BİR BABANIN MUTLULUĞU
Yan tarafta gördüğünüz resimdeki bir baba. Benim babam.
Tarih : 18 Şubat 2011
Yer: Almanya – Frankfurt Anakent Belediye Başkanlığı Binası, İmparatorlar Salonu.
Federal Almanya tarafından şahsıma verilen Devlet Liyakat Nişanı töreninde çekilmiş bir fotoğraf.Yüzündeki mutluluğu dikkatlerinize sunarım.
Ellerini öptüm
İçişleri Bakanı Boris Rhein, Şehir Meclisi Başkanı Frank’ın yaptığı konuşmalardan sonra kürsüye geldim ve sözlerime şöyle başladım, ‘’Şu anda karşınızda duruyorsam, bunun ilk adımını, bundan 50 sene önce beni Almanca eğitim veren İstanbul Erkek Lisesi’ne neredeyse zorla göndererek, Almanlarla, Türklerin tarihten gelen ilişkilerinin ileriki yıllarda daha çok birlikte çalışmayı gerektireceğini, bunun için öncelikle zor bir dil olan Almanca’yı, Alman öğretmenlerin yönetiminde öğrenmem gerektiğini söyleyen babam atmıştı. Şimdi aranızda bulunuyor. İzninizle kendisine Türk örf ve adetlerine göre teşekkür etmek istiyorum. ’’Kürsüden inerek yanına gittim, elini öpüp başıma koydum. O da resimde gördüğünüz gibi benim boynuma sarıldı. Alman davetliler böyle bir teşekkür tarzını ilk defa gördükleri için hem şaşırmışlar hem de çok duygulanmışlardı.
Geçici dünya
Hepimizin sonunda gideceği yer belli. Allah‘ım bana, babama bu mutluluğu yaşatma fırsatını tanıdı. Türkiye’de bankacılığın duayenlerinden sayılan Cahit Kocaömer, bir yandan 22 yıl yürüyüp, oturamayan bir evlatla yaşarken, diğer taraftan da memur yardımcısı olarak girdiği Türkiye İş Bankası’nda Genel Müdürlüğe kadar yükseldi. Sağduyu sahibi, dürüst, bankacılık camiasında her zaman sevilen bir isim oldu.
İş Bankalılar
1964 yılında insanların korkudan yüksek sesle bile konuşamadıkları dönemde, Türkiye İş Bankası’nda her türlü riski göze alarak 4- 5 arkadaşı ile birlikte TİBAŞ Sendikası’nı kurdu. Bugün İş Bankası’ndan emekli olanlar, diğer kurumların emeklilerine göre çok daha iyi koşullarda yaşıyorlarsa bunu İş Bankası Emekli Sandığı’nın daha sonraki kritik dönemlerde kapatılma tehlikesine karşı ikinci sandığın kurulmasına borçludurlar. Babam alçakgönüllü, insancıl ama sözünü esirgemeyen biri olarak tanındı.
Çekemeyenler
Çekemeyenler olmadı mı ? Tabii oldu. Hala yok mu ? Tabii var. Ama bu, ülkemizin yazılı olmayan kurallarından biri. Kendileri hasbelkader geldikleri mevkilerde tutunmaya çalışan, hangi kurumdan olursa olsun, insanlar örnek alınması gerekenleri her yerde kıskanırlar. Bu Cahit Kocaömer için de böyle olmuştur. Ama onun olaylara insanca yaklaşımı, kararlılığı büyük kitleler tarafından sevilmesini sağlamıştır.
Önümüzdeki hafta bugünlerde 88 yaşına basacak. Yakın gelecekte İş Bankası’nın 1960‘dan sonrasındaki tarihine ışık tutacak, anılarını yazdığı ‘’Bankacılıkta 60 Yıl‘’ adlı kitabı piyasaya çıkacak. Kitabın tüm geliri Onursal Başkanı olduğu Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’na (TESYEV) bağışlanacak. Sendika kurulduğunda ilk gayri resmi toplantısını Kuruçeşme’deki Galatasaray Adası’nda yapmıştı. Beni de bir pazar günü evde yalnız bırakmamak için yanında götürmüştü. O günden beri İş Bankası’nda yaşanan bir çok olayın içinde bulundum ve şahidi oldum. Ama konunun esas sahiplerinden biri olan Cahit Kocaömer’in kitabını burada daha fazla açıklamak istemiyorum. Rahmetli ağabeyimle çok sıkıntılı, üzücü günler yaşadık. Ailece onun çektiği ızdırapları duyduk. Ben kardeşi olduğum için ‘’Kısaltılmış bir çocukluk‘’ yaşadım. Ama özellikle küçük yaşlarımda, onların çektiği ızdırabı, acıyı hep içimde hissettim.
Ana – babalar
Engelli veya engelsiz çocuk sahibi olan ana ve babaların, onların büyüyüp, kendi hayatlarını kurana kadar, hatta ondan sonra da yaptıkları fedakarlıkları, yaşadıkları sıkıntıları yazmaya kalksak bitmez. Onun içindir ki Peygamberimiz Hz. Muhammed‘in (s.a.v) aşağıdaki Hadis-i Şerif’ini bir an bile unutmamamız gerekir.‘’ Ana- babanın gönüllerini alanlara, güzel davrananlara müjdeler olsun. Dünyada ömürlerinin bereketini görenler anasının ve babasının rıza ve dualarını alanlardır. ‘’
DUYURU Bu köşe ile ilgili yorumlarınızı www.tesyev.org sitesinden `Yazarlarımız` bölümüne tıklayarak yapabilirsiniz.
GÜZEL SÖZ Sevgi birliğe, bencillik yalnızlığa götürür / Friedrich von Schiller