| Posta

NÜFUS CÜZDANI VE ENGELLİLER

Yavuz Kocaömer Posta

‘’ 30 / 10 / 2005 tarih ve 25981 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan bir yönetmeliğe göre özürlülere ilişkin bilgiler bundan böyle Ulusal Özürlüler Veri Tabanı ve MERNİS Veri Tabanı’nda yer alacak. Bu yönetmelikle yakın bir gelecekte, adı geçen veri tabanlarının kamu kurum ve kuruluşlarının paylaşımına açılması, böylece özürlü vatandaşlarımızın gerekli bilgilerine belgelendirme şartı olmadan ulaşılması sağlanacak. Bilindiği gibi, anılan yönetmelik yürürlüğe girmeden önce , engellilere Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığınca tanınan hak ve hizmetlerden yararlanmak için ‘’ özürlüler için kimlik kartı ‘’ düzenlenmekteydi. Ancak, söz konusu kartların, sadece bir kurum eliyle ve merkezden verilmesinin yarattığı bürokrasi, kartların hazırlanması sürecini uzatmaktaydı. Bu nedenle, Özürlüler Kanunu’nda yapılan düzenleme ile valiliklere yetki verilerek, özürlüler için kimlik kartı yerine nüfus cüzdanlarında özürlülük bilgilerinin yer alması sağlanmıştır. Bu bilgiler sadece özürlünün talep etmesi halinde nüfus cüzdanlarında yer alacaktır. Özürlülükle ilgili bilgilerin nüfus cüzdanında yer almasını istemeyen özürlülerimiz, tanınan hak ve hizmetlerden , eskiden olduğu gibi sağlık kurulu raporlarını ibraz ederek yararlanacaklardır. ‘’

Bu T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi tarafından yapılan bir açıklamadır.

Gerek var mıydı ?

Bir taraftan ‘’ İsteyen nüfus cüzdanına engelli olup olmadığını yazdıracak ‘’ derken , diğer taraftan ‘’ İstemeyenler tanınan hak ve hizmetlerden eskiden olduğu gibi sağlık kurulu raporlarını ibraz ederek yararlanacaktır ‘’ cümlesi bize göre çelişki yaratmaktadır. Bir taraftan serbest bırakacaksınız, öte taraftan yine sağlık kurulu raporunda özürlülere sağlayacağı faydalardan yararlanmak konusunda belge olarak kabul edeceksiniz. Bu durum uygulamada eskisinden daha karışık sonuçlara yol açacaktır. Bir müddet sonra , özellikle devlet dairelerinde yapılan işlemlerde , genelde bu tip yönetmelikler iyi okunup algılanmadığı için sorunlar ortaya çıkacaktır. Bazı devlet kurumları ‘’ Artık engellilerin engeli nüfus kağıtlarına yazılıyor , git nüfus kağıdına yazdır ‘’ diyecek kadar ileri gideceklerdir. Ve bu konuda şikayetler artacaktır. Bu bakımdan Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın kimseye danışmadan , demokratik bir katılıma gerek görmeden aldığı bu kararı biz biraz hızlı tren projesine benzetiyoruz.

Ayrımcılık mı ?

Bildiğimiz kadarıyla dünyada hiçbir ülkenin nüfus kağıdında insanların engelli olup olmadığı yazmaz. Hukuki bakımdan bunun bir ayrımcılık olup olmadığını tartışmak çok uzun zaman alır. Bunu hukukçulara bırakarak , biz konunun pratik yönüne bakmak istiyoruz. Ancak bu arada hemen belirtmemiz gerekir ki bu yönetmeliğin nüfus cüzdanı düzenleme ile ilgili yasa maddelerine aykırı olup olmadığının da araştırılması gerekir.

Hemofili – ne fili ?

Şimdi gözümüzde şöyle bir sahneyi canlandıralım. Hemofili ( kan hastalığı ) hastalığı bulunan bir vatandaşımız nüfus kağıdına diyelim ki ‘’ Yüzde 70 oranında engellidir‘’ diye yazdırmış. Sonra herhangi bir işi için bir devlet kurumuna başvuruyor. Kurumdaki memurla , engelli vatandaşımız arasında şöyle bir konuşma geçecek herhalde :

‘’ Kardeşim burada yüzde 70 engelli yazıyor, senin de hiçbir tarafında eksik yok . Nasıl engel bu ? ‘’‘’ Efendim , ben hemofili’yim.’’‘’ Ne fili kardeşim ? Sen sakat değilsin ki . Sapasağlam duruyorsun karşında . Ne filinden bahsediyorsun ? ‘’

Eğitim seviyesinin belli olduğu ülkemizde , yukarıda yazdığımız senaryonun gerçekleşeceğine inanmamak elde değil. Fiziksel veya zeka engeline sahip bir insanımız zaten bunu diğer insanlara doğal olarak göstermektedir. Ancak hemofili , Behçet hastalığı, ağır kanser hastalığı geçiren bir insan, astım hastaları gibi dışardan bakıldığında engelleri belli olmayan insanlarımıza , nüfus kağıtlarına ‘’İsterseniz siz de engelinizi yazdırın ‘’ diyerek işin içinden çıkmak ne derece doğrudur ?

Diğer engelli gurupları

Özellikle görme engelliler grubunda internet sitelerinde bu konudaki tartışmalar devam ediyor. Gördüğümüz kadarıyla görme engelli insanlarımız konuyu daha çok fiziksel engel olarak görüp nüfus kağıtlarına engel oranının yazılmasında bir sakınca görmüyorlar. Karşı çıkanlar ise ayrımcılık ve insanların aşağılanması konularından hareketle duyarlılık gösteriyorlar ki onlar da haksız değiller. Bir de Av. Turhan İçli gibi ‘’ Fırsat bu fırsat ‘’ deyip sadece bir engelli grubunun bu konudaki görüşlerini dile getirdiğini düşünerek yazanlar var. Açıklamasının bir yerinde şöyle diyor : ‘’ Şu özel hayatın gizliliğine aykırılık iddiasına gelince ; bu gerçekten son derece gülünç bir iddiadır. Hiç kuşku yok ki özürlülük durumu özel hayatın gizlilik kapsamına girebilecek bir kavram değildir. Bizler yıllardan beri özürlü olduğumuzu gizlemek yerine , açığa vurarak toplumsal varlığımızı hissettirmeye , toplumun özürlülerle iç içe ve yan yana yaşaması gerektiği bilincini yaratmaya ve yaymaya , haklarımızı toplumsal varlığımızın ve bileğimizin gücüyle elde etmeye çalışırken , birileri çıkıp özürlünün özel hayatı gizliliği çerçevesinde bir olgu olduğu iddiasını ortaya atıyor. Bu hiçbir surette ciddiye alınabilecek bir sav olamaz. Buna sadece gülünür. ‘’

Av. Turhan İçli’nin yazdığı bu satırları , kalıcı hastalıklara sahip engelli grubuna giren , yukarıda saydığımız bazı hastalıklara sahip insanlarımız okuyunca , herhalde onlarda bu yazılanlara gülecektir. İşte Türkiye’de toplumsal birleşmenin her konuda ve tüm toplumu kapsayacak şekilde yapılamadığının bir başka örneği. Ayrıca , ülkemizdeki 8,5 milyon engelli insanımızın en az 5,5 milyonunun engelinin dışardan gözükmeyeceği şekilde kalıcı hastalıklar olduğunu da unutmamamız gerekir.

En büyük dernek bizim dernek

Yine bu tartışmalarda ortaya çıkan bir başka gerçek de , Türkiye’de kurulu çeşitli veya aynı engel guruplarında faaliyet gösteren derneklerin , kurumların ve kuruluşların hepsinin ‘’En iyi ben bilirim , en iyi dernek benim derneğimdir ‘’ iddiasını yansıtması. Bundan dolayı da Türkiye’de engelliler hareketi arzu edilen şekilde tek ses , tek yürek olarak ortaya çıkamamaktadır. Çünkü ucuz hesaplar peşinde koşan , falanca derneğe , filanca federasyona yönetim kurulu üyesi, başkan olmak için kırk takla atan yönetici tiplerinin bu olumsuz davranışlarının cezası çekilmektedir. Böyle tartışmalara demokrasi demek , bu tartışmaların içinde olanlar tarafından ileri sürülen bir bahanedir. Gönül ister ki engelliler camiasına hizmet eden , ama bu hizmetleri yaparken ‘’ En iyi ben bilirim, en başta ben olacağım ‘’ diyen ve bugün nerede olduğu belli olmayan bir kısım yöneticiler , genç dernek yöneticilerine örnek olsun.

DUYURU

Jandarma- TESYEV bilgisayar kursu İstanbul’da başladı. Katılmak isteyen engelli vatandaşlarımız TESYEV’in ( 0212) 274 10 32 ya da 274 11 71 no’lu telefonlarına başvurabilirler.

Özgürlüğümüz başkalarının özgürlüğünün bittiği yerde başlar.

V.Hugo

KULÜP TANITIMI KÖŞESİ

” Haydi İzmir’li engelli gençler , spor yapmaya “diyoruz ve bu hafta size İzmir- Karşıyaka ’daki Engelli Spor Kulübü’nün ulaşım bilgilerini veriyoruz. KARŞIYAKA ENGELLİLER SPOR KULÜBÜ1716 Sokak No. 86 Daire 4 Karşıyaka- İzmir

Tel : ( 0232 ) 381 26 57 Faks : ( 0232 ) 364 13 15

Ana spor branşları : Basketbol, masatenisi, kort tenisi, atletizm, halter. İlgili: Osman Ertöz