| Posta

Abdülkadir Aksuya Açık Mektup

Abdülkadir Aksuya Açık Mektup Posta

Yavuz Kocaömer Milliyet

Sayın Bakanım,

3 Ocak 2002’de, o zamanki İçişleri Bakanımız Rüştü Kazım Yücelen’in imzası ile bir Sosyal Hizmetler Genelgesi yayınlanarak 81 ilimizin valiliğine gönderildi. Bu genelgede, engelli insanlarımıza yönelik bir takım konuların süratle ele alınması gerektiği öngörülüyordu. Genelgede, “Her il genelinde valiler öncülüğünde ortak bir envanter oluşturularak, sosyal hizmet kapsamında bulunması gereken bütün vatandaşlarımız; yani özürlüler, korunmaya ve barınmaya muhtaç durumda olan kimseler, kimsesizler, bakıma muhtaç yaşlı, dul ve yetimler, sokakta yaşayanların tespiti yapılmalı, kayıtları tutulmalı, ilgililerin yardım ve hizmet ihtiyacı sona erinceye kadar kayıtların güncelliği sağlanmalıdır. Bunun yanında, özürlülüğe neden olan, özürlülüğü yaratan koşullar, sağlık kuruluşlarıyla işbirliği halinde tespit edilmeli ve bu koşulların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalı””deniyordu.

Fiziksel çevre şartları

Gönderilen genelgede “Mülki İdare Amirlikleri ve Belediyeler, ortak kullanılan her türlü fiziksel çevre ve donatının TSE standartlarına uygun şekilde., engellilerin kullanımına ve ulaşılabilirliğine uygun hale getirilmesini sağlamalıdır” ifadeleri yer alıyordu. Ve daha bunun gibi, engellilerle ilgili yapılması gereken pek çok işlem alt alta yazılıyordu.

Kim dinliyor?

Aradan geçen 9-10 aylık süreden sonra bir yandan Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadır, diğer yandan Omurilik Felçliler Derneği Başkanı Ramazan Baş’ın çabaları ve bizim de bu sütunlardaki desteğimiz ile bir de İçişleri Bakanımız Muzaffer Ecemiş’e çağrıda bulunduk. “Kısa bir bakanlık süreniz var ama ne olur valilerimize bu konuları bir kez daha hatırlatın” dedik. Bu kez 11 Ekim 2002’de Muzaffer Ecemiş, “Sosyal Hizmet Kapasitesinin Artırılması” başlıklı bir genelge gönderdi.

İstenilen düzey

Bu genelgede, ülke genelinde istenilen düzeyde bir gelişme sağlanamadığının tespit edildiği yazıyordu. Engellilerin günlük hayatta en fazla sıkıntı yaşadığı fiziksel çevrenin ulaşılabilirliği konusuna özel önem verilmesi, ulaşım engellerinin ortadan kaldırılması, kamu binaları, yol, park, bahçe, toplu taşıma araçları, ibadethaneler gibi yerlerde TSE standartlarına uygun çalışmaların yapılmasına öncelik verilmesi isteniyordu. Muzaffer Ecemiş bu konuda mevzuattaki gerekli düzenlemenin yapıldığını belirterek, bu değişikliklerin hayata geçirilmesi için en büyük sorumluluğun ve görevin vatandaşa en yakın birimler olan belediyeler ve mülki makamlara düştüğünü hatırlattı. İl valilerinin, bu hedeflerin yerine getirilmesini sağlamak üzere, kaymakamlarla bir eş güdüm içinde çalışması gerektiğini ve gereğini yapmalarını istedi.

Araştırıyoruz

Gerek sivil toplum örgütleri olarak, gerekse bu konuda görüş bildiren basın olarak, 81 ilimizde araştırma yapmak ve bu genelgeye ne kadar uyulduğunu saptamak bizler için mümkün değil. Ancak, aldığımız duyumlara göre, valilerimizin büyük bölümünün bu konudaki duyarsızlığı hala devam ediyor.

Sayın Bakanım, kısa bir süre önce Sabah Gazetesi’nden Yavuz Donat’la yaptığınız söyleşide, valilerimizin hangi ilkelere sahip olması gerektiği konusunda şunları söylemiştiniz: “Vali tarafsız olacak. Liyakat sahibi olacak. Hükümetin hızına ayak uyduracak. Reformların takipçisi olacak. Açık açık belirteyim, ehliyet ön planda olacak…”

Bu sözlerinizi bir taahhüt olarak kabul ediyoruz. Engelliler ve onların yaşam koşullarını kolaylaştırıcı, verilecek hizmetleri artırmaya yönelik, yukarıda belirttiğimiz genelgelere uyan vali sayısını bizim saptamamız mümkün değil. Ama gönderilen raporlara göre, bunu en iyi Bakanlığınız değerlendirebilir. Bu bakımdan, önümüzdeki dönemde yapacağınız reformların takipçisi olacağız. Ehliyetli valilerimizle yönetilecek kentlerimizde, engelli insanlarımızın yaşam şartları kolaylaştırılmış, insan olduklarını daha çok hissettikleri bir ortamda yaşayacakları