| Milliyet

BU HAFTAKİ KONUĞUMUZ

Bu haftaki konuğumuz, yine bir engelli milli masa tenisçi sporcumuz. Kezban Çakır. Kezban, 1989 yılında Afyon’da dünyaya geliyor. 4 yaşında geçirdiği bir kaza dolayısıyla, Parapleji sonucunda, tekerlekli sandalyede yaşamını devam ettiriyor. Anne ve babasının ayrı olması dolayısıyla, Ankara’da Saray Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bırakılıyor. Uzun süre hastanede tedavi görmek zorunda kaldığı için 9 yaşında Doğan Çağlar Ortopedik Engelliler Meslek Lisesi’ne başlıyor. 2007 yılında okulu ziyarete gelen, yeni sporcular arayan o zamanki Masa Tenisi Milli Takım antrenörü İlhami Kılınçkaya ile tanışıyor. Hocası ve kardeşi Yusuf Kılınçkaya’nın da desteği ile milli takıma kadar yükseliyor. Başlangıçta sağlık problemleri dolayısıyla, bireysel olarak pek başarı kazanamayan Kezban, takım arkadaşı Nergis Altıntaş’ın desteği ile bu güne kadar birçok açık turnuvada takım olarak bronz ve gümüş madalyalar kazanıyor.2009 Avrupa Şampiyonası, 2010 Dünya Şampiyonası ve 2011 Dünya Şampiyonası’nda madalyaları hep çok az farkla kaçırıyor. Şu anda, haftanın 6 günü 3 saat antrenman yapıyor. Eylül ayında İtalya’da yapılacak Avrupa Şampiyonası’nda artık ülkemize bir madalya getirmek istiyor. Bu arada eğitimine de devam ederek 2010 yılında, Bilişim Teknolojileri ve Web Tasarım Bölümü’nden mezun olduktan sonra, yapılan memurluk sınavını kazanarak Gazi Ortaokulu’nda çalışmaya başlıyor. Ve 2011 yılında Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Eğitimi Bölümü’nü kazanıyor. Şu anda 3. sınıf öğrencisi.

Ülkemizde Kezban Çakır gibi hem engelli hem de başarılı daha birçok sporcumuzun ortaya çıkması mümkün. Bunun için de her zaman belirttiğimiz gibi gerekli olan bir sistemin kurulması.

Not: Okurlarımızın mübarek Ramazan Bayramı’nı kutlar, huzur içinde geçirmelerini dilerim.