GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Posta

ADANA VE ENGELLİLER

Adana Valisi Sayın İlhan Atış‘ın daveti üzerine, konuşma yapmak için ‘’3 Aralık Dünya Engelliler Günü‘’nde Adana’ya gittik. Sabah Sayın Vali‘yi makamında ziyaret ettiğimizde anladım ki karşımda insani değerleri yüksek, gerektiğinde kendisini eleştiren, engellilerle ilgili yapılması gerekenlerin bilincinde ve desteklerini esirgemeyen biri var.

Neden Adana ?

Adana‘ya gitmemin nedeni, bu ilimizin 2005‘ten beri tekerlekli sandalye basketbolunda başarılı olarak düzenlediği uluslararası tekerlekli sandalye turnuvaları. Verheugen, Willi Brinkmann finallerinden tutun da Avrupa Gençler Şampiyonası ve en son geçen sene Avrupa A Milli Takımlar Şampiyonası bu kentimizde yapıldı.

Konferans

Seyhan Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıda 500’ün üzerinde engelli, yakınları, konu ile ilgili kurumlardan gelen bir dinleyici topluluğu vardı. Ve Adana, protokol olarak en üst seviyede temsil ediliyordu. Sayın Vali İlhan Atış’ın yanı sıra, Vali Yardımcısı İbrahim Avcı, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, Seyhan Belediye Başkanı Prof. Dr. Azim Öztürk, Adana Emniyet Müdürü Mehmet Salih Kesmez, Gençlik ve Spor İl Müdürü Fazlı Bayram Hadi, Seyhan Kaymakamı İsmail Hakkı Develi, Yüreğir Kaymakamı Abdullah Dölek , Adana İl Sağlık Müdürü Aytekin Kemik, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Asbaşkanı Ali Duran Karakaya ile birlikte Acıbadem Hastaneleri Baş Hekimi Prof. Dr. Mustafa Kibar da oradaydı. Adana‘da ilk kez düzenlenen ‘’Toplumda engelli olmak‘’ konulu kompozisyon yarışmasına 110 başvuru olduğunu öğrendik. Acıbadem Hastanesi sponsorluğunda gerçekleşen bu yarışmada birinciliği Mehmet Debbağ, ikinciliği engelli annesi Songül Yalçın, üçüncülüğü ise engelli babası Murat Orhan 5 kişilik jüri tarafından değerlendirilerek kazanmışlar.

Mehmet Debbağ

Yapılan ödül töreninde birinci Mehmet Debbağ‘ın Kompozisyonu okundu. Yıllardır engellilerimizle ile iç içe yaşayan biri olarak tüylerim diken diken oldu. Sizlerle ilk üçe giren bu kompozisyonları bu sütunlarda sırasıyla paylaşacağım. Sayın Vali İlhan Atış yaptığı konuşmasında devlet ve belediye birimleri ile birlikte engelsiz bir Adana için ellerinden geleni yaptıklarını ve yapacaklarını söyledi ve ‘’Engelli, engelsiz herkesin, Adana’nın nimetlerinden faydalanması için çalışmalarımız başlamıştır. Sizlerin önündeki her türlü engelli kaldıracağız‘’ diye sözlerini bitirdi. Gerek Adana’daki engelli dostlarımızdan, gerekse sosyal işlerden sorumlu Vali Yardımcısı İbrahim Avcı ile yaptığımız görüşmelerde bu konuda Adana’nın Türkiye’ye örnek olacağına inanarak kentten ayrıldık. Aşağıda kompozisyon yarışmasında birinci olan Mehmet Debbar’ın yazısını sizlerle paylaşıyoruz.

‘’Hayatımın geçekleri‘’

‘’Ben Mehmet Debbağ, 12.09.1975 tarihinde puslu bir sonbahar sabahı, erken saatlerde, ağaçlardan yapraklardan teker teker dökülürken annem ve babamın anlattıklarına göre, göbek bağı kordonumun boynuma dolanması ve buna bağlı olarak nefes alamaz bir şekilde dünya ile karşılaştım. Sonraki dakikalar içerisinde hem annemin hem de ebemin büyük uğraşları sonucu nefes almaya başlayıp hayata tutundum.

Her bebek gibi

Her bebek gibi zamanın neler getirdiğini, neler yapacağımı bilmeden çevreye anlamsız gözlerle bakıyordum. Vakit hızla geçerken, annem ve babam bende olan tersliğin farkındaydılar. Bu nedenle önce doğduğum şehir olan Adana’daki hekimlere çare bulmak için götürmeye başladılar. Çünkü ‘’En erken zamanda, en az zararla nasıl atlatabiliriz ?‘’ diye düşünüyorlardı. Buranın hekimlerinden dönemin imkanlarına göre çok fayda alamayıp İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerdeki hekimlerden ‘’Acaba sonuç elde eder miyiz ?‘’ diye gezmeye devam etmişler ancak durumda bir değişiklik olmamış. Doktorların ‘’Bundan sonra yapılacak bir şey kalmadı ama Allah’tan ümit kesilmez‘’ sözleri önceden onlar için pek inandırıcı gelmese de aradan geçen uzun yıllar onların da , benim de artık buna alışmamızı sağladı.

Evde kapanıp kalmıştım !

İşte o alışma yılları geçerken, ben de başıma neler geldiğini, bundan sonra nasıl yaşamaya devam edeceğimi kendi kafamdan geçirmeye başladım. Normal bir bireyin yapabileceği nerdeyse hiçbir hareketi yapamıyordum. Hayatla bağlantım kopuktu. Okuma bilmiyordum, evde kapanıp kalmıştım. Duvarlar üzerime üzerime geliyordu. Ama hayat her şeye rağmen yaşamaya değerdi. Bazen tekerlekli sandalyemle dışarıya çıkıp insanlarla iletişim kurmaya çalışıyordum. Bu beni inanılmaz derecede rahatlatıyordu. Çevremdeki insanlar benimle tanışmadan önce ilginç gözlerle bakıp geçerlerdi. Ama tanıştıktan sonra hepsiyle ayrı ayrı sohbet ederdik. Bu konuşmalar, onlardan aldığım bilgiler beni daha sıkı hayata bağladı. Daha sık dışarıya çıkıp insanlarla iletişimi arttırmak için ufak bir tezgah hazırlayıp çocukların yiyebileceği galeta, çikolata gibi gıdaları satmaya başladım. Hem konuşuyordum, hem de para kazanıyordum. Konuşmam her geçen gün düzeliyordu. Bu sırada okula giden kardeşimden okumayı öğrendim. Artık gazete ve dergileri okuyabiliyor, bilgi toplayabiliyordum. Zaman geçip teknoloji ilerledikçe ben ayak uydurmaya çalıştım. Artık bir bilgisayarım var, internette arkadaşlarımla yazışabiliyorum, yeni arkadaşlar, yeni bir çevre edinmeye çalışıyorum. Bu benim için büyük bir kolaylık oldu, tüm bilgilere rahatça ulaşabiliyorum. Yaşadığım şehir olan Adana’da engelliler ile ilgili onların yaşamlarını kolaylaştırabilecek, hayattan kopuk bir şekilde değil, hayattan zevk alabilecek şekilde yaşamlarını sağlayacak gerekli düzenlemeler neredeyse yok denecek kadar azdı. Şimdilerde ise gelişmeler heyecan verici. Ancak diğer toplumlara baktığımızda bu gibi olanakların daha iyi olduğu görülmektedir.

Toplum bilinçlendirilmeli

Toplumun da bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Engellilere farklı bir varlık gibi değil, diğerleri gibi insan olduğunu, onun da duygularının olduğunu, ihtiyaçlarının olduğunun bilgisi verilmelidir. Benim gibi olan arkadaşlarımın hislerini, isteklerini kısa bir sürede aktarmaya çalıştım. Biz toplumdan ayrı kişiler değil, aslında toplumun gerçekleriyiz. Görmesini bilenler bunu gayet net bir şekilde görüyor. Bazıları göremiyor, onlar için eğitim gerekiyor. Daha duyarlı bir toplum, daha duyarlı bir yönetim için haydi hep birlikte ele ele verelim.‘’

Saygılarımla / Mehmet Debbağ

GÜZEL SÖZ İsyanınız nefsinize, itaatiniz rabbinize olsun. Abdulkadir Geylani