GÖRME ENGELLİ ÖĞRETMENİN HUKUK SAVAŞI
Almanya’da yasalara göre, tam görme engelli biri lise mezunu olması ve daha sonra üniversitede ilgili bölümü bitirmesi kaydıyla normal liselerde öğretmenlik yapabilir. Buradaki zorluklar sınıftaki düzeni sağlama, sınav kağıtlarının kontrolü olarak ortaya çıkmaktadır. Çoğunlukla yüzde 100 görme engelli öğretmenlere bir asistan tayin edilir ve onun yardımı ile derslere girerler.
Bettina Koletnig
Bettina Koletnig, yüzde 100 görme engelli. Buna rağmen görme engelli olmayan çocukların gittiği bir lisede öğretmenlik yapmak istiyor. Doğduğundan beri görme engelli olan 31 yaşındaki Bettina, bir avukat vasıtasıyla Bavyera Eyalet Devleti’ne idari mahkemede dava açıyor. Eyalet Kültür Bakanlığı Germanistik ( Alman Dili ve Edebiyatı) tahsili yapan Bettina’yı bir sınıfın önünde öğretmenlik yapacak durumda görmüyor. Bakanlıktan kendisine gönderilen ret yazısında “Okuldaki öğrencilerin ve ebeveynlerin bu şekilde bir öğretmen ile karşı karşıya kalmaları mümkün değildir” deniliyor.
Davayı kazanıyor
İdari mahkeme, Bettina’nın lehinde karar veriyor ve normal lisede öğretmenlik yapmasında bir sakınca görmediğini karara bağlıyor.
Eğitim süreci
Bettina, Münih’te liseyi bitirdikten sonra Ludwig-Maximilians-Üniversite’sinde başladığı eğitimini Passau’da bitiriyor. Passau Üniversitesi’ nin daha küçük bir üniversite olması, büyük sınıflarda kaybolma tehlikesini ortadan kaldırıyor.
Nasıl olacak?
Görme engelli bir öğretmen nasıl derslere girecek? Sınavları nasıl kontrol edecek? Kopya çekmeyi nasıl önleyecek? Tahtaya nasıl yazı yazacak? Huzur bozan öğrencileri nasıl tanıyacak? Bunların cevabı ise hazır! Görme engelli öğretmene bir asistan yardımcı olacak. Örneğin; sınavların cevaplarını aynı şekilde bilgisayara aktaracak. Bettina bilgisayardan bu sınavları kontrol edip notlarını verebilecek. Bu arada Braille alfabesini kullanacak. Sınıfda huzursuzluk çıkaran öğrencileri ise asistanı kendisine bildirecek, o da gerekli önlemleri alacak. Pedagojik bölümü ise tamamıyla Bettina’nın kontrolünde. Sohbet sırasında Bettina şöyle diyor: “Havada bir kağıt uçtuğu zaman onu göremem ama duyarım. Öğrencilerin bir öğretmene karşı nasıl davrandığı , onun görüp görmemesine değil, öğretmenin sınıfta onların karşısındaki duruşuna bağlıdır. Ben bunu kendi okul dönemimden de biliyorum”.
Masraflar
Bettina gibi görme engelli öğretmenlerine yardımcı olarak asistanların ücret ve giderlerini ise Entegrasyon Dairesi ödüyor. Bizde ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın engelli öğretmenlerle ilgili yeni çıkaracağı yönetmelik tartışılıyor. Bekleyelim ve görelim, uygulama nasıl olacak? İnancımız yıllarını eğitime veren görme engelli insanlarımızın Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından mağdur edilmeyeceği bir çözüm bulunacağı yönünde.
Temyize giderse
Bettina ‘ya, eğer kazandığı dava temyize gider de orada aleyhine bir karar çıkarsa ne yapacağı sorulduğunda: cevabı net : “O zaman en yüksek mahkemeye kadar giderim.” Bettina sözlerine şöyle bitiriyor: “Bu konulardaki kararımı kendim vermek istiyorum. Belki öğretmenliği başladıktan 1-2 yıl sonra zorlanıp kendim vazgeçebilirim, ama kararımı kendim vermeliyim. Eğer körler hep kendilerine söyleneni yaparlarsa, ilerleme şansları çok azalır. Öyle yapsaydım bugün herhalde bir santral memuru olarak kalırdım”.
TESYEV
Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nın ( TESYEV ) Olağan Genel Kurulu geçtiğimiz haftalarda yapıldı. Yönetim Kurulu’na A.Yavuz Kocaömer, Hayati Babaoğlu, Ali Kiremitcioğlu, Aslı Çini, Siren Ertan Çarmıklı ,İbrahim Gümüşdal,Ümit Deniz Kurt, Ali Özbudak, Mümtaz Karakay seçildi. Ayrıca yedek yönetim kurulu üyesi olarak da sizlerin ‘’Var Mısın Yok Musun ? ‘’ programından tanıdığı Kemal Özcanlı ve Ali Evren Doğru girdi. TESYEV’in yeni yönetim kurulunda özellikle Ali Özbudak ile Mümtaz Karakaya bu kurumumuzun dışarıya daha çok açılması konusunda önemli görevler üstlenecekler. Sonunda amaç belli. Düzgün, dürüst ve sistemli bir şekilde engellilere verilecek destek daha da artacak. Özellikle engelliler konusunda çalışan kurumlarımızın TESYEV’le yapacağı işbirlikleri daha güzel günlere bizleri hep birlikte götürecek.
TK 1593
4 Nisan Pazar günü İstanbul – Frankfurt seferini yapan TK 1593 sefer sayılı uçağındayım. Uçağımızın kaptanı A. Tufan Uluçeçen anons yapıyor: ‘’Saygı değer hanımefendiler, beyefendiler, SEVGİLİ ÇOCUKLAR“. Yanlış duyduğumu düşünüyorum bir an, birazdan İngilizce anons da yine ‘’Sevgili çocuklar ‘’ diyor kaptanımız. Yıllardır binlerce defa uçtum ve uçuyorum, uçakta bulunan çocuklara hitap eden bir kaptana ilk defa rastladım.
Geleceğin yolcuları
Ve biran düşündüm, acaba Türk Havayolları kaptanlarımızın böyle bir anons yapmasını kural haline getirebilir mi? O kendilerine ‘’ Sevgili çocukla ‘’ diye hitap edilen küçük yolcular da bir gün büyüyüp o havayollarının uçaklarına yalnız binecekler ve eminim anılarında ‘’ Ben küçükken de kaptan amca uçakta bizi selamlardı ‘’ diye anımsayacaklar.
Buradan kaptanımız A. Tufan Uluçeçen’e bu güzel jesti için tekrar teşekkür ediyor ve bu davranışın yalnız milli havayollarımıza değil tüm havayollarına örnek olmasını diliyorum.
GÜZEL SÖZ
Hiçbir insan rastlamadım ki , onda öğrenilecek bir şey bulunmasın.
Alfred de Vigny