GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Posta

HABERLER II

HABERLER II Posta

Yavuz Kocaömer PostaSevgili okuyucularım , geçen  hafta sizlere engelliler dünyasından bazı  kurum ve kuruluşların , yerel yönetimlerin engellilere bakış açısını içeren haberler vermeye başlamıştık. Haberlerimize bu hafta da devam ediyoruz.

Genç gazeteci                                   

Sedat Hardal , Fanatik Gazetesi’nde  çalışan genç spor muhabiri kardeşlerimizden biri. Daha mesleğe adım attığı günlerde , kendisine verilen görevler arasında engelliler sporu da vardı. Geçen iki yıllık süre içinde engelliler sporu bu kardeşimizi kazandı. Geçtiğimiz Eylül ayında Atina Paralimpikleri’nde (Engelliler Olimpiyatı ) bir hafta beraber olduk. Muhtelif engelli sporlarını izledik. Ayrıca Sedat Hardal her ayın ilk çarşamba günü Fanatik Gazetesi’nde tam sayfa yayınlanan ‘’ No Problem ‘’ sayfasının da başarılı hazırlayıcısı. Geçenlerde Fanatik’te yayınlanan bir yazısını aynen aşağıya  alıyorum.

Hayatıma engel olmayın !

Anlatmak zordur onların dünyalarını, hayallerini ve yaşama olan bağlılıklarını… Yaşadıkları zor şartları kimsenin yaşamasını istemezler. Tek bir istekleri vardır ; eşit olmak. Her zaman ortak bir yaşam sürmek isterler, toplumun her kesimiyle . Toplum tarafından yadırganmazlar ancak engellenirler !

Nasıl mı ? Bir engelliye kulak verelim : ‘’ İşsizdim. Günlerimi evde televizyon izleyerek , kitap okuyarak geçiriyordum. Bir sabah uyandığımda , belki bugün bir mucize olur da dışarı çıkıp, kendi başıma gezerim, diye düşündüm…

İlk şaşkınlığımı daire kapısının önüne çıktıktan sonra yaşadım. Her zaman iki kişinin desteğiyle indiğim merdivenlerden , kimsenin yardımı olmadan inmeyi başarmıştım. Bizleri düşünen yöneticiler, düz bir yokuş yaptırmıştı. Böylelikle tekerlekli sandalyem ile rahatlıkla çıkabildim apartmandan.

Sokağa çıktığımda şaşkınlığım ikiye katlandı. Engelli insanların rahatlıkla gezebilmesi için kaldırımlar yapılmıştı. Keşmekeş yaşanmıyordu !

          Üzerimdeki şoku atlatamamıştım ki , aklıma gelmeyecek bir olayla karşılaştım. Artık engelli bir insan da şehir içinde , mesafe ne olursa olsun, istediği yere kolaylıkla gidecekti. Belediyemiz, otobüslerde engellilerin binmesi için özel bir kapı yaptırmıştı. Derhal bir Boğaz otobüsüne bindim. Hep görmek istediğim Kız Kulesi’ni yakından görmüş , Boğaz keyfini doyasıya tatmıştım. Bu hayalime de ulaşmıştım. Futbol coşkusunu da tribünlerden yaşamak istiyordum. ‘’ Buna da bir çözüm getirmişlerdir ‘’ dedim kendi kendime ve stadın yolunu tuttum. Biliyordum, unutulmamıştık. Tribünlere çıkmamız için bir asansör yaptırılmış, koltuklar arasında da geniş boşluklar bırakılmıştı. Güzel bir seyir keyfi yaşattı, sporun üst düzey yöneticileri. Soğolsunlar !

Sevindim, yaşama hakkım elimden alınmadığı için ve bir kez daha teşekkür ettim bizi unutmayanlara…

Saat çok geç olmuştu, eve dönmeliyim artık, diye düşündüm. Ama ne var ki evde olduğumu anlamam için annemin, ‘’ Haydi oğlum yatağın hazır ‘’ diye seslenmesi yetti. Televizyonun başında, oturduğum koltukta bir an uyuyakalmıştım. Yaşadıklarım bir rüyaymış meğer. Arzusu zor, gerçekleşmesi kolay ! .. ‘’

Burası Diyarbakır                     

Diyarbakır Bedensel Engelliler Derneği , Türkiye İş Kurumu Diyarbakır İl Müdürlüğü’ne bir yazı ile başvurmuş.  Devlete bağlı kurum ve kuruluşlarda engelli kontenjan açığını sormuş. İl Müdürlüğü’de cevap vermiş. Başta Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü olmak üzere , Yenişehir Belediye Başkanlığı , Bağlar Belediye Başkanlığı, Köy Hizmetleri  İl Müdürlüğü , Türk Telekominikasyon İl Müdürlüğü , Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü , Tarım İl Müdürlüğü , E.Ü.A.Ş. Karakaya Hes İşletme Müdürlüğü’nde toplam 37 Engelli kadrosunun boş olduğunu bildirmiş.

Şimdi Diyarbakırlı engelli kardeşlerimizin umudu , bu boş kadroların doldurularak, hiç değilse Diyarbakır’da yaşayan  37 engelli vatandaşımızın daha iş sahibi olması.

Bu konuda Türkiye İş Kurumu’nun çabaları da tek başına yetmiyor. Önemli olan engelli işçi çalıştırma mecburiyetinde olan kurum ve kuruluşların yasalara uygun olarak görevlerini yerine getirmesi. Burada bir duyarlılıktan falan da söz etmek mümkün değil. Eğer Türkiye’de yasalar varsa , bu yasalara uymak gerekiyorsa, bunu herkesin , her kurumun ve kuruluşun yapması gerekiyor diye düşünmekteyiz.  Genç doktorlara tavsiyeler !

Rahmetli Prof. Dr. Kaya Çilingiroğlu’nu tanıyanlar onun nasıl bir yüreğe sahip olduğunu , insanlara nasıl hizmet ettiğini bilirler. Yoksul ve yardıma muhtaç insanları nasıl kolladığı , yaptığı 40 bin civarındaki ameliyatla nasıl insanları sağlığa kavuşturduğu bugün hala kulaktan kulağa anlatılır.

Oğlu Kaya Çilingiroğlu ise  bu bakımdan babasının yolunda gidiyor. Engelli insanlarımıza verdiği desteği bazen adını vermeden de bu sütunlara alıyoruz.

Geçenlerde kendisi ile sohbet ederken , rahmetli Çilingiroğlu’nun ‘’ Genç doktorlara tavsiyeler ‘’ isimli bir yazısını masasında gördüm. Bir insanlık dersi olan bu satırları , özellikle genç doktorlarımıza örnek olması bakımdan aynen aşağıya alıyorum.

‘’ Hastalarınızı tedavi ederken en önemli şeyin MORAL olduğunu unutmayın. Moral onların bünyelerini güçlendirir , dirençlerini arttırır.

‘’ Hastalarınızın tedavileri esnasında sevdikleri ile birlikte olmalarını sağlayın.

‘’ Yalnız okumak iyi doktor olmak için yeterli değildir. Bildiklerinizi hastaya iyi uygulayıp sonuçlarını değerlendirmek zorundasınız.

‘’ Doktorluğun bir fedakarlık mesleği olduğunu unutup , kendinizi maddi kazançları fazla olanlarla mukayese etmeyiniz.

‘’ Hiç bir şekilde herhangi bir doktorun aleyhinde konuşmayınız.

‘’ Devamlı literatürü takip edebilmeniz için bir yabancı dil , özellikle İngilizce öğrenin.

‘’ Mesleğinizin zorlayıcı şartları altında bıkkınlık göstermeyip sabırlı olunuz.

‘’ Toplumdaki temaslarınızda bir doktora yakışır olmağa dikkat ediniz.

‘’ İyi doktor olduğunuza inanıp özgüveninizi kazandıktan sonra , hastanızla çevrenizdekilere güven verebilecek bir kişi olabileceğinizin bilincinde olunuz.

GÜZEL SÖZ

Okuyabilirseniz her insan bir kitaptır. W.ELLERY

sonu