SAYIN YAVUZ BEY …( I )
Yavuz Kocaömer Posta
5 – 12 ve 19 temmuz 2004 tarihlerinde bu sütunlarımızda yayınladığımız \Engelleri Aşmak \ başlıklı yazılarımızla ilgili olarak bir süre önce Kayseriden bir bayan okuyucum uzunca bir mektup yazmış. Ve bu mektubunun içinde bana da bazı sorular soruyor. Şimdi isterseniz mektubu ve sorduğu sorulara verdiğim cevapları okuyalım.
Polonya örneği
\ Polonyadan verdiğiniz örneklerle ilgili konular ülkemizdeki engellilerimiz için de gerçekleşebilir mi ? Onlar ikinci sınıf insan muamelesi görmekten çıkabilir mi ? Aklım inansa bile yüreğim inanmıyor , ama \ İnşallah \ diyorum. Bizim ülkemizde neden insanlara , özellikle de engellilere önem verilmiyor ? Kendime hep soruyorum , ama nafile ! Çare bulamıyorum. Engelliler için hükümetin yapması gereken o kadar çok şeyler var ki … Ama söyleyip yapmamak hiç yapmamak kadar büyük bir hiçtir. \
Hükümetten önce
Semiha Hanım, hükümet bizlerin arasından oylarımızla seçilmiş, devletimizi yönetmeye talip olmuş insanlardan oluşur. Yani engellilerin sorunlarını ancak hükümete geldikten sonra fark eden , daha önce konulara uzaktan bakmış insanlardan. Bu yüzden hükümetlerimizden bir şey beklemeden önce engelliler konusunda toplumumuzun bilinçlendirilmesi gerekiyor ki onların içinden çıkacak temsilcilerimiz daha bilinçli bir şekilde engelli insanlarımızın sorunlarına çözüm arasınlar.
Sadece engelli olmak ve milletvekili seçilmek , engelli insanların dertlerine çare olacak diye de bir kural yok. Engelli insanların parlamentoya girmesi onların engelsiz insanlarla eşit olduklarının ve en az onlar kadar başarılı olduklarının bir sembolü. Ama onlardan da çok şey beklememek lazım. Görme engelli milletvekili Lokman Ayva 3 Aralık 2002de CNN-Türk e Yavuz Baydarın \ Soru-Cevap\ programında engellilerle ilgili mevzuatın mayıs 2003 e kadar biteceğini söyledi. Ancak ağustos 2004 bitti , engelli yasaları hala çıkmadı.
Canım kızım
\ Benim canım kızım , aşkım, hayata bağlanma sebebim. Onunla yaşamaya alıştım. Onun engelli olmasını bir sebep olarak görmüyorum. Ne var ki hep böyle dinç ve yaşamın getirdiği bazı sorunlar olsa da hep onun için , kızım için, ruhumu ve yüreğimi genç tutmaya çalışıyorum. Bunu ne zamana kadar başarırım bilemiyorum. Onun bensiz bir hayatı olamayacağını, anasından başkasının kuzucuğuma bakamayacağını biliyorum. Böyle olunca da tek çaremizin devletin engelli çocuklarımızı himaye etmesidir diye düşünüyorum. Bunu düşündükçe de hükümetin büyük bir proje hazırlaması gerektiği fikri uyanıyor. \
Özürlüler İdaresi
Semiha Hanım, bugün T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresiin başında Türkiyedeki engelliler için şans sayılabilecek Dr. Mehmet Aysoy bulunuyor. Bir sosyoloji doktoru olan Aysoy , aynı zamanda 2 engelli kardeşe de sahip. Başbakanımızın daha önce politik konularda danışmanlığını yapmış biri olması ve engelli iki kardeşle büyümesi, engelli insanların sorunlarına çözüm bulunması umudumuzu arttırıyor.
Nitekim \Engelliler Yasası çıkarsa burada engelli çocuklarımızla ilgili ve onların himayesine yönelik önlemlerin de alınmış olduğunu göreceksiniz.
Burada görev biraz da ülkemizdeki engelli örgütlerine düşüyor. Ama siz de bilirsiniz, bizler birbirimizi yemeğe çok meraklıyızdır. Bu yüzden birlikte hareket etmek yerine , birbirimizin kuyusunu kazarız. Engelliler camiasında da durum ayni. Hepsi ayrı telden çalar. \ En iyisini ben bilirim \ iddiası yarardan çok zarar getirir. Kişisel çıkarlar ön plana çıkar. Böylece zaman boşa geçer. Bu konuda tek umut, engelli gençlerimizin bu örgütlere sahip çıkmalarından geçer. Bu da zaman meselesi.
(Haftaya mektubunuzu cevaplamaya devam edeceğiz)