GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Milliyet

BEDENSEL ENGELLİLER MASA TENİSİ

Bedensel engelliler masa tenisi, ayakta ve tekerlekli sandalyeli olarak iki grupta oynanmaktadır. Her iki grupta da engel derecesi ve çeşnilerine göre beş ayrı kategoride yapılan masa tenisi sporu ülkemizde ilk defa 10-11 Nisan 2000 yılında başlamıştır. Bu tarihte TESYEV, Almanya’dan getirdiği iki hocanın idaresinde, Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu’nda yaklaşık 21 kulübün temsilcisine tekerlekli sandalye tenisine giriş kurslarını düzenlemiştir.

Daha sonra TESYEV, Almanya’dan 100 adet masa tenisi masası, 400 adet raket, 21.600 adet top getirerek, yer durumları müsait olan bedensel engelliler spor kulüplerine dağıtarak bu sporun yapılmaya başlanmasını sağlamıştır.

Bedensel Engelliler Spor Federasyonu geçtiğimiz yıl çalışmalarını tamamlamış ve resmi olarak bu sporun Türkiye’de uygulanmasına karar vermiştir. Eski bir milli masa tenisçisi olan diş hekimi Engin Avcı’nın Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Yönetim Kurulu’na girmesiyle gözle görülür ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu bağlamda, bedensel engelli masa tenisçilerimiz bu yıl 19-29 Haziran tarihleri arasında Zagrep’te yapılacak olan Avrupa Bedensel Engelliler Masa Tenisi Şampiyonası’na katılacaktır.

Milli Takımımız’da dört ayakta oynayan engelli (Engin Avcı, Ferit Atabey, A.Musa Uzun, Faruk Akbog) ile dört tekerlekli sandalyeli (Oktay Kaya İsoğlu, Mehmet Yılmaz, Ali Özkan, Serkan Çelik) masa tenisçisi yer alacaktır. Bu masa tenisçilerimizin büyük bölümü daha önce masa tenisi sporuyla Milli Takımlar düzeyinde de başarılara imza atmış olduklarından, kendilerinin Avrupa Şampiyonası’nda alacağı derece de ilgili spor çevrelerince merakla beklenmektedir.

Bundan sonra yapılacak olan, bu sporun Anadolu’ya yayılması için gerekli çalışmalardır. Görüldüğü gibi, engelliler sporu çok geniş kapsamlı ve bu konuda bilgi sahibi insanlara ihtiyaç duyulan bir aşamaya gelmiştir. Bunun için de, bir süre önce gazetelerde yer alan haberlere göre “Sporun anayasası çalışmalarında engelliler sporuna ayrı bir önem verilmeli ve bu konuda yabancı uzmanların da görüşüne başvurulmalıdır.”

Sistemli bir çalışmayla önümüzdeki beş yıl içinde engelli sporcularımızın ülkemizin adını Avrupa’da ve dünyada engelsiz sporcularımıza oranla çok daha fazla tanıtacaklarına olan inancımız tamdır.