GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Posta

Farklı bedenlerle dans

Farklı bedenlerle dans Posta

Yavuz Kocaömer Posta

30-31 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da Türkiye İş Bankası ve Westdeutsche Landesbank’ın sponsorluğunda ‘Farklı Bedenlerle Dans’ gösterisi izleyicilere sunuldu. 30 Mayıs akşamı yapılan gala gecesine, finans, iş ve yüksek öğretim kurumları dünyasından çok sayıda davetli katıldı.

Tuğçe Ulugün Tuna

Tuğçe Ulugün Tuna tarafından hazırlanan ve sahneye konan dans gösterisinin özelliği, altı profesyonel dansçının yanında beş engelli dansçının da gösteride rol alması idi. Titizlikle hazırlanmış, her geçen dakika salondaki heyecanı ve izleyenlerin ilgisini artıran tempodaki program büyük beğeni aldı. Gösteri sonunda salonu dolduran yüzlerce davetli dansçıları dakikalarca ayakta alkışladı. Özellikle Muhsin Öngel ve Murat Polat’ın gösterdikleri performans görülmeye değerdi.

Güneri Civaoğlu

Milliyet Gazetesi Başyazarı Güneri Civaoğlu, belki de engelli sporcuların varlığından ilk defa 9 Mayıs günü Milliyet’te yapılan ‘Yılın Sporcusu’ ödül töreninde haberdar olmuştu. O akşam yaptığımız sohbette, orada bulunan engelli sporcularla görüştüğünü, çok duygulandığını söyledi. Bizden engelli insanlar ve onların sporları ve durumları ile ilgili bilgiler aldıktan sonra, “Çok etkilendim, lütfen Anadolu’ya da giderseniz bana da haber verin. Ben de gelmek isterim. Bir katkım olursa sevinirim” demişti. Ne yalan söyleyelim, son yıllarda sıkça duymaya alıştığımız bu sözleri teşekkürle karşılayarak ama içimizden de pek inanmayarak oradan ayrıldık.

Size geldim

30 Mayıs akşamı, İş Bankası’nın İş Sanat Kültür Merkezi’nde Güneri Civaoğlu’nu karşımızda görünce şaşırdık. Kendisi, aynı saatlerde Koç Vakfı’nın ödül töreni olduğunu, ancak dvetiyede TESYEV ismini ve engellileri görünce tercihini bu gösteriden yana kullandığını belirtti ve ilave etti; “Ben bu akşam Koç Vakfı’ndaki ödül töreninde bulunmadığım için belki de çok yakın dostlarımdan bile eleştiri alabilirim. Ancak, buraya gelmeden önce şunu düşündüm. Yıllarca rahmetli Vehbi Koç ile çok yakın oturduk ve kendisiyle sık sık görüşürdük. Eminim ki hayatta olsaydı o da benim bu akşam buraya gelmemi isterdi dedim ve size geldim.”

İşte duyarlılık örneği, işte engelli insanların varlığından ve onların neler yapabildiğinden haberdar olan bir insanın gösterdiği yakınlık.

İstanbul Valisi

İstanbul Valisi Erol Çakır’ın Özel Kalem Müdür Yardımcısı Melih Akgüngör ile 28 Mayıs günü yaptığımız görüşmede, Sayın Valimizin gala gecesine katılacağını bildirdi ve sonra çoğu defa olduğu gibi Sayın Valimiz gelmedi.

Sayın Valim,

Siz ilimizin valisisiniz. Her an çok önemli ve acil bir işiniz çıkabilir. Buna hiç kimsenin söyleyeceği bir söz olamaz. Ancak, son dakika bile olsa, gelmeyeceğinizi bildirmek özel kaleminizin bir görevidir diye düşünmekteyiz. Çünkü insanlar, sizin temsil ettiğiniz makama saygı göstererek, “Valimiz gelecek” diye eşinizin ve sizin isminize yazılı özel yerler hazırlamakta, güvenlik önlemlerini artırmakta ve bu hazırlıklar sonrası haber vermeden, hangi nedenle olursa olsun, gelmeyişiniz koltuklarınızın boş kalmasına neden olmaktadır.

Yukarıdaki sözlerimiz yalnız sizin için değil, devlet protokolünde bulunan ve aynı şekilde davranan Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu, Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı için de geçerlidir.

Bir başka örnek

İstanbul Merkez Komutanı Tuğgeneral Gafur Aksu bir hafta evvelden haber vererek geleceğini bildirmiş. 30 Mayıs sabahı ise tekrar arayarak geleceğini teyit etmiştir. Ancak saat 16.00’da Asteğmen Mehmet Doğan tekrar arayarak şunları söylemiştir: “Komutanım gelmek için bütün hazırlıklarını yaptı ama son anda bir emir geldi ve karşılamaya gitmek zorunda olduklarını söyleyerek özür dilediler.”

İşte insanlık, işte insanların birbirine saygısı…

Son söz

Devletin hangi makamında bulunursanız bulunun, o makamların hepsi geçicidir ve insanlarımız o makamlara, devletin kuruluşları olarak her zaman saygı duyarlar ve duymak mecburiyetindedirler. Ancak, o makamlar çeşitli vesileler ile terk edildikleri zaman, oradan ayrılanların hayatlarının kalan bölümlerinde de aynı saygının devam etmesi, o makamı temsil etme sürecinde gösterdikleri davranışa bağlıdır. Ve hiç kimse unutmamalıdır ki, sevgide serbestlik ancak saygıda mecburiyet vardır. Ve bu saygı tek taraflı olmamalıdır.