BAŞIMA GELMEZ DEMEYİN!
Sevgili okuyucularım, bu hafta sizlerle engelliler camiası ile ilgili haberleri paylaşacağız. Murat Ereren Murat Ereren , 71 doğumlu , iktisat fakültesini açık öğretim de tamamladıktan sonra bankacı oluyor. Amatörce dalıp gezmek en büyük hobisi. 1998 yılı Haziran’ında denize balıklama atlarken çakılıp , boynunun kırılması sonucu omurilik felçlisi oluyor. Şuanda evde ailesi ile birlikte yaşıyor. Kitap okuyup, internette dolaşarak vakit geçiriyor. Keşkesiz Yaşayın İnternette dolaşırken, Murat’ın www.yurtvedunya.com sitesindeki yukarıdaki başlığı taşıyan yazısını gördüm, etkilendim. Aşağıda sizlerle paylaşıyorum. ’’ Bir an düşünün ki felç oldunuz! Hiçbir yeriniz kıpırdamıyor. Gelip size su içiren olmazsa, su bile içemeyeceksiniz. Biri yardım etmezse tuvalet, banyo ihtiyacınızı karşılayamayacaksınız! Bu durumun kalan ömrünüz boyunca da devam edeceğini düşünün bir an! Korkunç değil mi? Biraz daha korkunç yapalım durumu; sevgilinizin ya da eşinizin sizi terk ettiğini de ekleyelim bu duruma. Gözleriniz görmüyor, kulaklarınız duymuyor ve sesinizi kaybetmeniz de olası tabi. Çalışamadığınız için parasız kalmanızı da ekleyince, kötü bir kâbustan farkı kalmıyor sanırım. Peki, ya ertelediğiniz hayalleriniz için ne demeli? Söyleyemediğiniz veya söylemeyi düşlediğiniz sevgi sözcüklerinin bu durumda ne faydası olur ki size? Tatil rezervasyonunu çöpe atabilirsiniz artık. Kaçıp saklanamazsınız. İntihar bile edemezsiniz. ‘’ Asla başıma gelmez diyebilen var mı?’’ Ben, “başıma gelmez” dememiştim ama olabileceğini de hiç aklıma getirmediğim bir olayı on yıl kadar önce yaşadım. Denize atlarken boynumu kırdım ve omuriliğim zarar gördü. Artık yürüyemiyorum. Henüz tıp dünyasında çaresi olmadığından muhtemelen iyileşemeyeceğim. Gerçi o kadar hızla gelişen teknoloji düşünülünce, bir ihtimal de olsa, bulunabilecek tedavi bana da yetişir belki. İşte buradaki sihirli sözcük “belki”. Umutların yitirilmesine engel bir kelime “belki”. Neyse ki 28 yaşıma kadar yaşadığım hayat çok renkli ve hareketliydi. Buna rağmen, yapılmak üzere hazırlanmış birçok planı unutmak zorunda kaldım. “Keşke” ile başlayan cümleler kurdum. “Neden ben?” sorusu sürekli yankılandı içimde. Sanki başkasının başına gelmesi normal de, benim başıma gelmesi anormalmiş gibi. Başkasının başına gelseydi, içten içe bir sevinç mi yaşayacaktım yoksa? Bir an, en çok sevdiğim insanın (4 yaşındaki yeğenimin) başına geldiğini düşününce bile fena oluyorum. Onun başına gelmesindense, benim başıma geldiği için mutluyum artık. ‘’ Terk edildim ! ‘’ İyi tarafları da oldu bu olayın. O an birlikte olduğum kız arkadaşım, bir müddet sonra “ Ben senin iyileşmeni bekleyemem”, diyerek gitti. O an, onunla evli olmadığıma çok sevinmiştim. Hastane ve evde o kadar çok ziyaretçim oldu ki, hem şaşkınlık hem de gurur duymuştum. Hayalimdeki tiyatroda sahne alma imkanını bile tekerlekli sandalyem sayesinde elde ettim. En güzel kısmı da; sağlıklı olsaydım asla tanıyamayacağım pek çok kişiyle tanışmış olmam. Bu saydıklarıma “züğürt tesellisi” demek, tabi ki mümkün. Ama bardağın dolu kısmını görmek bazen kaçınılmazdır! ‘’ Ertelemeyin ‘’ Ne kadar çok şey yaşarsanız yaşayın, her zaman yapılmayı bekleyen, gerçekleşmesi umulan hayaller olacaktır. Boşa harcanan vaktiniz olmasın, yeter. Kaza yapma riski var diye arabaya binmemek olmaz. Ama tedbir almadan da olmaz. Denge lazım her şeyde. Bize düşen; olabildiğince çok hayali gerçeğe çevirmektir. En azından bunun için uğraşmak. Mümkün olduğunca içinizde ukde kalmasın. Sevebildiğiniz sürece sevin. Saklamayın ve saklanmayın. Gezebildiğiniz sürece gezin. Ertelemeyin. İçinizden gelen sesi bastırmayın. Yarını görmeniz garanti değil. Öyleyse bugünü iyi değerlendirin. Ama uzun yaşama ihtimalini unutup, ipin ucunu kaçırmayın. Ben bu dengeyi pek kuramadım. Siz başarırsınız umarım. Tüm hatalarımla seviyorum kendimi ve yaşadıklarımı. Hep içimden geleni yaptım. İyi ki yapmışım! En azından “keşkeler” daha az hayatımda. TİV Türkiye İşitme ve Konuşma Rehabilitasyon Vakfı , 1973 yılında kurulmuş. 1970 yılında Türkiye Sağır Dilsizler Cemiyeti bünyesinde 2’nci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü önderliğinde hazırlık çalışmasına başlayan vakıf, Cumhuriyetimizin 50 ‘ nci yılına armağan olarak, 1973 yılında İstanbul’da çalışmalara başlamış. Geçen 35 yılda birçok etkinliğe önderlik eden ve destek olan vakıf , şimdilerde yeni bir ekiple görevine devam ediyor. Vakfın başkanı ise Dr. Ömer Cenker Ilıcalı. 0 – 6 Yaş Arası Özellikle işitme engellilerde 0 – 6 yaş arası çocuğun en hızlı geliştiği dönemde erken teşhis, erken tedavi ve erken eğitim onların hayatlarının değişmesine büyük etki sağlıyor. Bu bakımdan TİV , kurduğu bir 0 – 6 Yaş İşitme Engelli Çocuk ve Aile Özel Eğitim Merkezi’nde hizmet vermeye başladı. Aşağıdaki telefon ve mailler vasıtasıyla TİV’e ulaşıp, hem destek olup hem de işitme engelli çocuklarınızın sorunlarını paylaşabilirsiniz. Tel ( 0 216 ) 688 58 47 Faks ( 0 216 ) 688 58 46 e-mail: info@tiv.org.tr GÜZEL SÖZ Denizi bir testiye döksen ne alır ? Bir günün kısmetini / Mevlana