GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
ENGELLİLİKTE EBEVEYN ALGISI
| Posta

ENGELLİLİKTE EBEVEYN ALGISI

Bu hafta ebeveynlerin çocuklarının engellerini nasıl anladıklarının, bunun sadece belirli kararlar, yaklaşımlar ve ebeveynlik teknikleri ile ilgili değil, aynı zamanda ebeveynlerin engelliliği daha geniş şekilde anlamasıyla da çocukların ve gençlerin hayatını nasıl şekillendirdiğine değinmek istedim.

Ebeveynler, farkında olsunlar ya da olmasınlar, kaçınılmaz olarak engelliliğe yönelik yaklaşımların bir veya birkaç kombinasyonunu benimserler. Bazıları bilinçsizdir ama aynı zamanda bir seçimdir ve bir sonuç doğurur. Ebeveynlerin engelliler için tam olarak hangi tıbbi bakım, terapiler, uyarlanabilir ekipman, hizmetler ve eğitim yaklaşımları nasıl olmalı? Ebeveynlerin engelliliği temel algılayışı nasıl ve topluma nasıl yansıyor? Engelli çocukların ve gençlerin ebeveynlerinin engelliliğe nasıl baktığını aşağıda sıralayabiliriz.

Savaşmak yok

1) Engellilik ciddi bir talihsizlik ve istilacı bir düşmandır:

Bu görüşe göre engellilik, savaşılması ve mağlup edilmesi gereken bir şeydir. Çoğu ebeveyn, insanların kanser gibi hastalıklarla savaştığı gibi engellikle savaşmaya çalışır. Bu durum en çok dil alışkanlıklarında fark edilir. Engelli çocuklar ve gençlerden engellerle ‘mücadele eden’ ya da ‘yenilen’ kişiler olarak söz ediliyor. Onlara ‘uyum sağlayan’ demiyorlar ve bu yüzden ‘kucaklayan’ olma ihtimalleri daha düşük. Pek çok engellilik tıbbi sorunlardan kaynaklanır ve bunlardan bazıları tıbbi tedaviler ve terapilerle azaltılabilir. Ve engelliler kesinlikle birçok zorlukla mücadele eder. Ancak genel olarak engelliler, engellileriyle yaşam boyu birlikte yaşar. Engelliliğe karşı sürekli savaş, ebeveynler ve çocukları için ne sürdürülebilir ne de sağlıklıdır. Sonunda, kendi engellerinizle ‘savaşmak’, kendinizle savaşmak anlamına gelir.

Ters tepebilir

2) Engelliler utanç vericidir:

Bu görüşe göre, engeller çocukları dikkat çekici, zor ve itici yapar ve bu durum sürekli koruma, terapiler ve yoğun eğitim ile gizlenmeli veya üstü bir şekilde kapatılmalıdır. Görünür ve belirgin engelleri olan çocukların ebeveynleri, doğal olarak, olağandışı görünümlerinin ve davranışlarının, başkalarının onları dışlamasına ve onlara kötü davranmasına neden

olacağından endişe eder. Kabul etmesi zor olsa da bazı ana-babalar, engelli çocuklarıyla ilişkilendirilerek damgalanmaktan korkarlar. Bu, farklı türde bir mücadeleyi teşvik eder. Engelli çocukların uyum sağlamak ve

kabul edilmek için mümkün olduğunca ‘normal’ görünmelerini ve davranmalarını sağlamakla uğraşır. Çocuklara sosyal olarak nasıl geçineceklerini, nasıl iyi bir izlenim bırakacaklarını ve damgalanmaktan nasıl kaçınacaklarını öğretmek her zaman iyidir. Bazen bu durum ters de tepebilir. Engelli gençleri yetişkinliğe daha iyi hazırlamak yerine, yoğun terapiler ve davranışsal müdahaleler, kendilerini daha kötü hissetmelerine neden olabilir; sanki bir şekilde hasarlılar ve düzeltilmesi gerekiyormuş gibi.

Pek çok yol var

3) Engellilik sizi tanımlamaz:

Bu görüşe göre, engelliler yalnızca yetersizliklerin ve engellerin toplamıdır. Aksi takdirde kişinin kim olduğunun bir önemi yoktur. Zorunlu olmadıkça engelinizi düşünmeyin veya bunlara dikkat etmeyin. Şikayet etmek, savunmak veya yardım beklemek için çok fazla zaman harcamayın. Belirli pratik uyarlamalar, erişilebilirlik ve fırsat eşitliği konularına yalnızca ortaya çıktıklarında odaklanın. Engellilik sadece bir meydan okuma, çözülmesi gereken bir bulmaca, başka bir şey değil. Bu şekilde birçok anne-baba, engelli çocuklarının moralini ve öz saygısını, engellerinin önemini azaltarak yükseltmeye çalışır. Oysa engellilerin kendilerini tanımlamalarının ve hayatlarını şekillendirmelerinin birçok yolu var.

Zorluğu kabul etmeyin

4) Sakatlık karakter oluşturur:

Bu görüşe göre, engeller üstesinden gelinmesi gereken zorluklardır ve karakter inşa etmek ve sergilemek için fırsattır. Ebeveynler, çocuklarına bu fikri dayatabilirler. Bu yöntem, ebeveynlerin engelli çocuklarına engellerini açıklamalarında yardımcı olabilecekleri daha tanıdık ve erişilebilir yollardan biridir. Engellerin zorluklarının sizi daha iyi bir insan yaptığı fikri, engellilerin engellerini yok saymak yerine bütünleştiren olumlu bir yaşam amacı geliştirmelerine yardımcı olabilir. Engelinizin size hayatta özel bir amaç verdiğini düşünmek, onu rastgele, anlamsız bir mücadele ve ıstırap olarak düşünmekten daha iyidir. Ayrıca bu hayatta çok başarılı olabilirsiniz.

Öte yandan, ıstırap ve yoksunluk her zaman asil değildir. Engelliler söz konusu olduğunda, genellikle zorluklar görmezden gelinir. Zorlukları kabul etmek yerine, uzun vadede azaltmaya çalışmak daha başarılı olur.

Diğer engellilerle bağlantı kurulmalı

5. Engellilik bir kimlik ve bir topluluktur:

Bu görüşe göre engellilik, aynı zamanda engelli kültürü ve diğer engellilerin desteğiyle de gurur duyabilen bir sosyal kimliktir. Diğer engelli insanlarla tanışmak, arkadaşlıklar geliştirmek iyi gelir. Engellilerin yaşadığı damgalanma, dışlanma ve ayrımcılık, ebeveynlere korkunç gelebilir ve bunu görmezden gelebilirler. Bu durum görmezden gelinmemeli. Engelli çocuklar bireyselliklerini ortaya koyarlarsa ve engelliliğe dayalı bir ‘ezilen azınlığın’ üyeleri olarak görülmekten kaçınırlarsa doğru olur. Ancak engellilerin sadece kendi aralarında üretebilecekleri dostluk, destek ve eşsiz kültür değerlidir. Diğer engelli kişilerle ve engelli topluluklarıyla bağlantı kurmak, her yaştan engellinin daha az yalnız ve toplumun parçası gibi hissetmesine yardımcı olabilir.

NOT: Okurlarımızın mübarek Ramazan Bayramı’nı kutlar, huzur içinde geçirmelerini dilerim