| Posta

PİS KOKULAR

Yavuz Kocaömer Posta

Devamlı ve engelli bir okuyucum geçen hafta bana aşağıdaki satırları yazmış:

“Engelli olana insanların yaşadıklarını anlayabilenler, sadece bu kişilere yakın olan bir ve ikinci derecede akrabalar ya da eş dosttur. Bunun dışındakiler engellilerin yaşamlarını anlatarak veya görerek ne kadar anlayabilirler ki? Bu, uzun bir çalışma ve gözlem gerektirir diye düşünüyorum.

Engelli insanlar daha hassas, daha kırılgan ve daha çok yardıma, sevgiye ihtiyaç duyan insandır. Ülkemizde yaşayan engellilerin yaşamları, yurt dışında yaşayanlara göre çok daha zordur, öyle değil mi? Çünkü bizim ülkemizde sömürü, menfaat için kullanma gibi gayri ahlaki duygular ön plandadır. Bunları her yerde, her kesimde ve her dernekte görmek mümkündür. Benim de üye olduğum dernekler var ama bunlara yakınlık gösteremiyorum. Çünkü bana ters gelen bir şey var ki , bu tür toplumsal çalışmalarda , kişisel menfaatlerin olduğu yerde bulunamıyorum. Her gün bir dernek, bir vakıf, bir topluluk çıkıyor ortaya.

Haa… Bu da yetmezmiş gibi bir de mantar gibi türeyen şubeleri unutmamak gerekir. Bunlar bu şekilde arttıkça, ‘Kontrolü mümkün olmuyor mu’ diye sormak geliyor içimden. Buralara yapılan yardımlar nerelere, ne için, kim için harcanıyor? Bunu ben de bilmek, öğrenmek isterim. İnanıyorum ki, üye olan herkes bunu bilmek arzusu içindedir. Fakat bunu soramazsınız bile. Hadi benim gibi ağzı laf yapan cazgır, neyin ne olduğunu çok iyi bilen birine, ‘Ne zaman isterseniz evrakları verelim’ ya da ‘Gelin raporları inceleyin’ derler ama iki kelimeyi bir araya getiremeyecek dostlarım soramazlar bile. Hele bir sorsunlar, ya da böyle bir şeyi düşünsünler (bu ülkede düşünmek de yasak ya) hemen Dernek Yönetim Kurulu kendisine cephe alır, arkasından olmadık dolaplar çevrilir…

Bir de dernek ve araç gereçlerin, kimlere ne için hizmet ettiği de soru işaretlerinin başında olmalı bence. Aslında bu konuda yazılacak ve söylenecek o kadar çok şey var ki, sizden ricam bu konunun üzerine gitmenizdir. Biliyorum ki bu pisliği karıştırdıkça altından çıkacak kokulara siz bile dayanamayacaksınız. Bu kaba yazım için sizden tekrar tekrar özür diliyorum. Öyle bir hal aldi ki, ben de yardım etmek, birilerine faydalı olabilmek adına, kaydolduğum derneklerin adını bile duymak istemiyorum bu yüzden.”

Görevimizi yapalım

İşte sevgili okurlar, sizlerden birinin bu konuda düşündükleri. Her zaman söylüyorum, madem ki ülkemizde artık temiz toplum hareketi vardır, herkes bu konuda kendine düşen görevi yapmalıdır. Ve bu hareket bireylerden başlamalıdır. Bunun için tekrar ederek söylüyorum, içinde bulunduğunuz derneklere sahip çıkınız. Yanlış yapıldığını, kurallara, yasalara uymayan işlemler yapıldığını, kişilerin çıkar sağladığını anladığınız anda işin üzerine gidiniz. Gidemiyorsanız bize başvurunuz. Gerekli her türlü yardım, devletin ilgili organlarıyla işbirliği içinde hemen sağlanacaktır.

Biz böyle yazdıkça

Biz bu konuları yazmaya başladığımızdan beri bazı dernek temsilcilerinden de tepkiler, hatta olumsuz sözler duymaya başladık. Ama onlar şunu iyi bilmelidir. Bizleri yıldıramazlar. Er veya geç, bu engelli derneklerinden topluma değil kendilerine çıkar sağlamak için kurulmuş olanlar bu ülkeden temizlenecektir. Bu konuda TESYEV’in çalışmaları devam etmektedir. Bir müddet sonra devletimize başvurularak, bu derneklerle ilgili görüşlerimiz ve çalışmalarımız ortaya konacaktır.

Nasıl güvensinler ki?

Vakfiımıza gelen telefonlardan bir kısmı, tekerlekli sandalye bağışı yapmak istediklerini, ancak sandalyeyi kendilerinin almak istediğini belirtiyorlar. Çünkü, sandalyeyi vakıf alırsa, kafalarında “Acaba bu sandalye satıcısından komisyon alınıyor mu” şüphesi var. Haksız da değiller.

Bakınız etrafınıza, bakın Türkiye’de dönen dolaplara, o zaman böyle düşünenlere kızsanız bile hak vermek zorundasınız. Bir başka ifade ile, bu tip kendini bilmez, menfaat peşinde koşan insanların TESYEV ve benzeri ciddi kuruluşlara da zararı oluyor. Ancak, bunların hepsi bir zaman meselesidir. Hep birlikte göreceğiz ki, bir dönem sonra bu mikroplar, engellileri istismar eden bu vicdansızlar yavaş yavaş ortadan kaybolmaya baslayacaktır.