GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Posta

BİR YIL BÖYLE GEÇTİ (II)2017

Sevgili okurlarım, geçen haftaki yazımıza bu hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Öğrencilerin gözünden engellilere bakış (6 Haziran 2011)

Geçtiğimiz ay Fevziye Mektepleri Işık Lisesi Çok Amaçlı Salonu‘ nda 200‘ ün üzerinde öğrencimizle bir araya geldik. Hukuk doktorları Kerim ve Selim Altınok kardeşler ile birlikte 1,5 saat boyunca gençlerle beraber olduk. Dilimizin döndüğü kadar gençlere engellilerle ilgili bilgiler verdik. Daha sonra bu söyleşiye katılan öğrenci kardeşlerimizden o günkü duygularını anlatan çok sayıda yazı geldi. Bazılarını kısaltarak sizlere sunuyoruz.

“Kendimi sorguluyorum”

Kendimi sorgulamaya başladım. Çünkü hayatta en küçük sorunla karşılaşmamama rağmen hiç böyle hırslanıp bir şeyler yapmaya çalışmadım. Hayat kolay değil. Bir yerlere gelmek, önemli biri olmak için çok çalışmak gerekiyor. Altınok Kardeşler durumları iki kat zor olmasına rağmen birçok başarı elde etmiş. Kesinlikle örnek alınması gereken kişiler olduğunu düşünüyorum. Aylin Mutal

“Görme engelliler”

TESYEV söyleşisinden sonra görme engelliler hakkında bilmediğim çok şey olduğunu fark ettim. En önemlisi şartlara rağmen hayata sıkı tutunmayı öğrendim. Aslında hiçbir şey yapmadığımı, kendimi hiç geliştirmediğimi, en ufak engelde pes ettiğimi gördüm. Seren Basmacı

“Engelli kavramı”

Bir engelliye nasıl yaklaşılır, nasıl davranılır bize çok güzel açıkladınız. Bu seminerde insanların asla engel tanımayacağını öğrendim. Selim ve Kerim Bey’in yaptıkları bana çok şey kazandırdı. İnşallah “ENGELLİ” kavramı daha güzel anlatılır, insanlar bu konu hakkında daha çok bilgi edinip size daha fazla yardımcı olur. Bu semineri asla unutmayacağım. Coşkun Deniz Yıldırım

“Bizden farkları yok”

Engellilere de normal birey gibi davranmam gerektiğini anladım ve bazı davranışlarımdan dolayı utandım. Söyleşiden sonra engelli birine benden yardım istemediği sürece yardım etmenin yanlış olduğunu anladım. Selim ile Kerim ikizlerin başarıları ve yeteneklerini duyunca engellilerin bizden hiçbir farkı olmadığını, yeterince çalışılırsa her şeyin mümkün olduğunu öğrendim. Alper Öz

“Gurur duydu”

Önce üzüldüm, sonra başarılarını duyunca utandım. Zor olmasına rağmen okumaya, öğrenmeye benden daha açtılar. Onlarla gurur duydum ve eskisinden çok önemsemeye başladım. Aslında öğrendim ki engelli olmak, gözlerin görmemesi, kulakların duyamaması bir şey değil. Çünkü onlar önlerine çıkan her engeli aşmışlar ve aşmaya devam ediyorlar. Asıl engel, ben ve benim gibilerin engelleri aşmak yerine tembel tenekeler gibi davranmamız. Can Arat

“Başarı hikayeleri”

Engellilerin başarılı olabileceğini biliyordum. Ama bu kadar büyük başarılar duymamıştım. Başarı hikayelerini düşününce kendimi çok gereksiz gördüm. Çünkü benim bu başarılar için çok çalışmam lazım. Bugüne kadar elimdekileri kullanamadığımı anladım. Begüm Ballı

“Keşke o kadar azimli olsam”

Söyleşide ‘’Asıl engelli kim ?‘’ sorusunu aklıma getirdim ve kendimden utandım. Engel aslında kafamızda ve çevremizde olan bir şey. Engelliler yaşadıkları zorluklara rağmen birçok şeyi başaracak güce ve azme sahip. Biz onların önüne engel koymadığımız sürece bu güçlü ve azimli karakterleri devam eder. Keşke onlardaki yaşama azmi, bağlılık bizde olsa. Ömer Gürgen

“Hayata küsmemişler”

Gözleri görmeyen iki kardeşin engellerini aşıp yaptıklarını görünce utandım. Gözleri görmese bile hayata küsmemiş, başarılı, özverili bu iki insanla tanışmak çok hoşuma gitti. Boş boş yaşarken, olur olmadık şeylere üzülürken, hayatta neler oluyor, insanlar neler yaşıyor diye düşündüm. İnsan ne olursa olsun, başına ne gelirse gelsin, pes etmemeli. Bana bunları öğrettiğiniz için çok teşekkür ederim. Eda Alacalar

“Onlar mı engelli, biz mi ?”

Belki doğuştan görme engelleri olmasalardı, hayat onlar için farklı olurdu. Ben onları dinledikten sonra karşımda görmeyen iki kişi değil, hayatın onlara verdikleriyle baş etmeyi bilen, kendilerine özendiren iki kişi gördüm. Yavuz Ağabey’ in seminer başında sorduğu “Onlar mı engelli, biz mi?” sorusunun cevabı o kadar net ki. Bence engelli benim. Benim engelimi korkularım oluşturuyor. Öğrendiklerimden sonra kesinlikle bana engel olmalarına izin vermemeliyim. Nazlı Ören

“Kendimizi boş kutu gibi hissettik”

Biz arkadaşlarla engellilere hep “özürlü” derdik. Özürlü demenin ne kadar yanlış olduğunu öğrendik. Bize engeller karşısında pes etmememiz gerektiğini söylediler. Engelli olmanın başarıyı etkilemediğini gösterdiler. Seminerdeyken herkes birbirine bakıyordu. Hepimizin eli, ayağı tutuyordu, hiçbir fiziksel sorunu yoktu. Buna rağmen çok az şey başarabilmişiz. Bu durum kendimizi boş bir kutu gibi hissetmemize neden oldu. Aslıhan Apdiç

“Çok utandım”

Kendimden utandım. Çünkü yaşadıkları hayat ve gün içinde yaptıkları faaliyetler hem kendilerine hem de ülkemize çok faydalı. Benim bir hafta içinde yaptığımı onlar 1 günde yapıyor. Onları gönülden tebrik ediyorum. Beyza Kuzuoğlu

“En etkili konuşma”

Selim ve Kerim ağabeyler teşekkür ederim. Dinlediğim en etkili konuşmaydı. Eğer ortaokulda benim başıma öyle bir olay gelseydi, yaşamayı bırakabilirdim. Siz belki çoğumuzun gören gözlerle başaramayacağı işleri başardınız. Berker Camcı

“Ders kaynıyor !”

‘’Seminer var çocuklar, Çok Amaçlı’ ya gidiyoruz.’’ Bu cümle bize iki şey ifade eder: Tamam, güzel, ders kaynıyor. Ama yine muhtemelen sıkıcı biri geliyor, yandık. Bu sefer öyle olmadı. Ne dikkatimiz, ne ilgimiz, ne de dinmeyen alkışlarımız yapmacıktı. Ortak ilgi alanlarımızda, var olan engelleriyle beraber benden iyilerdi. Kıskanmadım desem yalan olur. Görmemelerine rağmen benden iyi gitar çalıyorlardı. Satranç turnuvalarında tüm oyunu hafızalarında tutuyorlar, milli takımdalar. ‘’Helal olsun‘’ dedim içimden. Ben mi? Hayır, bu sefer arkaya kaçmadım. En önde oturdum. Pişman olmadığım nadir konferanslardan biri için Yavuz, Selim ve Kerim Bey’lere teşekkür ederim. Erdem Mümtaz Hacıpaşaoğlu

Sayın Dr. Muammer Yıldız

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Dr. Muammer Yıldız ile geçtiğimiz ay Irmak Okulları‘ nda, Paralimpik Okul Günleri Pilot program sonuçlarının değerlendirildiği toplantıda beraberdik. Yukarıda yazdıklarımız ise, Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nın (TESYEV) engelliler konusunda öğrencilerimizi bilinçlendirmek üzere yaptığı toplantılardan bir örnek. Sevgili Müdürüm Dr. Muammer Yıldız‘ın yalnız Paralimpik Okul Günleri’nde değil, engelliler ile ilgili farkındalık yaratma ve benzeri söyleşileri Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı ile işbirliği yaparak da yürekten destekleyicine inanıyoruz. Çünkü karşımızda kalbinde insan sevgisi olan, eğitim, öğretim için bir şeyler yapmak isteyen ve bunun için de zaman ayırmaktan çekinmeyen bir İl Milli Eğitim Müdürü gördük.

DUYURU

Bu köşe ile ilgili yorumlarınızı www.tesyev.org sitesindeki ‘’Yazarlarımız ‘’ bölümüne tıklayarak yapabilirsiniz

Güzel Söz

Acınmaktansa kıskanılmak daha iyidir. Heredot