
TÜRK HAVA YOLLARI’NDAN DESTEK
Kısa bir süre önce Türk Hava Yolları , Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ile bir sponsorluk anlaşması imzaladı. Bundan böyle belli bir ölçüde ücretsiz bilet Türkiye Milli Paralimpik Komitesi vasıtasıyla , engelli sporu ile ilgili konularda kullanılacak. İnanıyoruz ki önümüzdeki dönem milli havayolumuzun engelli sporcularımıza olan desteği artarak devam edecektir. Bir mektup Bir süre önce Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nın ( TESYEV ) bursiyerlerinden Hasan Akbulut’tan bir mektup aldık. Aşağıda kısaltarak bilgilerinize sunuyoruz. ‘’ TESYEV ile 4 yıl önce tanışmış ve bu esnada fakülte bitirmiş biri olarak teşekkürün dışında da yazacaklarım var elbette. Çok önceden yazmalıydım belki, ama bu güne kısmetmiş. Görmede sorunumun olduğu yürümeye başlayınca anlaşılmış. Kendimi daha iyi idare edebileceğim düşüncesiyle ilkokula bir yıl geç başladım. Okul hayatımda hep başarılı olduğum için , kendim dahil hiç kimse bir sorun olduğunun farkına varmadı. Lise 2 ‘ ye geldiğimde derslerde başarılı olduğum için fen alanına yöneldim. Büyük bir ilçe olan Soma’nın en iyi okulu olan , bir de rehber öğretmeni bulunan Anadolu Lisesinde bu duruma ses çıkaran olmadı. Fen alanındaki dersler nispeten daha zor olduğundan ve çoğu tahtada işlendiğinden okul başarım önemli derecede düştü. Ancak ÖSS çalışmaları iyi gitmekteydi. Lise 3 ‘ ün sonunda girdiğim ÖSS’den beklediğim puanı alamadım. Alsaydım mühendislik programlarından birine yerleşecektim. Ertesi yıl , durumun farkına varıp , fen alanı dışında bir alana yerleşmem gerektiğini düşündüm. Fen alanlarının dışında gidebileceğim üç bölümden biri olan sınıf öğretmenliğinde karar kıldım ve rahatlıkla girdim. Yüzde doksanBirinci sınıfın , birinci döneminde bir gün öğrenci işlerinden TESYEV’ in burs başvuru formunu verdiler. Gerekli raporu hastaneden alıp belirtilen oranın yüzde 90 olduğunu görünce çok şaşırdım. Bu derce az gördüğümün farkında değildim. TESYEV ’in toplantılarında konuştuklarım ve toplantılarda tanıştığım arkadaşlarımla etkileşimlerim sonucu engelli olduğumun farkına vardım. Daha önce hiç farkında olmamıştım. Çünkü hayatım engeli bulunmayan bireylerinkinden çok farklı geçmemişti. Fakültede de başarılı olduğum için hiç kimse benim sınıf öğretmenliği bölümünde ne işim olduğunu sorgulamıyordu. Ben toplantılardaki bilinçlenmem sonucu yanlış bölümde olduğumun farkına vardım. Engelsiz kalpler İkinci sınıfın sonunda katıldığım toplantıda , tanışıp kaynaştığım arkadaşların da teşvikiyle kendi üniversitemde engelli yaşam adına bir şeyler yapmaya karar verdim. Üniversitedeki Toplumsal Duyarlılık Kulübü bünyesinde bir avuç arkadaşla birlikte ‘’ ENGELSİZ KALPLER ‘’ adını verdiğimiz bir proje hazırladık. TESYEV’in değerini de işte tam bu noktada çok daha iyi anladım. Proje toplantısı yapabilmek için bütün arkadaşları tek tek arıyordum. Özellikle engelli arkadaşların fakültelerini dolaşıyordum. En çok da onların ilgisizliğine üzülüyordum. Bu şekilde toplayabildiğim üç , beş kişiyle yaptığımız toplantılarda birçok fikir oluşturup maddeleştiriyorduk. Bu maddeleri gerçekleştirmek üzere yetkililere gittiğimizde , maddelerin üzerini her birine birer neden uydurarak çizdiler hep. En ufak bir duyarlılık göstermediler. Tabii bu proje çalışması esnasında yaşadıklarım daha çok uzun. Muhtemelen sizin de ezberlediğiniz şeyler. Sonuçta okulumdan daha fazla vakit ve kaynak ayırdığım projeden hiçbir sonuç çıkmadı. Çok iyi düzenlenen eğlenceleriyle meşhur , mutlu ( ! ) sosyal demokrat üniversitem bu projede aciz kaldı. Bu çalışmaların tek karı , bu alanda gelişme kaydetmenin ne derece güç olduğunu ve duyarlılığın ne kadar diplerde olduğunu anlamam oldu. Adının önüne Profesör yazılan insanların tutumları karşısında ne hissedeceğini şaşırıyor insan. Projeyi öylece tarihe gömdük ; ayıplar ayyuka çıkmasın diye …Fakülteyi bitirdimŞimdi fakülteyi bitirdim. Sınıf öğretmenliğine alınmayacağım büyük ihtimalle. Ne olacağını da bilmiyorum. Halbuki ben 4 yıl eğitim fakültesi’nde takdir edilerek tutuldum ve diplomamı aldım. Zamanımı ve kaynaklarımı bu yolda sarf ettim. Bütün bu yaşantılardan sonra TESYEV’in işlevi ve yaptığı işin zorluğu çok daha iyi anlaşılıyor. Bu şartlarda gerçekleştirilenler mucize gibi . Ben TESYEV’e kendi adıma her şey için teşekkür ediyorum. Umarım , bu mektup yapılanların elle tutulacak kadar somut belgesi olur. Bundan sonraki çalışmalarınızda başarılar dilerim. Bana da düşen bir görev olursa yerine getirmek isterim. Herkesin daha insanca düşündüğü ve yaşadığı günleri birlikte görürüz inşallah. “Ağzı olanlar Ağzı olanın bilip bilmeden konuştuğu ülkemizde , bu mektup onlara bir ders olmalıdır. ‘’ Yavuz Kocaömer , gazetede vakfının reklamını yapıyor, engellilerin sırtından malı götürüyor ‘’ diyenlere yazılmış gibi sanki. Gerçi onlar insani duygulardan uzak, kişisel çıkarlarının peşinde koşan zavallılar , böyle şeylerden ders falan almazlar ama olsun . Biz yine de yazalım dedik. GÜZEL SÖZ Nankörlük zayıf insanların işidir; kudretli insanlar içinde asla nankör olana rastlamadım. / Goethe