GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Milliyet

HAVUZDA DEVRİM (!)

Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay, Akdeniz Oyunları sırasında, \”Yüzmede ABD\nin en iyilerini getiremeyiz ama orada takıma giremeyenler bile bizde büyük iş yapar. Ukrayna gibi ülkelerden de Milli Takıma transfer yapabiliriz\” demiş. Yakıİ

Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay, Akdeniz Oyunları sırasında, \”Yüzmede ABD\nin en iyilerini getiremeyiz ama orada takıma giremeyenler bile bizde büyük iş yapar. Ukrayna gibi ülkelerden de Milli Takıma transfer yapabiliriz\” demiş. Yakinen tanıdığımız Atalay, inanıyoruz ki o günkü moral bozukluğu içinde sürç-i lisan etmiş. Yurt dışından sporcu getirilip, milli formayla yarıştırılmasına karşı değiliz. Ancak, yüzme gibi bir sporda Türkiye’ye gelse gelse 2\nci değil, 5\nci sınıf yüzücü gelir. Onlar da uluslararası yarışmalarda, bizim bugünkü yüzücülerimizin alacağı derecelere çok yakın dereceler elde ederler. Ayrıca yüzme sporu, güreşe, boksa, haltere benzemez. O branşlarda, Türk asıllı sporcular, bulundukları ülkelerin sistemi gereği başarılı olup, bir gün, örnekleri daha önce de yaşandığı gibi ülkemize gelirler, bize madalyalar kazandırırlar.Genç bir nüfusa sahip olmakla övündüğümüz ülkemizde, gençlere daha çok spor olanağı sağlamak yerine, yurt dışından yabancı sporcuları getirip, ülkemiz adına yarıştırmak \”günü kurtarmak\” tan başka bir işe yaramaz.
Çinin 2008 Olimpiyatları\na, 2004 senesinin Aralık ayında, 110.000 (Yüz on bin) sporcu adayı seçtiğini hiç duydunuz mu? 19 milyon dediğimiz genç nüfusumuzdan (olanak tanınır, siyaset spordan elini çeker, \”Adama göre iş\” alışkanlığından vazgeçilir, mevcut tesisler akıllıca kullanılıp çoğaltılırsa) çok Dünya ve Olimpiyat Şampiyonları çıkar.
Kısa bir süre önce gittiğim Diyarbakır’da, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nden bir şube müdürü, \”Otellerin paralı havuzlarında bile haftada bir gün bir – iki saat gençlerimize bedelsiz yüzme imkanı sağlıyoruz. Ama Dicle Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu\ndan aynı yakınlığı görmüyoruz. Havuzlarını bizlere açmıyorlar\” demişti.
Öte yandan, başından beri eleştirdiğimiz, \”Sporla Tanış\” projesinin ne durumda olduğu da ortada. Bu ve bunun gibi, Türk sporunun gerçeklerinin üstü örtülerek, yurt dışından getirilecek sporcularla madalya kazanmak düşüncesi bizim milli spor anlayışımıza uymuyor.

nen tanıdığımız Atalay, inanıyoruz ki o günkü moral bozukluğu içinde sürç-i lisan etmiş. Yurt dışından sporcu getirilip, milli formayla yarıştırılmasına karşı değiliz. Ancak, yüzme gibi bir sporda Türkiye’ye gelse gelse 2\nci değil, 5\nci sınıf yüzücü gelir. Onlar da uluslararası yarışmalarda, bizim bugünkü yüzücülerimizin alacağı derecelere çok yakın dereceler elde ederler. Ayrıca yüzme sporu, güreşe, boksa, haltere benzemez. O branşlarda, Türk asıllı sporcular, bulundukları ülkelerin sistemi gereği başarılı olup, bir gün, örnekleri daha önce de yaşandığı gibi ülkemize gelirler, bize madalyalar kazandırırlar.Genç bir nüfusa sahip olmakla övündüğümüz ülkemizde, gençlere daha çok spor olanağı sağlamak yerine, yurt dışından yabancı sporcuları getirip, ülkemiz adına yarıştırmak \”günü kurtarmak\” tan başka bir işe yaramaz.
Çinin 2008 Olimpiyatları\na, 2004 senesinin Aralık ayında, 110.000 (Yüzonbin) sporcu adayı seçtiğini hiç duydunuz mu? 19 milyon dediğimiz genç nüfusumuzdan (olanak tanınır, siyaset spordan elini çeker, \”Adama göre iş\” alışkanlığından vazgeçilir, mevcut tesisler akıllıca kullanılıp çoğaltılırsa) çok Dünya ve Olimpiyat Şampiyonları çıkar.
Kısa bir süre önce gittiğim Diyarbakırda, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü\nden bir şube müdürü, \”Otellerin paralı havuzlarında bile haftada bir gün bir – iki saat gençlerimize bedelsiz yüzme imkanı sağlıyoruz. Ama Dicle Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu\ndan aynı yakınlığı görmüyoruz. Havuzlarını bizlere açmıyorlar\” demişti.
Öte yandan, başından beri eleştirdiğimiz, \”Sporla Tanış\” projesinin ne durumda olduğu da ortada. Bu ve bunun gibi, Türk sporunun gerçeklerinin üstü örtülerek, yurtdışından getirilecek sporcularla madalya kazanmak düşüncesi bizim milli spor anlayışımıza uymuyor.