BU NASIL SPOR ANLAYIŞI?
Türkiye Tenis Federasyonu`nun ana statüsünün ( 6 – B) maddesi şöyle : Yurtdışındaki ve yurt içindeki tenisle ilgili gelişmeleri izlemek, her yaş grupları için her türlü tenis turnuva organizasyonları, yarışma, çalışma ve diğer faaliyetleri programlayıp bunların izinlerini verip uygulamalarını kontrol etmek. Maddedeki, “Türkiye`de yapılacak her türlü tenis turnuvası organizasyonlarının izinlerini verir” deyimi her türlü yoruma ve kötü niyetli davranışa açık. Bir federasyonun özerk hale gelirken hazırladığı statünün Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirleri tarafından kontrol edilip edilmediğini bilmiyoruz. Bu maddeden en çok etkilenen ise ülkemizdeki Veteran tenisi .Veteran tenisi, belli bir yaşa gelmiş insanların yaptıkları spordur. Böyle baktığınızda “30 yaşını geçmiş insan tenis oynar da, o ülkenin tenisçilerine ne katkı sağlar” diye düşünebilirsiniz. Ancak gerçek öyle değil. Veteran tenisçilerin çocukları hatta torunları onları görerek, onlardan tenis sevgisini alarak yetiştikleri zaman, o ülkede tenis oynayan insanların sayısında da belli bir artış hemen göze çarpıyor. Tenis böylece aile sporu haline gelip, hem sosyal, hem de spor yönünden topluma katkılar sağlıyor. Ancak bu konuda Tenis Federasyonumuz son derece katı. Özerk olmayı “Ali kıran, baş kesen” olmakla eş tuttuğunu düşündüğümüz yöneticiler, son olarak Büyük Kulüp e yapılacak olan bir turnuvayı “Bizden izin alınmadı” gerekçesiyle İstanbul Valiliği`ne, İstanbul Emniyet Müdürlüğüe, Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığıa, İçişleri Bakanlığıa şikayet edip “Gereğini yapın” demiştir. Bu kafalarla tenise ve Türk sporuna hizmet etmek mümkün değildir. Ellerinden gelse kendilerinden habersiz tenis turnuvası organize etmeye kalkışan kulüplerin yöneticilerini hapse bile atacaklar. Özerk federasyon haline gelmenin “Ben yaptım oldu. Burada patron benim . Benim dediğim yapılır, yapılmazsa ben gereğini yaparım” şeklindeki idareci tutumlarına artık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü`nün de dur demesinin zamanı gelmiş ve geçmektedir.