GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE

METİN OKTAY`IN İNSANLIĞI

12 Temmuz’da Yılmaz Özdil, köşesinde rahmetli Metin Oktay ile ilgili, insanlığını anlatan bir yazı yazdı. Rahmetli ile futbolu bıraktığı günden, bizi terk ettiği güne kadar ağabey – kardeş gibi yaşadık. Müşterek çok anımız oldu. Bunlardan ikisini aşağıda sizler ile paylaşıyorum:

Sene 1976, Metin ağabey ile, İstanbul’da, neredeyse her gece gazinolara, müzikhollere gidiyoruz. Bir akşam rahmetli Ferdi Özbeğen’in program yaptığı bir lokalde, tesadüfen aynı anda tuvalete gittik. Çıktığımızda, tuvalette oturan yaşlı bir teyzeye Metin ağabey o günün parasıyla 2 asgari ücret tutarında bahşiş verdi. Şaşırdım “Ne yapıyorsun baba?” dedim. Bir eliyle boynumu tuttu “Bana bak, biz neredeyse her gece böyle lokallerde eğlenip, keyfimize bakıyoruz. Anamız yaşındaki bu kadınlar, sabaha kadar pislik kokuları içinde oturuyor. Sana vasiyetimdir, bundan sonra en büyük bahşişi bu teyzelere vereceksin” dedi. Nur içinde yat Metin ağabey! Vasiyetini tuttuğumdan da hiç şüphen olmasın.

Gelelim ikinci anıya…
Sene 1994, Metin ağabey ile İzmir’de 18 yaş Türkiye Gençler Tenis Şampiyonası’nı izliyoruz. Turnuvadan sonra sohbetimiz uzuyor, sabahı ediyoruz. Saat 06.30 civarında, o zamanki Efes Otel’in merdivenlerinde oturup sohbet ederken, uzaktan küçük bir çocuk elinde 5-10 gazete ile geliyor. Metin ağabey, “Gel buraya, kaç gazete var orada, kaç para?” diye soruyor. Parasını verdikten sonra tüm gazeteleri kenara bırakmasını söylüyor. Çocuk sevinç içinde giderken, Metin ağabeyin sesi yükseliyor. “Gel bakayım buraya. Hadi al bu gazeteleri yeniden sat, kazanacağın parayla da kendine küçük bir şey alırsın.” Metin Oktay’ın, bunun gibi sayılamayacak kadar çok insanlıkla ilgili bizlere verdiği dersler var. Belki bir gün onları da yazarız.

Inclusion ve bir Alman Bakan
Inclusion: Engelli insanların, günlük hayatı engelsiz insanlarla paylaşması. Almanya Milli Paralimpik Komitesi, Federal Almanya Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Andrea Nahles bir söyleşi yaptı. Bakan Nahles’in kısaca söyledikleri şöyle: “Ben, gençliğimde, engelli insanların günlük hayata katılamamasını görerek ve onların hayatlarının kısıtlanmasını izleyerek çok öfkelenirdim. Bunu sorumlu bakan olarak değiştirmek istiyorum. Birçok iş veren, hâlâ engelli insanların nasıl bir kapasiteye sahip olduğunu anlamış değil. İnsanların, genellikle zayıf tarafları yerine, kuvvetli taraflarına dikkat ediliyor. Günlük hayatta birlikte yaşamanın önemli unsurlarından biri de spor. Bir engelli atletin spor hayatı bittikten sonra, toplum içinde kalarak daha yüksek yerlere gelebilmesi önemli. Örneğin; 3 kez Paralimpik Oyunları’nda altın madalya alan Kirsten Bruhn, spor hayatını bitirdikten sonra Alman Engelliler Spor Federasyonu’nun ve dolayısıyla Almanya Milli Paralimpik Komitesi’nin içinde görev alması. Bugün 45 yaşındaki dünya yıldızı yüzücünün organizasyonlarda olması, gençleri spora ve sosyal hayata teşvik etmesi Almanya için büyük kazanç.”

Bekleyeceğiz
Bize gelince, daha önce de yazdığımız gibi, ‘’İnclusion’’ kelimesinin anlamını bilmeyen, spordan sorumlu görevlerde bulunan birçok insanımız var. Onların önemli bir kısmı sadece engelliler sporunu bir rehabilitasyon olarak görüyor. Performans tarafına bakmadıkları gibi, sosyal hayattaki etkilerini de göz ardı ediyorlar. Kötü niyetlerinden mi? Hayır. Bilmediklerinden. Ama bilmedikleri gibi, öğrenmeye de pek niyetli olmadıklarına geçen yıllar içinde defalarca şahit olduk. Tamamiyle engelliler sporuna gönül vermiş bazı yöneticiler, gönüllü antrenörler ve çoğunlukla tesadüfen yetenekleri ortaya çıkan engelli sporcular sayesinde dünyadaki başarılarımız ortada. Spor yetkililerimiz de sadece Dünya ve Avrupa Şampiyonaları’nda veya Paralimpik Oyunları’nda derece alan sporcularımıza, twitterdan mesaj göndererek tebrik ediyorlar ve huzurlarına kabul edip onlara hediyeler veriyorlar. Ama her zaman yazdığımız gibi bir sistem hâlâ yok. Sabrederek bekleyeceğiz. Umarız yeni hükümetimiz bu konuda da gerekli önlemleri alır.

`Engelli öğrencilere katkı sağlamak isterim’
Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nın (TESYEV) burs verdiği öğrencilerinden gelen mail ve mektupları sizlere olanaklar el verdiğince aktarıyoruz.
Aşağıdaki mektubu özellikle buraya yazdık. Bu kardeşimize tüm kalbimizle teşekkür ediyor, yaşamında başarılar diliyoruz.

TESYEV olarak her zaman birlikte olmayı umuyoruz.

“Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde 2 yıllık İşletme Yönetimi okudum. Şimdi Açık Öğretim Fakültesi’nden devam ediyorum. 2014 yılında Engelli Kamu Persenoli Seçme Sınavı’na (EKPSS) girmiştim. İlk atamalarda yerleşemedim ama ikinci atamalarda İstanbul Üniversitesi’ne memur olarak atandım. Muğla Üniversitesi’nde okuduğum süre zarfında yapmış olduğunuz yardımlar için size teşekkürü bir borç bilirim. 8 Temmuz 2015 tarihinde İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü-Mühendislik Fakültesi’ndeki görevime başladım. Burs aldığım vakfınıza teşekkür etmek için her ay uygun bir miktar bağış yaparak, bünyenizdeki öğrencilere az da olsa bir katkı sağlamak istiyorum.

Barış Karaman
Adres: Yeşiltepe Mahallesi,
Mandıra Sokak No: 13