AMACIMIZ ENGELLİLERE DESTEK
Sevgili okurlarım , bu hafta da engelliler camiasını ilgilendiren bazı haberleri sizlerle paylaşacağız.
THY ‘nin inadı
Köşemizi sürekli okuyanlar anımsayacaklardır. Bir yıldan uzun bir zamandır Türk Hava Yolları’nın kaç personel çalıştırdığını , istihdam etmesi gereken engelli çalışan sayısına ulaşıp ulaşmadığını soruyoruz. Cevap vermek yerine bizi oyalıyorlar. Oysa biz daha önce de belirttiğimiz gibi , Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı , Türkiye İş Kurumu İstanbul İl Müdürlüğü’nden bu rakamları aldık. THY bu bakımdan kanuni mecburiyetlerini yerine getirmiyor. Yani başka bir deyimle kanunlara karşı geliyor. En son T.C. Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun 7 / 12 / 2005 tarih ve 2005/ 882 sayılı kararıyla kamuoyunu ilgilendireceği gerekçesiyle bu rakamların açıklanması istendi. Buna rağmen , THY, 23 /01/ 2006 tarihinde bir mektup yazarak T.C. Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na ‘’ Konuyu yeniden inceleyiniz. Biz sizinle aynı fikirde değiliz ‘’ dedi. İlgili kurumda 7/ 02/ 2006 tarihinde THY’na ‘’ Biz kararımızda ısrarlıyız. Bu rakamları açıklayınız’’ diye bir yazı yazdı. Şimdi hep birlikte merak ediyoruz. Bakalım, engelliler istihdamı konusundaki yasaları uygulamayan THY acaba T.C. Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun verdiği bu karara uyacak mı?
Mehmet ‘imi arıyorum
Adana – Ceyhan M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan yazan Mehmet Kartal isimli okuyucumuz ‘’ Sayfanızı uzun zamandır takip ediyorum. Sizin yanınızda olduğumu belirtmek için bu satırları yazıyorum. Bazen kendi dertlerimi ve yalnızlığımı unutup sizleri düşünüyorum. Çünkü sizin benden daha çok düşünülmeye ihtiyacınız var ‘’ diye başlayan bir mektup yazmış. Devamında da bir süre önce kaybettiği engelli arkadaşı Mehmet’i şöyle anlatıyor :
O hayat doluydu
‘’ Ben fiziksel olarak sağlıklıyım. Sağlamım ama kalbim çok mağdur. Çünkü geçen yıl tekerlekli sandalyeye bağlı , çok sevdiğim , öz kardeşimden ayırt etmediğim birini kaybettim. Rahmete kavuştuğunda ben hapisteydim. Onu kaybettiğim haberini alınca gözlerimden saatlerce yaşlar boşaldı. O benim canım, kanım , iki gözümdü. Onun acısını devamlı yaşıyorum. Hatta bir yıl geçmesine rağmen onu kaybettiğime inanamıyorum. Engelli olmasına rağmen , daima neşeli, güler yüzlü, şen ve hayat doluydu. Bana devamlı nasihatlarda bulunur , moral verirdi. Bazen canım sıkılınca , hayat beni yorunca onun yanına giderdim. Bana manevi destek verirdi. Onu hiçbir zaman engelli olarak görmedim. Zaten o da hissettirmedi.
Aynı yaşlardaydık
Ben sağlam , o ise engelliydi. Eğitim olarak ondan ileride olmama rağmen , devamlı ona danışır ve onun fikirleriyle hareket ederdim. Çok bilgiliydi. Nasihatlarında bana ‘’ Gözleri görüp de kör olanlar çoktur . Kulakları duyup da sağır olan çoktur ‘’ derdi. Onu çoğu zaman tekerlekli sandalyeye bindirir, gezdirirdim. Bana ‘’ Adaşım ‘’ derdi , çünkü ikimizin de ismi Mehmet’ti. Yine bir nasihatında ‘’ İnsanların etine, kemiğine kıymet verip de ruhuna önem vermeyen haysiyetsizlere dikkat et ‘’ demişti. Evet Mehmet , evet . İnsanı et, kemik sananlar çok , ruha önem veren yok. Halbuki hayvanlar da etten, kemiktendir. İnsanı kıymetli kılan eti, kemiği değil , ruhudur. Ne olur incitmeyelim o ruhları.
Vefat etmeden önce
Mehmet vefat etmeden önce , babamı her görüşünde beni hatırlayıp 1-2 yıl hapiste kalacağım diye göz yaşı dökermiş . O yüzden babam , ağlamasın diye, ona görünmek istemezmiş. Ey can arkadaşım , ey iki gözüm , benden 1 – 2 yıl uzak kaldığına üzülüp gözyaşı döken kardeşim , peki sen ne yaptın? Senin ömür boyu hasretine ben nasıl alışacağım? Benim can Mehmet’im hastalanıp vefat etti. Ama nice sağ can Ahmet’ler can Zeynep’ler var. Bari onların kıymetini bilelim, bağrımıza basalım . Etine kemiğine değil, ruhuna ve kalbine değer verelim. Ete- kemiğe önem veren haysiyetsizler koyun pazarına gitsin. Dosttan tüm can dostlara selamlar. ‘’
Neden yer veriyoruz?
Bu köşenin amacı engelli insanlara biraz da olsa destek olabilmek. Bu köşenin amacı , artık toplumlarda unutulmaya yüz tutmuş insanlık kavramını hatırlatabilmek. ‘’ Anlayana sivrisinek saz ‘’ demişler. İster bir ceza evinde kalan mahkum olsun , ister engelli , ister iş adamı. İster siyasetçi. Her şeye rağmen insanlık değerlerini yitirmemiş insanlara kapımız her zaman açık.
Özürlüler İdaresi ve sivil toplum örgütleri
Dr. Mehmet Aysoy’un başkanlığa geldiği günden beri , bir kısım çevrelerin eleştirilerine muhatap olsak da , T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın yapmak istediklerine ve yaptıklarına gücümüz yettiğince destek verdik . Zamanı geldiğinde de eleştirilerimizi yapmaktan geri kalmadık.
Özürlüler Yasası
Özürlüler Yasası çıktıktan sonra ‘’ 6 ayda yönetmelikler bitecek ‘’diyen T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi , aradan 9 ay geçmesine rağmen henüz bu çalışmalarını tamamlayamadı. Çıkacak yönetmeliklerin , sivil toplum kuruluşlarının da katkılarıyla yapılması gerektiği kimsenin yadsıyamayacağı bir durum. Ancak bunu yaparken , biraz da adil olunması gerekiyor diye düşünmekteyiz.
Acele ve günlüdür
5 Ocak 2006 tarihinde T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı , Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Genel Başkanlığı’na bir yazı yazıyor. ‘’ İlişikte Özürlüler Yasası ile ilgili taslakları gönderiyoruz. 15 gün içinde söz konusu yönetmelik taslakları hakkında konfederasyonunuza bağlı federasyon ve derneklerinizin görüşlerinin bildirilmesini rica ederim ‘’ diyor. Altında yine devletteki alışkanlık gereği ne ‘’ saygılarımla ‘’ , ne ‘’ Dostane Selamlarımla’’ ne ‘’İyi gün Dileklerimle ‘’ ne de ‘’ Hayırlı günler dilerim ‘’ diye bir ibare yok. Bu tip yazılar , devlet kurumlarıyla halk arasındaki karşılıklı güvenin ve birlikte yaşamanın önünde hep bir engel olarak duruyor.
Cevap vermesen de olur
İncelediğimizde , 68 sayfadan oluşan 11 yönetmeliğin yukarıda belirtilen yazıya eklendiğini görüyoruz. Yani 15 gün içinde Türkiye Sakatlar Konfederasyonu kendisine bağlı olan federasyonlara ve onlarca derneğe bu yazıları çoğaltıp gönderecek. Bu dernek ve federasyonlar da 68 sayfalık yönetmelikleri varsa hukukçularına inceletecekler , yoksa kendileri görüşlerini yazıp tekrar Konfederasyona gönderecekler. Ve oradan da T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi’ne ulaşacak.
Bu kadarla kalsa iyi
Takvime bakıyoruz. Yazının gönderildiği 5 Ocak’ın ertesi günü , 6 Ocak ‘tan başlayarak 16 Ocak’a kadar tüm kurum ve kuruluşlar Kurban Bayramı dolayısıyla çalışmıyor. Yani verilen ve böyle geniş kapsamlı bir çalışmaya hiçbir şekilde yetmeyecek olan 15 günü bırakın, süre 5 güne düşüyor. Bunun Türkçe’si herhalde ‘’ Ben görevimi yaptım. Sana bunları gönderiyorum, nasıl olsa cevap veremeyeceksin. Ben yönetmelikleri bildiğim gibi hazırlarım ‘ demek olsa gerek. İşte böyle bir davranışı biz T.C . Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı’na yakıştıramıyoruz.
Tüm zorluklarına rağmen demokratik katılımla ortaya çıkacak olan yönetmelik ve yasalar , ileride herkesi rahatsız edecek çözümsüzlükleri ve zorlukları önlemiş olur diye düşünmekteyiz.
GÜZEL SÖZ
Dalkavukluk hem söyleyeni , hem de dinleyeni rezil eder
D. Carnegie
Kulüp Tanıtım Köşesi
Bu hafta ‘’ Haydi İzmirli engelli gençler, spor yapmaya ‘’ diyoruz ve size İzmir’deki engelli spor kulübünün iletişim bilgilerini veriyoruz.İzmir Bornova Barışgücü Spor Kulübü
Mustafa Kemal Cad. 556 Sok No: 56/B ( İzsu Arkası )Bornova – İzmir
Tel: ( 0232 ) 373 70 97Fax: ( 0232 ) 343 64 18Ana Spor Branşları : Basketbolİlgili: Vedat BAŞER