| Posta

NEREYE KADAR ?

Yaklaşık 3 yıl önce, İstanbul’daki Ahmet Cömert Spor Salonu’nda oynanan Süper Lig tekerlekli sandalye basketbol karşılaşmasında Beşiktaş ve Galatasaray taraftarları sahaya inerek maçın geç başlamasına neden oldular.

Daha sonra tribünde kavga başladı. Olaylara biber gazı ile müdahale eden güvenlik kuvvetleri tribünleri boşalttı. Olaylar sırasında sporcuların tekerlekli sandalyeleri kırıldı, insanlar büyük bir korku yaşadı. Ama engelli sporculara bu saldırıları reva gören taraftarlar hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Geçtiğimiz hafta da, ‘Balıkesir’de Balıkesir Büyükşehir Belediyespor ve Galatasaray arasında oynanan Garanti Tekerlekli Sandalye Basketbol Süper Ligi mücadelesinde taraftarlar arasında tartışma çıktı, yumruklar havada uçuştu’ şeklinde haberler okuduk.

Galatasaraylı engelli basketbolcuları taşıyan otobüs maçtan sonra Balıkesir takımının taraftarları tarafından taşlandı. Sporcular bir anlamda savaşın ortasında kaldılar ve camları kırık otobüsle süratle uzaklaşarak canlarını kurtardılar. Spordaki şiddet artık engelliler sporuna da yansımaya başladı. Bu satırları yazarken engelli sporcuların korunmaya muhtaç olduğunu kastetmiyorum. Sporcu bizim için sporcudur. Engelli ile engelsizin farkı yoktur. Burada önemli olan, o ilin valiliğinin ve emniyet müdürlüğünün bu konuda ne gibi bir işlem başlattığıdır. Tabii eğer bir soruşturma açılmışsa? Sorumlular cezalandırılmazsa bu kavgalar ve saldırılar yüzünden ülkemizde yapılacak muhtelif branşlardaki engelliler maçlarına, uluslararası şampiyonalara bazı ülkeler çekinerek gelmemeye başlayabilir.

Şimdi bir kere de biz soralım: Sayın Balıkesir Valisi ve Sayın Balıkesir Emniyet Müdürü, bu konuda acaba ne gibi bir işlem yaptınız?

Gelecek her açıklamayı sütunlarımızda yayınlamaya hazırız.

Engelsiz tatil mümkün değil mi?

Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Eğitim Komisyonu Başkanı Ali Bahadır’dan aşağıdaki maili aldık. Aynen sizlerle paylaşıyoruz:

“Sayın Yavuz Kocaömer, size bu yazımda kanayan bir yaradan bahsetmek istiyorum. Tekerlekli sandalye ile hareket ettiğim için tatile çıkarken kılı kırk yararak gitmeyi alışkanlık haline getirdim. Yıllar süren deneyimim bana şunu öğretti. 5 yıldızlı oteller tercih edilmeli, sektörde güven telkin eden acenteler üzerinden gidilmeli ve otele gitmeden telefonla engellilere uygun olup olmadığı teyit edilmeli. Bu stratejiyi uygulayarak eylül ayında Türkiye’nin önde gelen tur şirketlerinden birinden dünyaca ünlü oteller zincirini Bodrum’daki oteline rezervasyon yaptırdım. Gitmeden de oteli arayarak durumu anlattım. Kızım, eşim ve ben huzur içerisinde otele gittik. Çünkü tur şirketi sayfasında oteli ‘engelli dostu’ diye tanıtıyor, otel yetkilisi de otelin engelli müşterilerine uygun olduğunu söylüyordu.

İlk şoku odamızı görünce yaşadık. Engelli odası 2 kişilikti. Herhalde ‘engelli kişinin çoluk çocuğu olamaz’ diye düşünmüşlerdi. Ayrıca engelli odalarında kara manzaralıdan başka seçenek de yoktu. Hem engelli olup hem de deniz manzaralı oda seçme sanırım otel yönetimi tarafından lüks olarak algılanmıştı.

Normal bir odaya yerleşerek bu sorunu çözdük. Fakat asıl sorunlar deniz kıyısında başladı. Denize tekerlekli sandalye ile hareket eden birinin girmesi için hiçbir önlem almamışlardı. İskelenin hemen altına şezlong koyarak ve portatif bir iskele yaparak ilk gün için geçici bir çözüm buldum. Daha sonra yetkililer ile konuşarak şikayetimi bildirdim. Bir yılın yorgunluğunu atmak için geldiğim bu otelde, aldatıldığımı düşündüğümü ifade ettim. Bana engelli olduğum için herhangi bir indirim uygulanmamıştı, aynı parayı veriyordum ama diğer müşterilerin aldığı hizmeti alamıyordum. Ayrıca sahildeki restorana merdivenden dolayı girmem mümkün değildi (daha sonra rampa yaptılar, tek çözdükleri şikayetim bu oldu) ve sahilde engellilerin ulaşabileceği bir tuvalet yoktu. Milyonlarca lira harcayarak yatırım yapan bu otel, bir kumsal sandalyesi veya havuz asansörü alarak bu hizmeti rahatlıkla verebilirdi. Ben bunun bilerek yapıldığını düşünüyorum. Engelli müşteriler otellerine ya çok az gelsin ya da hiç gelmesin diye yapılmış bir plan olduğuna inanıyorum. 3-5 bin liraya çözülecek bu sorun neden savsaklansın ki?

Bu yaşananlar bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık. Artık bu konularda Turizm Bakanlığı, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği, engelli dernekleri, Barolar Birliği bir araya gelmeli, bir şeyler yapmalı. Bir engelli vatandaş kimseden yardım talep etmeden, parasıyla bu ülkede tatil yapamıyorsa, varın gerisini siz düşünün.

Sevgi ve saygılarımla.”

Ali Bahadır

alibahadir1@hotmail.com