YALANLAR YANLIŞLAR (1)

Yavuz Kocaömer Fanatik

Geçtiğimiz hafta, TC Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bir basın açıklaması yayınlayarak şahsıma hakaret etmiştir. İki sayfalık açıklamada, engelliler sporuyla ilgili yapılan çalışmalar anlatılmış ve Yavuz Kocaömer’in insanları yönlendirdiği ve fırsat buldukça gazetelerde konu ile ilgili yalan yanlış haberler yazdığı belirtilmiştir. Hiçbir medya kuruluşu tarafından ciddiye alınmayan bu açıklamanın muhatabı olarak cevap hakkımızı kullanıp, gerçekleri spor kamuoyuna duyurmak görevimizdir.

Kocaömer yalan yazmaz

Herkes bilmelidir ki, Yavuz Kocaömer bu ülkede yalan yazmayacak insanlardan bir tanesidir. Yazdığı her şey belgeye, bizzat yaşadıklarına ve şahitlerine dayanmaktadır. Açıklamanın bir yerinde “Devlet Bakanımız Sayın Fikret Ünlü’nün ısrarlı isteği ve 20 Aralık 2000 tarihli onayı ile engellilere yönelik federasyonlar dörde bölünmüştür””denmektedir.

Gerçek böyle mi ?

Daha kimse bu konuda tek söz etmezken, 14.12.1999 tarihinde TESYEV Başkanı olarak Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne bir yazı yazılmış ve engelliler spor federasyonunun dörde bölünerek çağdaş bir hale getirilmesi gerekliliği anlatılmıştır. (Bu mektubun bir sureti de eski Bakan Ünlü’ye gönderilmiştir. Bir süre Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nden ses çıkmayınca, Genel Müdür Kemal Mutlu telefonla aranmış, kendisine uzun uzun batıdaki örnekler verilerek anlatılmış, ricası üzerine 13.01.2000 tarihinde ikinci bir mektup gönderilmiştir. (Bir kopyası da eski Bakan Fikret Ünlü’ye gönderilmiştir.) Bunun üzerine 07.03.2000 tarihinde Engelliler Spor Federasyonu dört yerine ikiye bölünmüştür. Bedensel ve Zihinsel Engelliler Spor Federasyonu ile İşitme ve Görme Engelliler Spor Federasyonu.

Dağ fare doğurdu

Bundan sonra, gazeteniz Fanatik’te 1 Mart 2000 tarihinde “Dağ fare doğurdu yazısı” yazılmıştır. Bu yazı üzerine GSGM’nin 7 Mart 2000 tarihli açıklaması gelmiştir. Daha sonra Genel Müdür Kemal Mutlu telefonla aranarak, gönderdikleri açıklamadaki bir çok hususun yanlış olduğu, gerçeklere uygun olmadığı, bunun belgelerle sabit olduğu söylenmiş, makamına hürmetimiz dolayısıyla bu açıklamanın yayınlanmayacağını, arzu ederse açıklamaya gazetemizde yer verileceği ancak yanlışlıkların da belgeleriyle ortaya konulacağı söylenmiş ve kendilerinin ricası üzerine konu kapatılmıştır.

Sayın Mutlu

08.05.2000 tarihinde MDK-154 sıra numaralı mektubunuzla;

“Müteaddit defalar genel müdürlüğümüze müracaatla; Türkiye Engelliler Spor Federasyonu’nun Avrupa ülkelerinde olduğu gibi dört bölüme ayrılmasını talep etmektesiniz”

“Türkiye Engelliler Spor Federasyonu’nun neden dört ayrı federasyon şeklinde yapılandırılması gerektiğini, ayrılma gerekçelerini, engellilerin dünyadaki sportif yapılanmaları ve bu yapılanma ile ilgili normların Genel Müdürlüğümüze gönderilmesi halinde konunun yeniden inceleneceğinin bilinmesini rica eder, yapacağınız çalışmalarınızdan dolayı teşekkürlerimi sunarım…” diyen siz değil misiniz?

Gelişmelerden bi-haberdiniz

O tarihlerde siz de, eski Bakanımız Fikret Ünlü de engelliler sporunun dünyadaki gelişmelerinden bi-haberdiniz. Bu konuda bilgisi olmayan bir Bakan, nasıl federasyon dörde bölünsün diye ısrarcı olabilir? Daha önce, önce ikiye bölünen Engelliler Spor Federasyonu, bu kez üçe bölünmüştür. Görme Engelliler Spor Federasyonu, İşitme Engelliler Spor Federasyonu, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu içinde bir bölüm de zihinsel engellilere ayrılmıştır.

TESYEV başvuru yaptı

Bu komik durumun ortaya çıkması üzerine, Zihinsel Engelliler Spor Federasyonu başta olmak üzere, TESYEV, yeniden Genel Müdürlüğe ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı’na başvurarak bir yanlış yapıldığını, Türkiye’de 2.200.000 civarında zihinsel engelli bulunduğunu, bunlara da ayrı bir federasyon gerektiğinin gerekliliği anlatılmıştır. Bunun üzerine nihayet, 20 Aralık 2000 tarihinde federasyonun dörde bölünmesi kararı verilmiştir.

Soruyoruz

Burada Spordan Sorumlu eski Devlet Bakanı Fikret Ünlü’nün ısrarı nerededir? İnsan bilmediği, anlamadığı bir konuda asıl ısrarcı olabilir? Tam tersi, yukarıdaki belgelerde de görülebileceği gibi, TESYEV’in ısrarlı takipçiliği ve gerçekleri sporu idare eden insanlara göstermesiyle bu sonuç ortaya çıkmıştır.