Cevaplar… Olaylar…
Cevaplar… Olaylar… Posta
Yavuz Kocaömer Posta
Bir süre önce Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği Başkanı Kemal Demirel’den bir mektup aldığımızı , ancak sorularımıza cevap vermediği için soruları tekrar yenilediğimizi devamlı okurlarımız hatırlayacaklardır. Bu kez Kemal Demirel’den yeni bir mektup aldık. Mektup, kendisine göre bazı gerçekleri içerse de duygu sömürüsü üzerine inşa edilmiş. Demirel, “Öncelikle ; bedensel engelliler ve tüm özürlüler için hayatın daha kolaylaşması , tedavileri, rehabilitasyonu konusunda bir engelli olarak sizden çok daha duyarlı olduğumu ifade etmeliyim” demiş. Bu konuda herhangi bir yorum yapmaya gerek dahi görmüyoruz. Bu satırların yazarı gibi, engeli olmasa da hayatını engellilere adamayı, bu yazılarda dahil olmak üzere hiçbir basın kuruluşundan bir kuruş almamayı , neredeyse 24 saatini engelli insanlara ayırarak , onlara yardımcı olmaya çalışmayı , acaba engelli olmasaydı Kemal Demirel yapar mıydı? Önce bu sorunun cevabını vermek lazım. Kemal Demirel şöyle devam ediyor : “Ben sıradan bir engelli olarak derneği belli bir konuma getirebilmişsem, Türkiye’nin saygın kuruluşlarını, kamu otoritelerini derneğim vasıtasıyla engellilere yardım eder hale getirebildiysem herhalde bu alanda sizden daha zor olanını başarabilmiş sayılırım.”Doğrudur. Buna da zaten kimsenin itirazı yok. Biz de kendisine başarısız demedik.
Atlantis MedikalKemal Demirel şunları yazmış: “Atlantis Medikal isimli firmayı kurdurduğum iddiası tahmin edersiniz ki lehte veya aleyhte belgelenebilir bir iddia değildir. Bir ticari kuruluşta yakınım bulunmuş olsa dahi , bunun bir kötü niyetle çıkar amacına yönelik olduğu yalnızca önyargı olabilir.”Ama elimizdeki belgeler öyle demiyor bay Kemal Demirel! Yazınızın bir yerinde “Bu yaptığınıza hukuken hakkınız yok” diyorsunuz. Böyle olduğuna inanıyorsanız , verirsiniz bizi mahkemeye , biz de elimizdeki yazılı ifadeleri sunarız , ondan sonra hukuk karar verir. Ama, bundan önce isterseniz Kemal Demirel’in mektubundaki başka noktalara da temas edelim.
BağışlarKemal Demirel “Topladığımız bütün bağışlarla tekerlekli sandalye almamız da normal değil. Kira ödüyoruz, personel çalıştırıyoruz, telefon , su, faks , kağıt vb. masrafları yapıyoruz. Bağış girişi eşittir , tekerlekli sandalye çıkışı gibi dar bir mantığı nasıl kurabiliyorsunuz” diyor. Biz öyle bir mantık kurmadık. Onu kendisi söylüyor . Bizim söylediğimiz şu : İnsanlardan tekerlekli sandalye bağışı alıp da bunu dernek giderlerinizde kullanmanız doğru değil. Eğer bu giderlerinizi serbest ve gönüllü bağışlarla yapıyorsanız mesele yok. Onu siz bizden daha iyi bilirsiniz.
Yalnız tekerlekli sandalye mi ?Ayrıca , sadece tekerlekli sandalye değil, engelli insanların rehabilitasyonuna, ameliyatlarına da büyük ölçüde harcamalar yaptıklarını da söylüyor Kemal Bey. Oysa gönderdiği rakamlar bunu doğrulamıyor. Örneğin; 2000 ila 2002 yılları arasında 272 milyar liralık tekerlekli sandalye dağıtılırken, aynı dönem içinde ameliyatlar için sadece 3 milyar, eğitime de 1.8 milyar harcanmış. Yani bu derneğin ana vazifesi , tekerlekli sandalye dağıtmak. Kaldı ki Kemal Demirel daha önceki mektubunda “Artık tekerlekli sandalye dağıtmıyoruz , daha doğrusu bunu en aza indirdik” demesine rağmen , yine de çeşitli illerde tekerlekli sandalye dağıtmaya devam ediyor. Ayrıca bize gelen duyumlara göre , Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği’ne açılan bir de savcılık soruşturması var. Bunun yanı sıra , İçişleri Bakanlığı’ndan aldıkları yardım toplama izninin niçin uzatılmadığını da Kemal Demirel açıklarsa, burada sütunlarımızda yer veririz.