| Milliyet

KOCAÖMERİ İSTEMEZÜK!

Yavuz Kocaömer Milliyet

Geçtiğimiz haftalarda, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Kurucular Toplantısı Ankara’da yapıldı. Kocaömer söz alarak, komitenin kurulmasının önemini anlattıktan sonra görevini tamamladığını kurucu ve geçici yönetim kurulunun içinde bulunmayacağını bildirdi. Toplantıdan sonra ortalıkta şu söz dolaşmaya başladı: “Kocaömer zaten zor seçilirdi”.Çünkü bazı kişiler, bazı kurucu üyeleri arayarak “Kocaömer’i oraya seçmeyiniz” talimatını vermiş idi. Nedir bazı çevrelerin Kocaömer’e karşı olan bu düşmanlığa varacak davranışlarının nedeni ?

Kocaömer, ülkemizde sayıları 7.5 milyona yaklaşan engelli insanların spor ve eğitime katkıda bulunmak için gecesini gündüzüne katan, dostlarını, iş arkadaşlarını, olanaklarını yönlendiren, sakat insanları evlerinden çıkarıp spor sahasına getirerek toplumla kaynaştırmayı amaçlayan ve ülkesinin uluslararası platformda engelliler sporunda layık olduğu yere gelmesi için çabalayan bir sivil toplum örgütü başkanı, ülkemizde Engelliler Spor Federasyonları’nı çağdaş seviyeye getirme mücadelesini kazanan, insan haklarına aykırı Spor Ödül Yönetmeliği’nin düzelmesine öncülük eden de o.Ancak Kocaömer çizmeyi aşıyor ! Demokratik bir ülkede olmaması gereken davranış biçimlerine karşı çıkıyor ve eleştirilerinde, en yakın dostları bile olsa, engelliler konusunda son derece açık ve net. Çünkü Kocaömer, 22 yıl bedensel engelli bir ağabeyle yaşamış, bu sakat insanların dertlerini çok yakından, içinde hissediyor. Kocaömer bunları yapsın, ama eleştirmesin, hatta Türk sporunun nasıl geliştiğini sütunlarında hep anlatsın, bazıları gibi “yağdanlık” yapsın.

İşte bunları yapmayınca bazı çevreler de “Kocaömer’i istemezük” diye ortaya çıkıyorlar ve her zaman savundukları demokrasiyi unutuyorlar.

Ne yazık ki Kocaömer’in bu söylenenlerden, edilen telefonlardan, kurucular toplantısı öncesi haberi olmadı. Olsaydı o zaman geçici yönetim kuruluna adaylığını koyar, kimin nasıl seçileceğini herkes de görürdü.İşte Türk sporunda, son zamanlarda görmeye çok alışık olduğumuz kişisel hırsların, aklın önüne geçmesinin bir kısa öyküsü.

Zaman kimlerin hancı kimlerin yolcu olacağını gösterecektir.