SİYASETÇİLER
Yavuz Kocaömer Posta
3 Aralık Dünya Özürlüler Günü dolayısıyla Türkiye Sakatlar Konfederasyonu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kura ile 20 milletvekili seçti. Amaç, o günde, bu milletvekillerimizin bir günlüğüne çeşitli engelli gruplarına ait insanlarımız gibi yaşamalarını temin etmekti. Böylece, engelli insanlarımızın neler çektiği milletimizin vekilleri tarafından da daha iyi anlaşılacaktı.
Amaçta, ülkemizdeki bu konudaki eksikliklere, Millet Meclisimizin üyeleri tarafından destek sağlanması idi. Ne var ki Sayın Milletvekillerimiz buna rağbet etmediler. Sadece on tanesi gelip, onlar da bir saat süreyle engelli durumuna geçip, bu insanların hayatlarının ne kadar zor olduğunu gördüler
Alman Sosyal Demokratlar
Aralık ayı başında, Alman Sosyal Demokrat Parti’nin önde gelen politikacıları, Sydney’de yapılan Paralympicslerde madalya alan engelli alman sporculara bir kokteyl verdi. Grup baskani Struck ve Savunma Bakanı Scharping ile Federal Alman Meclis Spor Komisyonu Baskanı Beucher, “Henüz ülkemizde engelli insanlarımızın engelsizlerle eşit olduğunu söylememiz mümkün değildir. Bu konuda eksiklerimiz vardır. Ama en kısa sürede tamamlayacağız” dedi. Bu arada, Alman birinci televizyonunda yılın sporcusu programında engelli sporculardan hiç bahsedilmeyişini ağır bir dille eleştirdi ve onların kameralar arkasında bir yerde oturmalarını kınadığını belirtti.
Türk Sosyal Demokratlar
Ülkemizde de, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan Sorumlu Devlet Bakanlığı ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı, Sosyal Demokrat Parti’nin milletvekilleri tarafından yürütülüyor. SHÇEK’in bağlı olduğu bakanlığa söyleyecek hiçbir sözümüz yok. Sayın Hasan Gemici, son dört yıldan fazla zamandır bu görevini yürütürken daima engellilerin yanında olmuş, onlara her türlü yakınlığı göstermiş bir bakanımızdır. Aynı şeyleri, Spordan Sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Fikret Ünlü için ise söylemek mümkün değil. Kendilerinin ve Gençlik Spor Genel Müdürlüğü’nün engelliler sporu konusundaki ilgisizlikleri hala devam etmektedir. Bu da, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nde engelliler sporundan anlayan, bilen tek bir elemanın bulunmayışından kaynaklanmaktadır.
Bir örnek de İsviçre’den
UBS Union Bank Swiss, dünyanın en büyük bankalarından. Bu banka bir müddet evvel İsviçre Migros’u ile yeni bir programa başladı. Programın adı, “Rol Değisimi”. Buna göre, banka müdürleri hangi seviyede olursa olsun, bir hafta süreyle yaşlılar, engelliler ve uyuşturucu bağımlılarının tedavi edildiği merkezlerde o insanlarla birlikte yaşamak zorundalar. Bu bir mecburiyet değil. Ama terfi etmek isteyen bir müdürün dosyasında, bu deneyimi yapmış olması da ayrı bir değer taşıyor. Böylece, bir çok banka şube ve grup müdürleri bu deneyimi yaşadılar. Felçli, tekerlekli sandalyede yaşayan insanlarla bir hafta her gün on saat birlikte oldular. Onların ihtiyaçlarının karşılanmasına yardım ettiler. Birlikte televizyon seyrettiler, oyun oynadılar ve ayrılırken de bir tanesinin söylediği söz çok çarpıcı:
“İlk gün, trafik kazasından sonra tekerlekli sandalyeye bağımlı kalan bir gençle birlikte oldum. Dönüşte hep çocuklarımı, ailemi düşündüm. Tanrının ne kadar sevgili kulları olduğumuzu anladım. O çekilen zorluklar, beni bu kursun dışında da engelli insanlar ile beraber olmaya ve bundan böyle yaşamımı onlarla paylaşma kararını vermeye itti.”
İşte çagdaş medeniyet denilen bu. Yoksa bizde olduğu gibi senede bir-iki defa engelli insanlar ile ilgili söylenen fiyakalı, heyecanlandırıcı sözler, nutuklar değil. Ne diyelim, darısı bizim bankalarımızın, şirketlerimizin basına.
Ülkemizde yedi buçuk milyona yaklaşan engelli insanımız vardır. Bunlar, ana baba ve kardeşleriyle birlikte otuz milyon vatandaşımız demektir. Bu ilgisizlik ve anlayışsızlık devam ederse, korkarız ki bir gün, otuz milyonluk bir kitleyi temsil eden seçmen grubu, ülkemizin mevcut partilerinden birinde veya yeni bir kuruluş içinde, Türkiye’deki siyasi dengeleri değiştirebilir.