ANLAMAYANLARA SON KEZ
25 Kasım 2006 da Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O., Türkiye Halk Bankası A.Ş., Spor Toto Teşkilatı ve Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nın (TESYEV ) katkıları ile oluşturulan “Engelli Sporları Malzemeleri Fonu” görevini tamamladı. Ancak İşitme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Oktay Aktaş, hala Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı’na mektuplar yazarak, T.C. Başbakanlık Gençlik Spor Genel Müdürlüğü’ne telefon ederek, şikayet üzerine şikayette bulunuyor. Bir kez daha tekrar edelim; bu fon federasyonlara destek olmak için kurulmamıştır. 2005 Temmuz ayında çıkan “Özürlüler Yasası”nın 33‘ncü maddesine göre Türkiye’deki engelli spor kulüplerinin malzeme ihtiyaçlarının T.C. Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından temin edilme zorunluluğu, bütçe sorunları nedeniyle yerine getirilemediğinden, bir sivil toplum – devlet kurumları dayanışmasına gidilmiştir. Malzemeler federasyonlara değil, federasyonlardan alınan listelere göre engelli spor kulüplerine dağıtılır. Bu protokolun gereğidir. O devir geçti! Spor malzemeleri söz konusu olduğunda, en pahalı malzemeler bedensel engelliler sporu ile ilgili olanlardır. Bir spor sandalyesinin değeri 4.000 5.000 YTL iken, aynı rakama, örneğin bir işitme engelliler futbol takımının tüm malzemeleri temin edilir. Bunun için harcanan para değil, kulüplere teslim edilen malzemeler göz önüne alınmalıdır. Bu kadar basit bir gerçeği anlamamak, anlamak istememek yavaş yavaş zihinlere iyi niyetli davranılıp davranılmadığı sorusunu getirmektedir. Bu federasyon başkanı yıllardır hangi sponsoru bulup, devlet giderlerini azaltıcı bir çaba içine girmiştir? Sırtını devlete dayayıp federasyon başkanlığı yapma devri artık geçmelidir. Lafa gelince “özerkiz” demesini bildiğiniz gibi, biraz da siz fon bulacaksınız. Bugüne kadar bu fondan 77 işitme engelli spor kulübüne 1287 takım eşofman, 545 futbol topu, 216 basket topu, 228 voleybol topu, 1007 çift krampon, 36 masa tenisi masası, 342 masa tenisi raketi, 3460 masa tenisi topu, 1173 çift spor ayakkabısı verilmiş ve verilmektedir. Gerisi “Laf-ü güzaf”tır. Konuyu bilmeyen veya bilerek saptırmak isteyenlerin işidir.