YALANLAR YANLIŞLAR (2)

Yavuz Kocaömer Fanatik

GSGM’nin açıklamasında, “halen yürürlükte olan ödül yönetmeliğinde uluslar arası spor yarışmalarında elde ettikleri başarılarının ödüllendirilmesine yönelik düzenlemelerde engellilere de yer verilmiş, başarılı olan engelli sporcularımız, bunların antrenörleri ve kulüplerine elde ettikleri başarılara göre engelli olmayan sporculara verilen ödüllerle aynı miktarda ödül verilmektedir” denilmektedir.

Bu, kamuoyunu yanıltıcı bir ifadedir. Bu yazıyı okuyan bir insan, sanki Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün, kendiliğinden engelli sporcularımızla ve engelsiz sporcuları eşit tuttuğu havası yaratılmaktadır.

Gerçek şudur

Daha önceki ödül yönetmeliğinde, söz gelişi Avrupa Şampiyonu olan bir engelsiz sporcuya 300 cumhuriyet altını verilirken, engelli sporcuya, aynı başarıyı elde etmesi halinde 25 cumhuriyet altını verilmekteydi. Bu satırların yazarı, Engelliler Spor Federasyonu Başkanı iken, bu insan haklarına ve insanların eşitliğine, anayasaya uymayan durumu fark etmiş, gezdiği, dolaştığı her ilde, her toplantıda, Diyarbakır’da, Kahramanmaraş’ta, İstanbul’da, bir insanlık ayıbının işlendiğini haykırmış, yazdığı yazılarla da kamuoyunu bu durumdan haberdar etmiştir.

İnsanların eşitlik esası

Bunun üzerine başkanlıktan istifa ettiğimde, vedalaşmak üzere 14 Eylül 1999 günü Kemal Mutlu’nun makamına gittiğinde (yanında şu anda yeminli ifade verecek iki şahit mevcuttur) Genel Müdür Mutlu kendisine, “Gözün aydın Başkan, senin engellilerin işini hallettik” demiş, “Ne yaptınız” diye sorduğumda, “Engellileri de 25 altından 75’e çıkardık” demiştir. Bunun üzerine Sayın Mutlu’ya, konunun 25-50 altın meselesi değil, insanların eşitlik esasına göre ödüllendirilmesi veya cezalandırılması konusu olduğu söylenmiş, anayasadaki eşitlik ilkesinin böylece yaralandığından bahsedilmiştir.

AİHM bir celsede mahkum ederdi

Almanya’da bir avukatlık bürosuyla yapılan görüşmelerin sonucunda, bu ödül yönetmeliğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ’e dava açılarak sunulduğu taktirde, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir celsede mahkum olacağı görüşünün hakim olduğu anlatılmıştır. Ve yine üzülerek başka çare kalmadığı, bu yola gidileceği bildirilmiştir. Bunun üzerine Sayın Mutlu, şahitlerin huzurunda Hukuk Başmüfettişi Zübeyt Aydın’ı odaya çağırarak, “Lütfen yan odaya geçin. Demirhan Şerefhan beyle birlikte şu ödül yönetmeliğini engelli sporcularımız için eşit hale getirin” demiştir. Ve böylece yarım saatlik bir çalışmayla ödül yönetmeliği engelli ve engelsiz insanları eşit hale getirmiştir.

Soruyoruz

Bunları yazmak mı yalan haberdir, yoksa gerçekleri değiştirerek bu ödül yönetmeliğinin insan haklarına uygun bir şekle gelmesini kendine mal edenlerin bu konudaki söylemleri mi? İnsanlık dışı ilk ödül yönetmeliğini kim hazırlayıp yürürlüğe koydu? Merkez Danışma Kurulu’nda “Sakatın da sporu mu olur? Bunların sporu dandik diyenler var” diyen siz değil misiniz Sayın Mutlu? Bu seviyesi tartışılır sözleri söyleyen MDK üyesi için eski Bakan Ünlü ne işlem yaptı?

Dahası var

Bu satırların yazarı, Türk sporundaki gelişmeleri kafi bulmamakta ve Spordan Sorumlu eski Devlet Bakanı’nın bu konudaki eksikliklerini kaleme almakta idi. Fikret Ünlü ile şahsi olarak hiçbir alıp veremediği yoktur. Kendisi ile bir kere öğle yemeğinin ve bir-iki telefon görüşmesinin dışında bir tanışıklığı da yoktur. Ayrıca, Fikret Ünlü bu güne kadar ülkede yapılan hiçbir engelli spor müsabakasına gelip engelli insanlara destek olmamıştır. Bunun yerine, golf oynamayı, dağlara çıkmayı, treking yapmayı, basketbol oynamayı tercih etmiştir. Engelli sporcuların da sıkıntısı ve rahatsızlığı, kendileri ile ilgilenmiş olmamanın verdiği huzursuzluktur.