Bir televizyon programı
Bir televizyon programı Posta
Yavuz Kocaömer Posta
17 Mayıs Cuma akşamı TGRT’de yayınlanan ‘Şahin Gözü’ programını üzülerek izledik. Konu, engelli insanlarımız idi. Ancak, programın hiçbir alt yapısı olmadan, herhangi bir araştırma yapılmadan hazırlandığı açıkça ortadaydı. Omurilik Felçlileri Derneği Halk Dansları Grubu’nun gösterisinden sonra, programın sunucusu Şahin Özer, VITA-LIFE şirketinin sahibi Avusturyalı Mario Hintermayer’e dönerek “Siz, engelliler olimpiyatları organize ediyorsunuz, onların sponsorusunuz. Bizim ülkemizde bu tip çalışmalar yok gibi. Bizim engelli sporcularımız da bu olimpiyatlara katılmak isterlerse yardımcı olur musunuz?” dedi. Mario Hintermayer bu soru karşısında şaşırdı ve “Eminim ülkenizde böyle organizasyonlar vardır. Ancak yoksa, ilgili organizasyonlarla ilişki kurulmasına yardımcı olurum” dedi.
Bilgisizlik
Oysa, hangi olimpiyatlardan bahsettiği belli olmayan Şahin Özer’in bilmediği bir şey vardı. Eğer konu, zeka engellilerin katıldığı Özel Olimpiyatlar ise, Türkiye bu konuda oldukça önemli aşamalar kaydetmişti. 1983 yılından beri, yani yaklaşık 20 senedir, hem ülkemizde Özel Olimpiyatlar organize ediliyor, hem de Uluslar arası Özel Olimpiyatlar’a, yani Special Olimpics’e Türk sporcuları katılarak, kucak dolusu altın, gümüş ve bronz madalyalarla dönüyorlardı.
O zamanlar, başta Prof.Dr.Hıfzı Özcan, Dr.Ayşe Ardalı, Tarık Bitlis ve Ali Üredi olmak üzere onlarca, yüzlerce ve nihayet günümüzde binlerce gönüllü bu organizasyonlarda, gecelerini gündüzlerine katarak engelli sporcularımızı hem ulusal hem de uluslar arası yarışmalara hazırlıyorlardı.
Paralimpik
Eğer Şahin Özer’in bahsettiği Paralimpikler ise, ülkemiz Barcelona Olimpiyatları’ndan beri olanakları çerçevesinde bu olimpiyatlara sporcu göndermekteydi.
Engelliler Spor Federasyonu, Türkiye’de geç de olsa 1990’da kurulmuş, 12 senelik bir maziye sahip ve son olarak 2000 yılında, dört ayrı engelliler grubuna göre de dörde bölünmüş bir federasyondu.
Bütün bunları araştırmadan, bilmeden, Alman diyerek anons ettiği, aslında bir Avusturya vatandaşı olan Mario Hintermayer’e bu soruları sormak ülkemizdeki engelliler sporunu da güç durumda bırakmıştır.
Mario Hintermayer
Oysa, Mario Hintermayer, VITA-LIFE şirketinin sahibi, manyetik terapi konusunda dünyaca tanınan bir markanın sahibidir. Aynı zamanda, engelli insanlara ve onların sporuna da büyük destek olmakta, bunun için vakıflar kurarak, özellikle Avusturya’da ve Monaco’da çalışmalar yapmaktadır. Böyle bir insanı engelliler olimpiyatlarının sponsoru olarak tanıtmak ise o gecenin başka bir yanlışı idi. Bu yanlışları düzeltmek için telefonla canlı yayına katılma çabalarımız sonuçsuz kaldı.
Parapleji Olimpiyatları!
Program sırasında söz alan Omurilik Felçlileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Feyyaz Tolan, Parapleji Olimpiyatları’ndan bahsetti. Oysa dünyada böyle bir olimpiyat bugüne kadar yapılmadı. Bunun adı “Paralimpik”tir. Ülkemizde bir çok kişi bunun ‘Parapleji’den geldiğini zanneder. Oysa gerçek, Engelliler Olimpiyatları’nın 1960 yılında Roma’dan itibaren, ilk dönemlerde Yaz Olimpiyatları ile aynı dönemde yapılması dolayısıyla, ‘paralel’ ve ‘olimpik’ kelimelerinin birleştirilmesiyle ‘paralimpik’ olarak adlandırılmasıyla ortaya çıkmıştır. Kaldı ki, Paralimpiklere yalnızca bedensel engelliler değil, görme ve zihinsel engelliler de katılmaktadır ve dünyanın gerçek anlamda ikinci büyük spor organizasyonudur.
Sorumluluk
Böyle gerçek olmayan bilgileri televizyon ekranlarında milyanlarca insana ulaştırmak sorumluluk anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Sporun içinde olduğunu iddia eden, Türkiye’de bazı spor dallarında ilklere imza atma hevesinde olan engelli spor kulüplerinin böyle programlara gönderdikleri temsilcilerini de, hiç değilse yapılan sporlar ve uluslar arası organizasyonlar konusunda bilgilendirme sorumluluğu vardır. Aksi halde, ekranı başında oturan insanlara yanlış bilgilerin aktarılmasına neden olurlar.
Özür-Engel
Programda devamlı olarak “özürlü” kelimesini kullanan Şahin Özer, Milli Takım ve Fenerbahçe eski teknik direktörü Mustafa Denizli’nin canlı yayına bağlanarak “özürlü” kelimesini doğru bulmadığını belirtmesinden sonra, programın sonuna kadar “özürlü ve engelli dostlarım” diye ne anlama geldiği belli olmayan sözler söylemiştir.
Oysa bugün artık ülkemizde “özür” kelimesinin kullanılmaması için çalışmalar yapılmakta, bunun yerine “engelli” kelimesinin uygun olacağı bir çok çevre tarafından belirtilmektedir.
Nedeni ise, “özür” kelimesinin sözlük anlamı “defolu mal, bozuk mal” anlamına gelmesidir ve dünyanın hiçbir ülkesinde sakat insanlara özürlü deyimi kullanılmamaktadır.
Bu, zaman isteyen bir konudur. Önümüzdeki dönemde “özürlü” kelimesi ortadan kalkacak ve yerine, tüm dünyada olduğu gibi “engelli” kelimesi kullanılacaktır. Tabii yukarıda belirtiler televizyon programında olduğu gibi, konuyu bilmeyen insanların milyonlarca seyirciye yanlış bilgi vermesi de ortadan kalktığı taktirde…