GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Posta

OTİZMİN İLACI EĞİTİM

2008 Mart ayında kurulan Otizm Platpormunun ilk bildirisinden alıntı yaparak önce otizmin ne olduğunu kısaca tarif edelim. Otizm nedir? Otizm, doğuştan olan beyin ve sinir sisteminin farklı yapısından ya da işleyişinden kaynaklandığı kabul edilen bir nero biyolojik bozukluktur.

Başkaları ile etkileşimde bulunmayı engelleyen ve kişinin kendi iç dünyası ile baş başa kalmasına yol açan otizm, genellikle 3 yaştan önce ortaya çıkmakta ve bireylerin sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak etkilemektedir. Geçmiş yıllarda otizm teşhisi konulan çocuklara ‘’ otistik ‘’ denirdi. Şimdi ise bu çocuklara ‘’ Ozitimli ‘’ deniyor. Belirtileri

-Göz kontağı kuramama.

– Konuşulan dilin gelişiminde gecikme olması ya da konuşmanın hiç gelişmemiş olması .

– Konuşması yeterli olan kişilerde başkaları ile söyleşi başlatma ya da sürdürmede belirgin bir bozukluğun olması . Basma kalıp , yineleyici ya da özel bir dil kullanılması

– Streotip hareketler ( ellerini kanat gibi çırpma, parmak uçlarında yürüme, kendi çevresinde dönme şeklinde yineleyici hareketler)

– Gelişim düzeyine uygun çeşitli imgesel yazı, toplumsal taklitlere dayalı oyunları kendiliğinden oynamama,

– Kendilerine ve çevrelerine yönelik zarar verici davranışlar.

– Çeşitli ilgi takıntıları, davranış takıntıları ( bir şarkının bir bölümünü tekrar tekrar söyleme, dolapların kapaklarını sürekli olarak açıp kapatma, ayak parmaklarının ucunda odanın bir ucundan öbür ucuna koşturmak ve başkaları ).

Otizme sahip çocukların önemli bir bölümünde çeşitli düzeylerde zeka gerilikleri, epilepsi nöbetleri, sindirim ve boşaltım sistemi sorunları gibi sağlık problemleri ile uyku ve beslenme bozuklukları gibi günlük yaşam sorunları da görülmektedir. Nedenleri, tedavisi; Otizmin genetik tabanlı olduğu görüşü ağırlıktadır. Bu konuda yapılan çalışmalarda bazı ipuçları bulunmakla birlikte çalışmalar henüz sonuçlanmamıştır. Ve otizme neden olan genler belirlenememiştir. Genetik faktörlerin çevresel koşullarla tetiklenebileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla otizmin bugün için kabul edilen en önemli tedavi aracı erken ve yoğun EĞİTİMDİR. Dünyada otizm eğitimi konusunda gelişmiş ülkelerde uygulanan yoğun eğitim süresi haftada en az 20 saat bireysel eğitimdir.

Ülkemizde durum ; Ülkemizde , sağlıklı istatistikler olmamasına rağmen 1/150 oranı temel alınarak tüm ülke nüfusu içinde yaklaşık 450 bin otizmli birey olduğu tahmin edilmektedir. 0 -14 yaş gurubunda ise 125 bin civarında otizmli çocuk olduğu öne sürülebilir. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre Türkiye genelinde sadece 2 bin 114 otizmli çocuğun eğitim aldığı bilinmektedir. Yeterli öğretmen ve terapist olmamasının önemli nedeni üniversiteler de yeterli sayıda program ve öğretim üyesi bulunmamasıdır. Eğiticilerin hali Ülkemizde 5 bin özel eğitim öğretmeni , 1.500 konuşma ve dil terapisti, 1.500 de uğraşı terapisti açığı vardır. Özel eğitim okulları açılıyor ancak öğretmen yok. Burada da herhalde en büyük sorumluluk Milli Eğitim Bakanlığı’na düşüyor. Tavsiye edilen 35 madde 13 – 17 Kasım 2006 tarihleri arasında yapılan 17’ nci Milli Eğitim Şurası’nın bir bölümünün özel eğitime ayrıldığını biliyoruz. Bu başlık altında , şurada 35 madde tavsiye niteliğinde belirtilmiş . Bunların arasında özel eğitim kurumlarındaki gezici öğretmenlerin sayısının arttırılmasından tutun da , tüm ilköğretim okullarında görev yapmakta olan öğretmenlerimizin özel gereksinimli ve özel eğitim stratejileri konusunda en az 180 saat hizmet içi eğitimden geçirilmelerine , engellilerin ailelerine yönelik eğitim çalışmaları programlanmasına , sınıf öğretmenlerine özel eğitim formasyonu verilmesine kadar tavsiye edilmiş 35 madde . Merak ediyoruz Aradan neredeyse 2 yıl geçmiş. Eğer Milli Eğitim Bakanlığı’nın Özel Eğitim Genel Müdürlüğü bu 35 maddeden hangilerinin gerçekleştirildiği konusunda bir açıklama gönderirse sizlerle paylaşır, belki bugüne kadar gerçekleştirilememiş olanlarına bir katkıda bulunuruz.

Güzel Söz Yaşıyorsam ümidim de var. “Çiçero”