| Posta

AZMİN ZAFERİ

Yavuz Kocaömer Posta

Geleceğin en büyük futbol yıldızlarından biri olmaya adayken dizine aldığı bir darbe sonucu umutlarını yitirdi… Spora olan bağlılığı onu tekrar hayata kazandırdı ve branşında dünyanın zirvesine kuruldu Wojtek Czyz…

Wojtek Czyz , 2004 Paralimpik Oyunlarıı (Engelliler Olimpiyatı) izlemek için gittiğimiz Atinada tanıdığımız bir isim. Yeşil sahada yaşadığı talihsiz kazanın ardından kendini engelliler sporu içinde bulan Wojtek, Atinada rekorla elde ettiği üç altın madalyasıyla herkesi kendine hayran bıraktı. 100 metreyi 12.51, 200 metreyi 26.18 koşan, uzun atlamada da 6.23lük derecesiyle dünya rekorlarını alt üst ederek 3 kez birincilik kürsüsüne çıkan Alman atletle özel bir söyleşi yaptım. 3 Aralık Dünya Engelliler Günüde TESYEVin davetlisi olarak ülkemize gelen 24 yaşındaki sporcuyla başarı öyküsünü konuştuk.

Yavuz Kocaömer: Futbolda hedeflediğin başarıyı engelliler sporunda yakaladın. Başından geçen kazayı anlatır mısın?

Wojtek Czyz: 2001 senesinde Almanyada amatör bir takımda futbol oynarken, bir yandan da çok yetenekli bulunduğum için çeşitli kulüplerden teklifler alıyordum. Nihayet 11 Eylülde Fortuna Köln takımı ile profesyonel mukavelemi imzaladım. 15 Eylülde ise, amatör takımımla son veda maçına çıktım. İçimde arkadaşlarımdan ayrılacağım için üzüntü, bir tarafta da yeni ve gelecek için büyük bir heyecan vardı. Orta sahada hücuma dönük bir oyuncuydum. Veda maçının ikinci yarısının hemen başında ileri atılan bir topa hamle yaptım. Topa yetişemeyeceğimi anlayınca, kaleciyi sakatlamamak için üzerinden atladım. İşte bu anda kaleci tüm hızıyla bacağını gererek dizime vurdu. Bir dizde kopabilecek ne kadar yan bağ , çapraz bağ varsa hepsi koptu ve diz kemiğim kırıldı.

Yavuz Kocaömer: Peki böyle bir sakatlık bacağının kesilmesine gidecek kadar mı kötüydü?

Wojtek Czyz: Aslında belki de değildi ama bu tip kazalarda dizin alt kısmında kan dolaşımı durduğu için altı saat içinde tıbbi müdahale yapılması gerekiyor. Beni hem hastaneye götürdüler. Fakat kasaba hastanesinin olanakları uygun olmadığı için bir başka yere sevk ettiler. Ne olduysa orada oldu. Önce iki saat “Acil serviste daha önemli bir ameliyat var” diye bekletildim. Daha sonrada ameliyata alamayacaklarını söylediler. Babam beni Homburg Hastanesie götürdü. Kısa bir beklemenin ardından sabaha karşı ameliyata alındım. Ancak o altı saatlik süre geçmiş ve yapılacak fazla bir şey kalmamıştı.

Yavuz Kocaömer: Bacağını hemen o gece kesmek zorunda mı kaldılar?

Wojtek Czyz: Hayır. Doktorlar dokuz gün uğraştılar. 24 Eylül günü son ameliyatımdan çıktığımda artık bacağım dizimin üzerinden yoktu.

Yavuz Kocaömer: Ayağını kaybettikten sonra spora dönüşün kısa sürdü. Bunu nasıl başardın? Wojtek Czyz: Mainz Hastaneside çok deneyimli bir doktor vardı. Beni Augsburg civarındaki bir rehabilitasyon kliniğine gönderdi. Bunun nedeni de orada Paralimpiklerde daha önce madalyalar kazanmış Roberto Simmonaziin oluşuydu. Spor hayatımı daha doğrusu, yeniden spora dönüşümü ona borçluyum. Çok iyi bir protez uzmanıyla birlikte çalışmaya başladık. Engelli olmayı içime sindirmem çok uzun sürmedi. Utanılacak bir şey olmadığını düşündüm. Nihayet insan olarak değişmemiştim. Ben kazadan önceki Wojtek im. Ne yapalım, bir bacağım artık yoktu ama yeni hayatımda da istersem sporda başarılı olabileceğimi düşündüm.

Yavuz Kocaömer : İlk protezin takıldığında yanındakilerin şaşkın bakışları içinde evin etrafında koşarak tur atmaya başlamışsın.

Wojtek Czyz : (Gülerek) Evet. O günü iple çekiyordum. Uzun çalışmalardan sonra bacağıma uygulanan protezi takıp birden bire fırladım. Evin etrafında 3-4 tur attıktan sonra “Beni çabuk bir tartan piste götürün” dedim. Hiç antrenman yapmadan ve ilk defa taktığım protezle 100 metreyi 15.78 e koştum. Artık benim yolum belli olmuştu. Kısa mesafe koşucusu olacaktım. O anda kararımı vermiştim. Ne olursa olsun 2004 Atina Paralimpik Oyunlarıda koşacaktım. O güne kadar ki, eğitim bölümümü değiştirerek Köln Spor Akademiside spor ekonomisi okumaya başladım. Hem eğitim bölümüm, hem de okuduğum okulun bu konudaki duyarlılığı beni adeta bir cennete götürmüştü. Günde 5 saat antrenman yaparak hazırlanmaya başladım.

Yavuz Kocaömer : Daha sonraki yarış periyodundan bahseder misin?

Wojtek Czyz : Kazayı geçirmemin üzerinden daha bir yıl geçmeden 2002 Temmuz ayında Almanya Şampiyonasıda 100 metrede ve uzun atlamada, rekor kırarak şampiyon oldum. 2003 Haziranında Hollandada yapılan Avrupa Şampiyonasıda 5.73 atlayarak altın madalya kazandım. 2004 Eylül ayına kadar da Almanyada katıldığım tüm yarışmaları birinci bitirdim.

Yavuz Kocaömer : Senin için “Kimseyle konuşmaz, sosyal tarafı yoktur” dediklerine Atinada ben de şahit oldum. Oysa iki gündür seninle İstanbuldayız. Senin gibi sevecen, sosyal olayların içinde olmak isteyen bir insanı ben az gördüm. Neydi sana bu yakıştırılan sıfatın arkasındaki gerçek?

Wojtek Czyz : İlgimi çeken bir kitabı okuduktan sonra kendi kendime ’Ben bu kitabı Atinada okursam orada da dereceler alacağım’ demiştim. Çünkü beni çok motive ediyordu. Atinaya gider gitmez o kitabı bitirdim. Peşinden iki gün sonra yeniden finallerim vardı. Kitabı yeniden okudum. Daha sonraki uzun atlama finaline kadar zamanım çok azdı. Üçüncü defa okudum. Böylece kimseyle görüşme imkanım olmadı. Ayrıca atletizm yapanlar bilirler. Atletizm bir takım sporu olmadığı için , kendi başımıza çalışıp pek çevre ile ilgilenmeyiz. Basın Almanyada bazen işine geleni yazıyor.

Yavuz Kocaömer : Bundan sonraki hedeflerin neler?

Wojtek Czyz : Bundan sonraki hedeflerim önümüzdeki dünya şampiyonası. Ama en büyük hedefim 2008 Pekin Paralimpikleri. Çalışmalarıma aynı hızla devam edip, 2008deki oyunlarda derecelerimi daha da geliştirmek istiyorum. 28-29 yaşımda da bir maraton koşup aktif spor hayatıma son vereceğim.

Yavuz Kocaömer : İlk kez İstanbula geldin. Telefonda sana, “Senin gelişinle Türkiyedeki engelli sporcular da motive olacaktır” dediğimde biran bile düşünmeden “Benim için büyük onur” dedin. İstanbuldaki ve Türkiyedeki engellilerle ilgili spor aktivitelerini nasıl buldun?

Wojtek Czyz : İstanbul gördüğüm en güzel şehirlerden biri. Dün yaptığım şehir gezisinin büyüsünden hala kurtulmuş değilim. Çok kısa bir süre için geldim. Ancak en yakın zamanda gelip İstanbulu rahat rahat gezmek istiyorum. Engellilerle ilgili yapılanlara gelince… Senin ve arkadaşlarının anlattıklarının bazılarına başta inanamadım. Engelliler sporuna bu kadar destek veren insanların, kurumların, bir ülkede bulunması beni çok mutlu etti. Artık ben de Türkiyede engelli sporuna katkıda bulunmak istiyorum. Aklıma ilk gelen de bir Ampute Sporcular (protezli) Merkeziin kuruluş çalışmalarına yardım etmek.

Yavuz Kocaömer : Türkiyeye mi yerleşeceksin?

Wojtek Czyz : Neden olmasın? Bu kadar istekli insanların bulunduğu bir ülkeye zamanımın belli bir bölümünü ayırıp, bazı uzmanlarla birlikte gelerek, Türkiyede engelliler sporunu özellikle protezli atletizmi geliştirmek için çaba göstermek isterim. Tabi ki, burada devamlı kalmam mümkün değil. Hiç değilse 2008 Olimpiyatlarıa Türkiyeden de sporcular yetişip bana rakip olurlar. Yavaş yavaş rakipsizlikten canım sıkılmaya başlamasın diye bunları yapmak istiyorum galiba. Ayrıca Türkiyein nüfusu çok genç olduğu için engelli nüfusu da buna paralel olarak genç. Engelliler sporunda ülkenizin adının duyulması için büyük bir şans.

Yavuz Kocaömer : Çok teşekkür ederiz. Söyleyeceğin son bir şey var mı?

Wojtek Czyz : Evet var. Eğer baştan bir sistemle engelliler sporuna destek vermeye devam ederseniz çok yakın bir gelecekte Türkiyeden gelecek atletler ve sporcular büyük başarılara imza atabilirler. Şu anda çok heyecanlıyım. En kısa zamanda bu konuda tekrar görüşmemiz gerekiyor.

DUYURUAli Poyrazoğlu Tiyatrosu’nun , Uğur Antik’in sahibi Uğur Batur sponsorluğunda 15 Şubat 2005’de saat 20.00 ‘ de İstanbul İş Sanat’ta sahneleyeceği ‘’SAĞLIK OLSUN ‘’ adlı oyunun geliri TESYEV ‘ e bağışlanacaktır. Bilet ücreti 20.- YTL ‘dir. Biletler ve bilgi için : 0 212 – 274 10 32 – 274 11 71

DUYURU

JANDARMA – TESYEV İstanbul bilgisayar kursu için kayıtlar başlamıştır. Katılmak isteyen engelli vatandaşlarımız TESYEV’in ( 0212) 274 10 32 – 274 11 71 no’lu telefonlarına başvurabilirler.

GÜZEL SÖZ

Cesaret ölmekle değil, yaşamakla ölçülür. Alfleri