HEPSİ ALTIN HEPSİ MADALYALI
| Milliyet

HEPSİ ALTIN HEPSİ MADALYALI

Paralimpik Oyunları yolculuğu, Nazi Almanyasından kaçarak İngiltere’ye gelen Beyin Cerrahı Sir Ludwig Guttmann’ın engelliler hakkındaki önyargıları yıkma hayaliyle 1944 yılında İngiliz hükümetinin talebi ile başlıyor.

Omurilik yaralanması olan hastaların yaşamını değiştiren çalışmalara imza atan Guttmann için spor hem gücü artırmanın hem de depresyonla mücadele etmenin iyi bir yolu.

29 Temmuz 1948’de, Londra Olimpiyat Oyunları açılış gününde Dr. Guttmann tekerlekli sandalyedeki atletler için ilk yarışmayı düzenledi ve bunlara Paralimpik tarihinde bir kilometre taşı olan Stoke Mandeville Oyunları ismini verdi. Burada 16 kadın ve erkek askeri personel yer aldı ve bu kişiler okçuluk yarışmalarına da katıldı. 1952 yılında da Hollandalı gazilerin harekete katılması ile Uluslararası Stoke Mandeville Oyunları başlatılmış oldu.

Doorn, Hollanda’dan Joep de Beer, belden aşağısı felçli yarışmacılar için Stoke Mandeville Oyunları sırasında tekerlekli sandalyesinden cirit atıyor. Omurga yaralanmaları nedeniyle belden aşağısı felç olan kadın ve erkekler için İngiltere’nin üçüncü uluslararası spor festivaliydi. Kazananlara “Özel Olimpiyatlar” etkinliğinde kupa verildi.

Bu oyunlara 1960’ta İtalya’nın başkenti Roma’da 23 ülkeden 400 atletin katılımı ile gerçekleştirilen  Paralimpik Oyunlar adı verildi. O zamandan beri dört yılda bir yapılıyorlar. 1976’da ise, Paralimpik tarihindeki ilk Kış Oyunları İsveç’te düzenlendi ve bunlar da dört yılda bir yapılmaya devam ediyor.

Kore’nin başkenti Seul’deki 1988 Yaz Oyunları ve Fransa’nın Albertville kentinde yapılan 1992 Kış Oyunları’ndan beri de Oyunlar IPC ve IOC arasında yapılan bir anlaşma gereğince hep aynı şehirlerde ve tesislerde yapılıyor.

1960’ta Roma’da düzenlenen Olimpiyatlar ile ilk resmi Paralimpik Oyunları da düzenlendi. Paralimpik Oyunları adını alması için o tarihten dört yıl sonra Tokyo’da düzenlenen oyunları bekledi.

Oyunları ve Paralimpik sporcularımızı izlediğimizde bir gerçek ile yüz yüze kalıyoruz. 1948’de başlayan Paralimpik Oyunları gerçeği var ve biz, biz diyorum; şahsım ve arkadaşlarım Türkiye Milli Paralimpik Komitesini Türkiye’de 2002’de kurduk. Ve bugün izlediğiniz bu pırlanta gibi çocuklar bu başarıları aradaki bunca yıllık farkı da kapatarak alıyorlar. İzlerken lütfen bunu da göz ardı etmeyin.

Benim için alınan her madalya altın değerinde ve Tokyo’ya gidip yarışan her sporcu ve heyet madalya almıştır.

Bugün müsabakaları yayımlayan televizyon kanalları da arttıkça bu oyunlar küresel bir etkinliğe dönüştü.

Bunun yansımasını her şekilde bizler de gördük, bu sene dijital, yazılı ve görsel basın sporcularımıza gerçekten desteğini esirgemedi. Bunda bu sene iki çok önemli faktör görüyorum. Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Mehmet Kasapoğlu’nun Paralimpik Oyunların ilk gününden başlayıp bugüne kadar, halen ekibi ile sporcularımızla birlikte Tokyo’da olması, tüm madalya törenlerine bizzat katılması, sporcuları köyde ziyaret etmesi ve bu konudaki samimiyeti. Ve bunun ‘bakan bey yapıyor, biz de yapalım ya da yapmalıyız’ şeklinde diğer bürokratlara yansıması. Çok iyi bir sosyal medya planlaması yapılması ve anlık haberleri hem Türkiye Milli Paralimpik Komitesi sayfasından hem TeamTürkiye sayfasından alabilmemiz ve bunların sosyal medyada ciddi paylaşım değerlerine ulaşması.

Daha iyisi olabilir mi? Elbette olabilir, her zaman daha iyisi vardır. Bizler de daha iyisi için çalışacağız.

24 Ağustos-5 Eylül tarihlerinde gerçekleşen Tokyo 2020 Paralimpik Oyunları’nda toplamda 15 madalya ile bugüne kadarki en büyük sayıya ulaşarak rekor kırdık ve bundan sonra da kırmaya devam edeceğiz.

TeamTürkiye, Tüm Türkiye…