
Normal
Normal Posta
Yavuz Kocaömer Posta
Ayşe çok uzun, Fatma çok kısa, Ahmet çok şişman, Mehmet çok zayıf, Sema çok içine kapanık, Engin çok dışa dönük, Banu çok güzel, Kenan çok çirkin, Fikret çok aptal, Sibel çok akıllı, Rıza çok yaşlı, Erkan çok genç. Herkesin bir şekilde fazlalığı var. Herkesin bir şekilde eksikliği var. Herkes bir şekilde normal değil. Burada normal olan var mı? Hayır. Burada normal olan kimse yok. İŞTE NORMAL OLAN DA BU…
Bu nedir?
Yukarıda yazılanlar hayatın gerçeği. Kimsenin bir diğerine söyleyecek sözü yok. “Mükemmel insan” var mıdır bu dünyada? Bizce yok. Sadece kendini mükemmel zanneden bir sürü zavallı var. Bakın yakın çevrenize, bunları hemen göreceksiniz. İşte anormal olan onlar. İnsanlıktan nasibini alamamış yaratıklar.
Federasyonun çağrısı
Yukarıdaki satırlar Alman Nord Rhein Westfalen Eyaleti Engelliler Spor Federasyonu’nun bir yayınından alınmıştır. Sadece isimler Türkçeleştirilmiştir. Yukarıda bahsettiğimiz spor federasyonu engelli ve engelsiz insanlara yaptığı çağrıda şöyle diyor: İlk yaşlarda sporla tanışma evde ailede başlar. Anne ve babalar öğretmendir, ev ve bahçesi spor sahalarının ilk başlangıcıdır. Yuvalarda ve özel okullarda hareket, oyun ve spor engelli çocukların hayatında çok önemli bir rol oynar. İlerleyen yaşlarında çalıştıkları iş yerlerinde spor yapmaları çok önemlidir. Engelli insanların birçok sporu yapabileceği ve yaptığı biliniyor. Nord Rhein Westfalen Engelliler Spor Federasyonu’na göre bunların içinde tekerlekli sandalyeliler için en önemlisi okçuluk. Zira okçuluk, tekerlekli sandalyede oturan bir insanın engel derecesi ne olursa olsun yapılabilecek bir spor. Bunun yanında bedensel engelliler 19 spor branşında faaliyet gösteriyorlar. En fazla önem verdikleri ise rehabilitasyon sporu. Çünkü sporla engelli insanlar kan dolaşımı, nefes alıp verme, eklemlerin hareket etmesi, kas gücünün artması ve koordinasyon konusunda büyük faydalar sağlıyorlar. Kendine güvenmek, aktivitelere katılmak, yaratıcı olmak ve konsantrasyon da diğer faydaları. Ve böylece sporun içine girdikçe elde ettikleri bu yeteneklerle performans sporunu da geçerek yarışmalara katılıyorlar.
Görme engellilerin spor yaptıkça hareket etme ve yürüme korkusunu üzerlerinden attıkları, takma bacakla spor yapanların ise bir süre sonra bu eksikliklerini unuttukları gözlemleniyor. Rehabilitasyon sporunun normal hayatın bir parçası olduğu uzun yıllardan beri bilinen bir gerçek.
Bizdeki durum
Bizde ise bu faaliyetler 1990 yılında Engelliler Spor Federasyonu’ndan sonra başlamış. Almanya’da ise, Engelliler Spor Federasyonu’nun kuruluş tarihi 1948. Ancak, aradan geçen 12 yıllık süre içinde ülkemizde engelliler sporu kişisel gayretlerle ve bu işe gerçekten gönül vermiş insanların desteği ile aradaki farkı süratle kapatmakta. Bugün engelli federasyonlarında görev alanlar konularında kısmen kendi olanaklarıyla da olsa yurt dışındaki gelişmeleri takip etmekteler. Tek eksik olan, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne engelliler sporunu bilen, anlayan ve koordinasyon sağlayacak bir görevlinin olmaması.