| Posta

İLGİSİZLİK

Yavuz Kocaömer Posta

Yaklaşık on aydır bu sütunlarda engelli insanlarımızın sorunlarını dile getirmeye çalışıyor, gözümüze takılanları sizlerle paylaşmaya çalışıyoruz. Bu süre içinde ülkemizin bir gerçeği yine gözler önüne serildi: Ilgisizlik…

Engelli dostlarımız bu süre içinde bize binin üzerinde faks, e-mail, mektup gönderdiler. Bunların yüzde 90’ı isteklerle ilgili. İş arayanlar, tekerlekli sandalye, akülü sandalye ihtiyacı olanlar, problemlerini yansıtanlar… Elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalıştık.

Üzücü taraf, Posta Gazetesi’nin böyle bir çabasına engelli insanlarımız tarafından verilen desteğin çok sınırlı olması. Onlardan para pul isteyen yok. Çoğunun geçim sıkıntısı içinde olduğu bir gerçek. Ancak, bu sütunlarda yazılanlara cevap vermeleri, engelli insanlarımızın yaşamlarını kolaylaştıracak önerilerde bulunmaları gibi konularda bir şeyler beklemek de hakkımız diye düşünüyoruz.

Ülkemizde bir çok engelli derneğinin insanların duygularını istismar ettiğini, bu dernek yöneticilerinin kendi ceplerine çalıştığını yazdık. Önemli ölçüde de reaksiyon aldık. Ama o hakkında yazı yazdıklarımız sessiz kaldılar. Hiçbiri çıkıp da “Bana mı diyorsun” diyemedi. Ve zannediyorlar ki bu konu kapandı. Araştırmalar devam ediyor. Gerektiğinde kamuoyuna açıklanacak. Türkiye’mizde son aylarda yasanan değişimden onlar da payını alacak.

Dr.Trawinski Kupası

16-19 Ağustos’ta ülkemizde ilk defa bir uluslararası tekerlekli sandalye basketbol turnuvası yapıldı. İlk üç gün 2500 kişilik salonda 50-100 seyirci vardı. Final günü Türk Silahlı Kuvvetlerimizden gelen bir grup Mehmetçik’le birlikte yaklaşık 700 kişilik seyirci topluluğuna ulaşıldı. Oysa o Pazar günü İstanbul’da hava kapalı, yağmurlu idi. Yani insanlarımız yüzme havuzlarına, piknik yapmaya zaten gidememişlerdi. Buna rağmen salonun üçte biri bile dolmadı. Böylece de, ülkemizde futbolun dışında, spora gösterilmeyen ilgi bir kez daha kanıtlandı. İstanbul’da sekiz bedensel engelli spor kulübü mevcut. Bunlardan, Bakırköy Omurilik Felçlileri Derneği ve Besiktaş Engelliler Spor Kulübü dışında diğer altı kulüp turnuvaya hiç ilgi göstermediler. Şimdi bazı kulüp başkanlarının “Oradaydık ya” dediğini duyar gibiyim. Söylemek istediğimiz o değil. Hiçbir tanesi bizleri arayarak, “Bir turnuva yapılıyor, bir katkımız olur mu, bizden beklediğiniz, istediğiniz bir şey var mı” demediler. Ama malzeme yardımı konusu olunca en önde geliyorlar. Vermeden almanın artik mümkün olmadığını hepimiz anlamalıyız.

Eski dostlar

Bu sütunlarda yazmaya başladıktan sonra, 20-30 yıldır görüşmediğim okul arkadaşlarım, tanıdıklarım telefonla, e-maille bana ulaşarak “yaptığım işin çok hayırlı bir iş olduğunu, beni kutladıklarını, böyle bir misyonu üstlenen bir arkadaşları olduğundan gurur duyduklarını” söylediler. Yani bir sürü boş laf. Gittiğim yerlerde karşılaştığım tanıdıklarımdan birçoğu aynı sözlerle beni teşvik ettiler. Ama hiç birisi de sormadı, “Bir yardıma ihtiyacın var mı, böyle bir toplumsal olayda bize düşen görev nedir?” İnsanlar başlarına gelmeden bazı konularda gerekli duyarlılığı gösteremiyorlar.

Zamanında Namik Kemal, “Kalkın ey ehl-i vatan” demiş. Arkasını dönmüş bakmış ki, herkes yerinde oturuyor.

Bizim durumumuz farklı. Dostlarımızın çoğu tekerlekli sandalye bağımlısı, zaten ayağa kalkamazlar. Gerek de yok. Onların yanımızda olduklarını hissetmemiz, bize engelli insanlarımıza hizmet konusunda gerekli gücü veriyor.

Ayağa kalkabilecekleri halde kalkmayanlar düşünsün!