| Posta

SÜPER GECE

Yavuz Kocaömer Posta

Süper Sport kanalında 26 Mart Pazartesi akşamı “Basın Tribünü” programında “bedensel engelliler ve spor” konusu tartışıldı. İstanbul’un yanında, Ankara, İzmir, Kahramanmaraş, Samsun, Hakkari illerinden gelen bedensel engelli sporcular ve kulüp yöneticilerinin yanında, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri de programa katıldılar.

Üç saat süren canli yayında, Türkiye’de bir ilk gerçekleşti. Bedensel engelli sporcular, içinde yaşadıkları zorlukları dile getirdiler. Çok önemli. Beş yıl kadar önce, engelliler sporu ile ilgilenmeye başladığımız zamanlar, bu programa katılan kulüp yöneticilerinin çoğundan, ne çektiğimiz fakslara cevap gelirdi, ne de sesleri çıkardı. Çünkü onlar, zar zor buldukları olanaklarla spor yapmaya çalışan, ürkek, korkak bir sporcu grubunu temsil ediyordu. Çünkü, onların bir bölümü, yerel yöneticilerden ağızlarının payını gerektiği zaman alıyorlardı. “Sakatın da sporu mu olurmuş?” “Spor yapacağına evinde otur kitap oku!” “Her iş bitti bir sporunuz mu kaldı?” gibi sözleri duyuyorlardı.

Biz de kendilerine yıllardır hep anlatmaya çalışıyorduk, “Esas engelliler size bu lafları söyleyenlerdir. Hangi kuruluşta yer alırlarsa alsınlar, sizlere böyle yaklaşanlar, tedavisi mümkün olmayan düşünce engelli grubuna girmektedirler. Onlari fazla ciddiye almayınız, onların sayısı yavaş yavaş azalacaktır ve Türkiye’de engelliler de bir gün hak ettikleri yere geleceklerdir.”

Saygı gösterin yeter

Engelli insanlar bu ülkede tek bir şey istiyorlar; SAYILMAK… Ancak bu, dört senede bir yapılan nüfus sayımlarındaki sayılmak değil, insan yerine konmak, insan haklarına saygılı bir şekilde yönetilmek. Tek dilekleri bu. Bu bakımdan 26 Mart, bedensel engelliler sporunda Türkiye ’de bir dönüm noktası olacaktır. Süper Sport bunun başlangıcını yapmıştır.

Program sırasında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, gerek programa katılanlar tarafından, gerekse tarafımızdan eleştirildi. Engelliler sporu konusunda “GSGM bilgisiz ve ilgisizdir””denildi, “Bizlere sahip çıkmıyor” denildi.

İlk reaksiyonu aldık. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ilgili televizyon kanalından yayın kasetini istemiş. Umarız bu kaseti iyi inceleyip, yaptıkları yanlışlardan en kısa sürede dönerler. Ortada paylaşılaamayacak bir şey yok. Yeter ki insanlarımız konuya iyi niyetle ve ön yargısız yaklaşsınlar.

İstanbul 2008

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi için de aynı şeyler söylendi o akşam. “Engeller sporunu ne biliyorlar, ne ilgileniyorlar, ne de bu konuda bir çaba gösteriyorlar.” Bu da doğrudur. Kendi deneyimlerimizden biliyoruz. 2008 Olimpiyatları’nı almak için çırpınıyoruz. Bu kadar çaba gösteriyoruz, ama sonra Engelliler Olimpiyatı’nın, İstanbul 2008 Olimpiyatları’nın yapılması için en önemli şart olduğunu unutuyoruz.

Tesisleri yaparsınız, nihayet finansman meselesidir; parayı bastırırsınız, stadyumları, salonları istenenden daha önce de bitirirsiniz. Ama Engelliler Olimpiyatı’nı düzenlemek o kadar kolay değil. Orada sadece tesis değil, bilgi birikimi de gerekiyor. Böyle bir bilgi birikimi de Milli Olimpiyat Komitemizde şu anda yok, mevcut engelliler federasyonları ile bir işbirliği henüz ufukta gözükmüyor.

Tesekkürler Süper Sport

Süper Sport o akşam, ülkemizdeki engellilerin spor konusuna değindi. Ancak, gerçekte onların yaşama bağlılıklarına, toplumla kaynaşma ve rehabilitasyonlarına katkıda bulunan sporun ne kadar önemli olduğunu ekranlarda gözler önüne serdi. Umarız bu davranış, diğer medya kuruluşlarımıza da örnek olur.

Reyting meselesine gelince; hiç tahmin etmediğimiz halde, programı takip eden günlerde, bugüne kadar hiç tanımadığımız veya uzun yıllar karşılaşmadığımız insanlarımızdan ve arkadaşlarımızdan çok olumlu tepkiler aldık. Demek ki, bazı televizyon kanallarının belirttiği gibi, “Engelli sporunun da reytingi mi olurmuş” savı da gerçek değil. Unutulmaması gereken, 7.5 milyon engelli insanın yakınları ile birlikte Türkiye’de 30 milyonluk bir kitleye hitap ettiğidir.

Engelliler sporunun sesini bu kadar net bir şekilde duyuran Süper Sport’a ve programın ortaya çıkarılmasından, planlamasından ve uygulanmasına kadar büyük bir özveri gösteren sevgili Barbaros Tali, Ercan Taner ve Emre Tilev’e tüm bedensel engellilerimiz adına teşekkürü bir borç biliriz…