GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Posta

TÜRK HAVA YOLLARI’NDA ZORBALIK

2 Şubat tarihinde Johannesburg’dan eşimle İstanbul’a uçuyoruz. Yanımızda iki adet golf çantası var. Türk Hava Yolları’nın Ali Tosun isimli istasyon şefi ‘’ 80 Euro ödeyeceksiniz, kural budur ‘’ diyor. Kendisine paranın önemli olmadıĝını, derhal ödeyeceĝimi ama Türk Hava Yolları’ndaki kurallara göre henüz böyle bir uygulamanın olmadıĝını hatırlattıĝımda, ‘’ O zaman siz 40 Euro verin ‘’ diyor. Atatürk Havalimanı’nda ‘’ Apronda deve kesen ‘’ zihniyetin , Güney Afrika’nın ıoJohannesburg kentinde ‘’ Koyun pazarlıĝı’’ yapmasını da çok garipsemiyoruz. Daha sonra belkide aramızdaki tartışma yüzünden golf çantalarımız , biz İstanbul’a vardıktan 5 gün sonra bulunarak İstanbul’a gönderiliyor. Rucaumer Aynı seyahatte 14 Ocak tarihinde business class ‘ da İstanbul ‘dan Johannesburg’a uçuyoruz. Hostes hanım business class’ taki bütün yolculara ismi ile hitap ederken , bize ‘’ Bayım ‘’ diyor. Nedenini soruyoruz ? ‘’İsminizi okuyamadık ‘’ diye cevap veriyor. Yemek menüsünü getiriyor (bir kopyası bende) Kocaömer soyadı ‘’ Rucaumer ‘’ diye yazılmış. Devrimci Temel Kotil 6 Mart tarihinde aynı seyahatte yaşanan birkaç olumsuzluğu daha Türk Hava Yolları Genel Müdürü Temel Kotil’e bir yazı ile bildiriyoruz ve ‘’Cevabını bizzat sizden bekliyoruz’’ dememize raĝmen , bırakın cevabı , iki buçuk ay zaman geçmesine raĝmen hiçbir ses çıkmadı Türk Hava Yolları’ndan. Nasıl olsa Star Alliance’a girdiler, uçaklar da doluyor . Onun için müşteri memnuniyetine falan ne gerek var. Hele muhatapları böyle bizim gibi devamlı Türk Hava Yolları’nı eleştiren bir köşe yazarı olursa… Atatürk ve Özal’dan sonra kendini THY’ de ‘’ Üçüncü devrimci ‘’ ilan eden Sayın Kotil’e o yazımızda ‘’ Siz eşinizle böyle büyük paralar ödeyerek bir hava yoluyla uçsanız, soyadınız da Kotil yerine Fosil veya Hosil yazılsa hoşunuza gider miydi? ‘’ diye sorduk. Cevap veremedi tabii! Bizi tanıyanlar para , pul ile işimiz olmadığını bilirler. Biz doğruların peşindeyiz. Bu bakımdan Türk Hava Yolları’ndan bu haksız yere alınan 40 Euro’nun Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’na bağış olarak yatırılmasını talep edeceğiz. Ödemezlerse yargıya baş vuracağız. Vuracağız ki müşterilerle , yolcularla öyle istediklerini yapamayacaklarını öğrensinler. Kim Bu Ali Tosun? Bir diğer konu da Johannesburg istasyon şefi Ali Tosun. Tartışmamız sırasında öğreniyoruz ki New York ofisinden , yeni açılan Johannesburg ofisine tayin edilmiş. Türk Hava Yolları’nda da sadece 4 yıldır görev yapıyor. Bir düşünün, Türk Hava Yolları gibi bir kurumda 4 yıllık personel olacaksınız . New York’ta çalışıp oradan da Johannesburg’a geleceksiniz ve sonra hakkınız olmadığı halde yolculardan zorla para tahsil edeceksiniz. Kimdir acaba bu Ali Tosun’un torpili? Belli ki çok büyük yerden! Hangimiz engelli? G.M. isimli okurumuzdan gelen mail aynen aşağıda yer alıyor. Yorumunu siz okurlarımıza bırakıyoruz. ‘’ 30 Mayıs 2008 sabahı Ankara’ dan Antalya’ ya gitmek için görevliler yardımı ile uçağa alınıp yerine oturtulan bedensel engelli (kişi yardımı ile yürüyebiliyor) M. Ö. , pilot ve kabin amirinin keyfi uygulaması sonucu uçaktan indirildi. İndirilme sebebi olarak, kabin amiri tarafından yapılan açıklama şöyle : “Pilotumuz uçakta ENGELLİ YOLCU istememektedir” 38 yaşındaki M. Ö. dolu olan uçaktaki tüm yolcuların THY ` ye tepki göstermesine rağmen , engelli olduğu için havaalanı görevlileri tarafından zorla uçaktan indirilmiştir. O uçakta bulunan yolcular önünde büyük bir insanlık ayıbı işlenmiştir. Acaba o pilotun ve kabin görevlilerinin bir dakika sonra ne olacaklarının garantisi var mıdır? M. Ö. `yü düşürdükleri durumdan ve içinde bulunduğu psikolojik çöküntüden en ufak bir rahatsızlık duymaktalar mı? Olayla ilgili olarak gerekli olan tüm başvurular yapılacak ve THY mahkemeye verilecektir. Yarının garantisi olmayan sağlıklı bir birey olarak , THY ile kesinlikle yolculuk yapmayacağım. Duyarlı bireyler, duyarsız şirketler…‘’ Geçici rahatsızlık dolayısıyla 12 senedir engelli sporunun içindeyim. Amacımız belli. Bu ülkede engelli sporunun da var olduğunu duyurmak, desteklemek, gelişmesini sağlamaya çalışmak. Ve eğer İstanbul’da bir gün Olimpiyat yapılacaksa buna katkıda bulunmak. Burada yaptıklarımı anlatacak değilim. Ancak görüyorum ki bu geçen süre içinde, birçok insana rahatsızlık verdik. Spordan sorumlu bir genel müdür “Bunlar da sakat, sporu dandik” dedi. Eleştirdik, sesimizi yükselttik. Bir Spor Bakanımız zamanında “Milli Paralimpik Komitesi’ de neymiş” dediğinde en ağır eleştirileri bizden duydu. Bir başka spor yetkilisi “Yavuz Kocaömer yalancıdır” dedi, televizyonda canlı yayına çıkartıp özür dilettik. Bir ilin Milli Eğitim Müdürü “Vali Bey’i bir yemeğe davet et de bu konularda ikna edelim” dedi. Valiyi de, eğitim müdürünü de sildik kafamızdan. Hem devletimize destek olacağız, hem de Vali Bey’i yemeğe davet edip, neredeyse engellilere destek olması için yalvaracağız. Kim kimi yemeğe davet etmeliydi acaba ? “Paralimpik olmadan Olimpiyat yapamayız” dedik. Spor cahilleri “Ne diyor bu adam ?” dediler. Yolumuzu kesmeye çalıştılar. Nasihat aldılar. Gençlik Spor Genel Müdürlüğü T.C. Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün çağın gerisinde kalmış bir mensubu “Sakatların sporu sosyal sorumluluktur” dedi, kendisine “Şair Eşref’ i hatırlattık. Şimdilerde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün engelliler sporu konusunda desteği var. Ama sadece Genel Müdür Mehmet Atalay ve birkaç kişinin. Diğer yetkililer hâlâ engelliler sporunu “Sakatın dandik oyunu” zannediyor. Eleştirir miyiz? Hem de sonuna kadar. Karşı da çıkarız. Ama görüyoruz ki bizden rahatsız oluyorlar. Peki bu olumsuzluklar geçer mi? Geçer ! Ne zaman ? Sporun sadece futbol olmadığını, engelliler sporunun da rehabilitasyon dışında ciddi uluslararası bir performans sporu olduğunu anladığımız ve bu ülkede spor, siyaset tarafından yönlendirilmediği zaman. Bu süre içinde de “GEÇİÇİ OLARAK VERECEĞİMİZ RAHATSIZLIKDAN DOLAYI ÖZÜR DİLERİZ “. Güzel Söz Kalp ne ile doluysa dudaklardan o dökülür gider . Goethe