BAŞ OLANLAR ÖVÜNMESİN
Son zamanlarda engelli insanlarımızla ve ülkemizin temsili ile ilgili bazı ‘’BAŞ‘’ larla yaşadığımız olaylar, bize 29 Ağustos 2005 tarihinde bu köşede yayımlanan aşağıdaki yazımızı anımsattı. Hani belki ‘’BAŞ’’ lardan bazıları okur da, kendi payına bir ders çıkarır diye… ‘’ Bu dünyada birçok baş vardır. Hükümetin başı Başbakandır. Devletin başı Cumhurbaşkanıdır. Bir kurumun başı Genel Müdürdür. Bir derneğin başkanı, o derneğin başıdır. Ailedeki baba ailenin başıdır. Ayrıca insan başı vardır, hayvan başı vardır, büyük baş vardır, küçük baş vardır. Yani ‘’BAŞ’’ çok önemlidir. Organ olarak bizi idare eden beyin, başımızın içindedir. Toplumda, herhangi bir yerde ‘’BAŞ‘’ olmak çok önemlidir. Bir de kendilerini ‘’BAŞ‘’ zannedenler vardır. Başın öne eğilmesin Önemli olan başın öne eğilmemesidir. Önemli olan başın ayak, ayağın baş olmamasıdır. Ama bir kısım insanlar, yaşarken başlarıyla ayaklarını birbirlerine karıştırırlar. Kendilerini ‘’BAŞ‘’ zannederken, bir bakarlar ki ayak olmuşlar. Önemli olan toplumda bir yerde ‘’BAŞ‘’ olduğunuz zaman, bir süre sonra o ‘’BAŞ’’ lığın elinizden gideceğini bilmenizdir. Bunu da ‘’BAŞ‘’ olduğunuz zamanlarda değil, o ‘’BAŞ’’ lık bittiği zaman anlarsınız ve iş işten geçmiş olur. Baş sevgisi Hangi toplumda olursa olsun ‘’BAŞLAR‘’ kendilerini çok severler. Dünyadaki tek ‘’ BAŞ’’ ın kendileri olduğunu düşünürler ve çoğunlukla da yanılırlar. Sonra bir gün, eğer politikacı iseler, bir daha seçilmezler, eğer bakan iseler bir gün o görevleri sona erer, eğer bir kurum ve kuruluşta görevli iseler ya görevleri değişir ya azledilirler veya doğal olarak emekli olurlar. Ama ‘’BAŞLIK‘’ günün birinde biter. Önemli olan bir insanın ‘’BAŞ‘’ iken insanlara insanca davranması, içinde yaşadığı topluma faydalı hizmetler vermesidir. Bunları yaparken de başının içinde olan aklının, hırslarının önünde olmasını sağlaması mecburiyeti vardır. Aksi halde hırslar aklın önüne geçerse, sonunda akılsızlıklar ortaya çıkar. Bu gözler neler gördü ? Yıllardır bu gözler ne ‘’ BAŞ ‘’ lar, ne ayaklar, ne sonradan ayak olmuş ‘’BAŞ’’ lar gördü. Ve hep gözlemimiz, sonradan yere düşen ’’ BAŞ’’ ların bir daha ayağa kalkamayışları, kalksalar bile toplum içinde eski saygınlıklarına sahip olamayışlarıdır. Bu ülke 7 defa gidip gelen siyasi ‘’BAŞ’’ lar görmüştür. Onların bu ülkeye ne verdiğini, neler veremediğini tarih yazacaktır. Önemli olan ’’BAŞ‘’ olmak değil , ‘’BAŞ‘’ olmanın gereklerini yerine getirerek, düzgün bir ‘’BAŞ‘’ olabilmektir. Özellikle toplumsal görev yapan ‘’BAŞLAR‘’ çok dikkatli olmak zorundadırlar. ‘’ BAŞ‘’ olmanın bir gün biteceğini hiç unutmamalıdırlar. Hele politikacı ‘’ BAŞ’’ ların büyük bölümü, ‘’ BAŞ‘’ olmanın keyfini yaşarken, o tantanalı, şaşalı günlerin bir gün biteceğini akıllarından hiç çıkarmamalıdırlar. Kendilerine yakın olanları kollarken, kendilerinden olmayanları dışlamamalıdırlar. Bazıları da maaşını almak için başlarını sallarlar. ‘’ Salla başını al maaşını ‘’ sözünü hepimiz biliriz. Böyleleri de çok dikkatli olmak zorundadırlar. Allah korusun sonunda ‘’ Sallabaş ‘’ olurlar ! Bir de baş oldukları için, her türlü ahlaksızlık ve yolsuzluğu kendilerine verilmiş hak gibi gören ‘’ BAŞ ‘’ lar vardır. Çalarlar, insanların haklarını gasp ederler, kendi ve yakın çevrelerinin menfaatleri için her şeyi yaparlar. Bakın bu gibi ‘’ BAŞLAR‘’ için şair Uluğ Turanlıoğlu ne demiş. Nasıl Gidiyorlar ? Çamur dolu bir yola dalarak gidiyorlar, Namerdin türküsünü çalarak gidiyorlar, Gittikleri yerlerden onlar dönmeyecekler, Çok yetimin ahını alarak gidiyorlar. Neden yazdım ? Yıllardır birçok ‘’BAŞ’’ la beraber oldum. Çok ‘’BAŞ’’ lar tanıdım. Bunların çoğunun ‘’BAŞ‘’ olduktan sonra başlarına neler geldiğini gördüm. Belki bundan sonra ‘’BAŞ‘’ olacaklara bir faydam dokunur dedim. Belki de şu andaki çeşitli ‘’BAŞ’’ lar bu yazdıklarımı okur da kendine gelir. ‘’ BAŞ ‘’ olmanın ömür boyu garantisi olmadığını anlarlar. Hani belki önce insan olmanın ‘’BAŞ‘’ olmaktan daha önemli olduğunu akıllarına getirirler. Tabii o başların içindeki akıl, hırslarının önüne geçmemişse. Belki de aşağıdaki dörtlüğü okuyup okuyup insanlara eşit davranmaya çalışır, sadece kendilerinden olanları kayırmaz, kendilerinden olmayanlara da aynı insanlık ve sevecenlikle yaklaşırlar. Bakın şair ne demiş; Baş olanlar övünmesin, Ne gelirse başa gelir, Diz toprağa yaslanır da, Baş düşerse taşa gelir. Tanrı hepimizi, düşüp de, başlarımızın taşa gelmesinden korusun!