GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Milliyet

ATİNA’DA EN UZUN TENİS GECESİ (II)

Atina Olimpiyatları`na, Elvan Abeylegesse ve Eşref Apakı izleyip ve de 17 – 29 Eylül arasında düzenlenecek Paralimpikler sırasında yapacağımız “Gençlik Kampı”nın yerini görmek, biraz tecrübe edinmek için gitti.22 Ağustos günü Rainer Schüttlerin menajeri ve dostum Dirk Hordorf aradı.”Neredesin? Bu gece televizyonun başına geç Rainer Schüttlerle Nicolas Kiefer – Şilili Nicolas Massu- Fernando Gonzalese karşı altın madalya için finalde mücadele edecek” dedi. Atina`da olduğumu öğrenince maça davet etti.

8.600 kişi kapasiteli merkez kortta final maçı gece 23.0O de başladı. Çünkü daha önceki tek erkekler 3.lük maçında Şilili Fernando Gonzalez 3.5 saatlik bir maratondan sonra bronz madalyayı almıştı.Maçtan önce Rainer Schüttlerle yaptığımız sohbette, kendisi için Olimpiyatlarda madalya almanın çok önemli olduğunu, rengini fazla önemsemediğini söylese de, “altın madalya” derken gözlerinin parladığını gördüm. Şilili ekip maça çok hızlı başlayarak ilk seti 6-2 aldı. İkinci ve üçüncü setleri R.Schüttler – N.Kiefer ikilisi kazandı. Dördüncü setten itibaren bir dram yaşanmaya başlandı. Tie-break e Alman ekibi 6-2 öne geçerek 4 maç sayısı attı. Bunlardan bir tanesini Şili ekibi servisi karşılayarak kazandı. İki tanesini Rainer ağa taktı, bir tanesini de çizgi üzerine vurulan bir forhandle Şilililer direk kazandı. Beşinci set sona erdiğinde F.Gonzalez ve N.Massudan oluşan Şili ekibi seti 6-4 maçı da 3-2 kazanarak altın madalyanın sahibi oldular. Muhteşem ama o derece de dramatik bir müsabaka izledik.

Maç tam 3 saat 43 dakika sürdü. Ödül töreni belki de Olimpiyat tarihinin lokal saatle en geç verilen ödülü oldu. Şilililer altın madalyayı boyunlarına taktıklarında saat sabaha karşı 3.15di. Maçtan sonra “Çocukluk hayallerim yıkıldı” diyerek ağlayan Nicolas Kieferi ve “Bu geceyi ömrüm boyunca unutmayacağım” diye boynuma sarılıp gözyaşlarını içine akıtan Raineri kucaklayarak Atina Olimpik Kompleksi`ndeki center korttan ayrılırken “Tenis sporunun Olimpiyatlarda ne işi var ?” diyenler aklıma geldi. Bir başka hafta da bu konuya değineceğiz.