. Neden? Engelliler sporunu bilmediği, öğrenmek istemediği için. Dolayısıyla engelliler sporu konusundaki yasalardan doğan yükümlükler yerine getirilir, herkes iyi niyetle hem engelli sporcuların hem de ülkemizin geleceği bakımından çalışırsa, biz o kişileri yaşına bakmaksızın sırtımızda dahi taşırız. Eğer gerekirse Sayın Mehmet Ali Şahin, Sayın Mehmet Atalay, sevgili Yunus Akgül, sevgili Bekir Yunus Uçar örneklerinde yapacağımız gibi.

Not: Bu yazı  yaklaşık 4,5 sene önce bu sütunlarda yayınlanmıştı. Son zamanlarda engelliler sporlarındaki gelişmeler üzerine bir kez daha hatırlatalım dedik. 

 16.12.2018 Milliyet Gazetesi