GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Posta

Tek gözlü canavarlar

Tek gözlü canavarlar Posta

Yavuz Kocaömer Posta

Ülkemizde tek gözü görmeyenlerin araç kullanması yasaktır. Yani sürücü belgesi alma hakları yoktur. Oysa dünyaya baktığımızda, neredeyse tüm ülkelerde belli kriterlere göre tek gözü görmeyen insanlar sürücü belgesi alabilir. ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, Avustralya, Kanada, Japonya, Filipinler, İran gibi ülkeleri bu konuda örnek vermek mümkündür.

Avrupa Birliği

Avrupa Birliği’nde, motorlu taşıtları sürmek için gerekli asgari ruhsal ve fiziki sağlamlık standartları ile ilgili yayınlanan yönetmelikte ise konu son derece açıktır. Sürücü ehliyeti almak için başvuranlardan veya ehliyetini yenilemek için isteyenlerden, bir gözünde tam fonksiyonel kayıp olanlar veya sadece bir gözü görenler (örneğin viplopya olanlar) gözlükle en az 0,6 oranında bir görme derecesine sahip olmalıdırlar.

Uzman tıbbi otorite konusu, tek gözle görme durumunun, şahsın bu duruma uyum sağlamasına yetecek kadar uzun bir süredir devam ettiğini ve bu gözün (gören göz) görüş açısının normal olduğunu onaylamalıdır.

Adı geçen yönetmeliğin 6.2’nci maddesine göre bu koşulları yerine getirenler sürücü ehliyeti alma hakkına sahiptir.

Komik bir durum

Yabancı ülke vatandaşları, kendi ülkelerinde aldıkları sürücü belgeleriyle turist olarak veya çalışmak üzere geldikleri ülkemizde rahatlıkla araba kullanabiliyorlar. Bunun da ötesinde, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları veya yurt dışından sürücü belgesine sahip tek gözü gören insanlarımız bu belgeleri ile ülkemizde rahatlıkla araba kullanabiliyorlar. Hiç zannetmiyoruz ki, tek gözü gören bir sürücünün ehliyetinin kontrolü sırasında trafik polislerimiz, kendilerine sunulan sürücü belgesine itibar etmeyip bu kişiyi trafikten men etsinler.

Üniversite raporları

Ege Dokuz Eylül, Celal Bayar ve Fırat Üniversitelerimizin Tıp Fakülteleri’nin görüşlerini bildiren raporlarda ise, genellikle Avrupa Birliği normları refere edilerek belli koşullar altında tek gözü gören insanların sürücü belgesine sahip olma konularında bir engel olmadığı belirtiliyor.

Hal böyle iken yasal değişikliğin uzaması ise, benzeri durumda olan bir çok insanımızı üzüyor, içlerinde olanakları elverenler gidip yurt dışından ehliyet alıyorlar. Umudumuz, yanlışlığın bir an evvel düzeltilmesi.

Veysel Vardar Körler Okulu

Bir süredir basınımızda ve e-mail yoluyla Türkan Sabancı Görme Engelliler Okulu ile Veysel Vardar Körler Okulu’nda kapasitelerinin tam olarak dolmadığı belirtilerek, neredeyse ilanla öğrenci aranıyor. İlk incelememizi Veysel Vardar Körler Okulu’nda yaptık. İşte sonuç:

Boş yer yok

74 öğrencili okulun şu andaki öğrenci sayısı 74 ve bu öğrencilere yatılı olarak eğitim veriliyor. Yani, bu okula başvuracak görme engelli öğrencilerin, yersizlik dolayısıyla alınmayacağı ortada.

Veysel Vardar

Rahmetli Veysel Vardar ölümünden iki yıl önce, 1995 yılında, görme engelli öğrencilerimize eğitim verme ve topluma kazandırmaya yönelik çalışmalar yapmak amacıyla bu okulu kurmuş. Daha sonra, okulun daha iyi koşullarda yaşayabilmesi için Vardar ailesi bir vakıf kurarak okula destek olmaya başlamış. Vakıf Başkanı Fatma Yangın (Vardar), aile olarak tüm olanaklarını okul için seferber ettiklerini ve yakından takiple, görme engelli öğrencilerimize en iyi eğitimin verilmesini sağlamaya çalıştıklarını belirtiyor. Üzüldükleri nokta ise, medyada okulun sanki boşmuş gibi gösterilmesi.

Tek eksik

Bu kadar düzgün çalışan Veysel Vardar Görme Engelliler Okulu’nun bize göre en büyük, belki de tek eksiği, bir spor salonu olmayışı. Böylece, özellikle görme engelli çocuklarımızda, zamanında beden eğitimi yapılmayışı dolayısıyla ortaya çıkan yürüme ve dik durma problemleri ve buna bağlı olarak, vücutlarında meydana gelecek yeni engeller konusunda fazla bir önlem alınamıyor. Umudumuz, yaşamlarını bu okula vakfetmiş Vardar ailesinin bu konuya da en kısa sürede bir çözüm bulması.