| Milliyet

SPOR MEDYASI VE PARALİMPİK OYUNLARI

17 – 28 Eylül tarihleri arasında Atina`da yapılan Paralimpik Oyunları`na 138 ülkeden 3.969 sporcu katıldı. Beni saymazsanız, yazılı basından bu oyunları baştan sona izleyen 2 gazeteci vardı. Hamit Turhan ve Sedat Hardal. Her ikisi de Fanatik Gazetesi`nden. Bir de TRT`nin (“adet yerini bulsun” diye gönderdiği 2 kişilik kamera ekibi ile 2 spor muhabiri). Neden böyle dediğimizi, geçtiğimiz hafta, devamlı okurlarımız bu sütunlarda okumuşlardır.Bunun dışında hiçbir yazılı ve görsel medyadan tek bir temsilci bile orada yoktu. Sonra, Korhan Yamaç 25 metre tabanca atışında ülkemizin tarihinde ilk defa Paralimpik Oyunları`nda altın madalya kazanınca işler değişti. “Bala üşüşen arılar” gibi spor medyamız ortaya çıktı. Üst üste telefonlar gelmeye başladı. Bu arada spor muhabirlerinin yerine politika muhabirlerini bilgi edinmek için Atina`da kafilemize gönderen kurumlara da şahit olduk. Hele büyük bir gazetenin Atina muhabirinin Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı`na telefonda söylediği hepimizi çok güldürdü. Bu muhabir “Başkan, lütfen yanlış anlamayın. Altın madalya aldınız diye bu kadar sık aramıyorum” derken, ya devekuşu olduğunun farkında değildi, ya da karşısındakileri enayi zannediyordu.Görsel medyadan bir diğer kurum ise, ısrarla telefon üzerine telefon ediyor, kafilenin dönüşünde Korhan Yamaç`ı Ankara`dan ana haber bülteninde canlı yayına almak istediklerini belirtiyor ve ilave ediyordu: “Aman başka birine söz vermeyin.”İşte ülkemizdeki medyanın engelli sporuna bakış açısı. Daha sonra gazetede çıkan haberleri incelediğimizde, arşivlerden alınmış fotoğrafların altına derme çatma hazırlanmış haberleri görünce daha da üzüldük. Hamit`le Sedat`a gelince, son yıllarda engelli sporuna destek olan ve iç içe yaşayan biri olarak, onların oradaki çalışmalarını, hazırladıkları haber ve yorumları görünce, akşamları sevinçten gözyaşlarımı tutamadım dersem abartmamış olurum. Ayrıca Paralimpik kafilesindeki bazı kendini bilmezlerin abuk subuk söylemlerinden etkilenmemeleri, sorumlu gazeteciliğin güzel bir örneği idi. Bundan 2 sene evvel Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı sevgili Onur Belge`ye de anlatmak istediğimiz buydu. “TSYD olarak bir seminer yapın. Biz TESYEV olarak her türlü organizasyonu üstlenelim. Sizler de tüm gazetelerimizden hiç değilse bir – iki genç muhabiri bu toplantıya davet edin. Belki içlerinden 3 – 5 tanesi Fanatik örneğinde olduğu gibi engelliler sporuna ilgi duyarlar ve biz de spor medyası olarak görevimizi yapmanın huzurunu yaşarız.”Böyle bir girişim için de henüz vakit geçmiş değil.