DİLEKLER
Yavuz Kocaömer Posta
Bu hafta sizlere üç okuyucumuzun dileklerini iletmek istiyorum.
Fahri Sümer
Fahri Sümer eski milli boksörlerimizden ve olimpiyat üçüncüsü bir sporcumuz. Yazdığı mektupta kısaca şöyle diyor: “12 Dev Adam günlerce kutlandı. Tabii ki onların başarısı göğsümüzü kabarttı. Bir Türk olarak gurur duyduk. Ancak, yıllardır ülkemizin ismini tüm dünyaya duyuran, milli bayrağımızı defalarca şeref gönderine çektiren ve milli marşımızı tüm dünyaya dinleten güresçi ve boksörlerimiz toplum tarafından niye bu kadar coşku ile alkışlanmazlar? Türkün gücünü tüm dünyaya kabul ettiren bu insanların gerek aktif sporculuk döneminde, gerekse daha sonra gelen başarıların ardından birkaç gün sonra unutulup gitmesi doğru mudur?”
Fahri Sümer haklı. Ancak, ülkemizde spor anlayışı, spor sevgisi bu güne kadar bir çok nedenle yerleştirilememiş. Bu konudaki gözlemlerimizi önümüzdeki haftalarda Fanatik Gazetesi’nde yazacağız.
Diyarbakırlı Ömer
Diyarbakır Engelliler Spor Kulübü Başkanı Ömer Askan da bir öneride bulunuyor:
“Bugün ülkemizde 7 milyon engelli insan olduğu söyleniyor. Bunların içinde çalışan kesim, yani çalışan engelli arkadaşlarım TESYEV ’e her ay 10 milyon lira bağışta bulunsun. Kampanya bir yil süre ile devam etsin. Eğer 10 bin kişi bu ülkede çalışıyorsa, bu kampanya ayda 100 milyar katkı demektir. 12 ayda 1 trilyon 200 milyar lira demektir. Bu para, TESYEV’in havuzunda birikir ve engellilerin ihtiyaçlarına belli bir program çerçevesinde sunulur. En azından spor kulüplerine bir araç ve tekerlekli sandalye alınabilir.”
Ve devam ediyor Ömer Askan;
“Sayın Kocaömer, bence her şeyi devletten ve sizlerden beklememiz çok yanlış. Herkes kendine düşen görevi yaparsa sıkıntılarımızın aza ineceğini, başta Allah’ın gücüyle ve sizin inancınızla gerçekleşeceğine inanıyorum. Ayrıca POSTA okurlarının da böyle bir kampanyaya sıcak bakacağına inancım tam. Önerimi destekleyen herkes ve ekibinize sağlıklı ve onurlu bir yaşam dileğiyle.”
Yukarıdaki öneri belki zamanlama bakımından biraz erken ama doğru bir yöntem. Ancak, unun da çeşitli zorlukları var. Böyle bir kampanyaya başlamak, engelliler camiasında bugüne kadar engellileri istismar eden, bir kısmı kendi de engelli olan insanlara belki bu kampanyayı da istismar etme firsatı verir.
Hep yazıp söylüyoruz. Engelliler konusunda yapılan çalışmalar artık bir koordinasyona ihtiyaç göstermektedir. Yani devletin öncülüğünde yapılacak yardımlar, alınacak malzemeler, kurulacak tesisler, topluma faydaları, yardım yapılacak yerler ve bölgeler bakımından bir sıraya konulmalıdır. Aksi halde, temiz düşünen, iyi yürekli insanlarımızın yapmak istediği yardımlar da kapanın elinde kalıyor.
Burası Çanakkale
OkŞan Beycan, 2001 yılı Haziran ayının başında İstanbul Engelliler Derneği’nin katkıları ile sağlanan 50 adet tekerlekli sandalyenin dağıtımı sırasında engelli vatandaşların mutluluğundan çok etkilenmiş ve “Biz de kendi sandalyemizi kendimiz alamaz mıyız” diyerek bir kampanya başlatmaya karar vermiş. Çanakkale’de Cevatpaşa Mahallesi’nde “Bir özürlüyü de biz yürütelim” adı altında üç tekerlekli sandalye alarak kampanyayı başlatmış. Şu ana kadar da 18 adet sandalyeyi kendi imkanları ile temin ederek dağıtmışlar.
“Amaç 18 sandalye değil” diyor Okşan Beycan. “Önemli olan engelli arkadaşlarımızı evde kaderine terk etmeyip topluma kazandırabilmek ve engelli ailelerin arkasında biz sağlıklı insanların da olduğunu gösterebilmek.”
Belirttiğine göre, Çanakkale Valiliği, Belediye Başkanlığı ve Milli Eğitim Müdürlüğü bu konuda çok duyarlı. Kendilerine de teşekkür ediyor. Ayrıca, Çanakkale Belediyesi, sosyal tesislerine rampa yaparak engellilere tesislerini açmış. Kaldırım ve yol düzenlemeleri de sırayla yapılıyor.
Anlaşılan Çanakkale’de bir engelliler kamuoyu oluşturulmuı. TESYEV bu çalışmaları daha ileriye götürmek için belli bir koordinasyon içinde Çanakkale’deki çalışmalara yardımcı olmaya hazırdır. Ve Oksan Hanım söyle diyor: “Sloganımız, ‘Özürlülerimize sahip çıkalım’ olsun.”
Bu söylenenler hepimiz için geçerli. Yine tekrar etmekte fayda görüyoruz; “Hepimiz her an bir engelli adayıyız.”
Osman Şahin
Engellilerin dostu Osman Şahin’in vefatından sonra çok sayıda başsağlığı mesajı aldık. Bu arada, gazeteci dostumuz Mehmet Güçlü, rahmetli Ümit Yaşar Oğuzcan’ın bir şiirini de Osman Şahin için sitesinde yazmış:
Internet kullanıcısı dostlarimiz www.sportfoy.com ‘a girerlerse, ülkemizin içeriği bakımından en zengin, her türlü spora yönelmiş bir spor sitesiyle karşılaşacaklardır. İşte bu sitede Mehmet Güçlü, Sevgili Osman Şahin’in anısına aşağıdaki şiiri yayınlamış:
TESBIH
Sen giderken gözlerim dopdoluydu
Ve yağan yagmurla caddeler ıslak
Yokluğundan bir rüzgar esti hazin
Teselliler döküldü yaprak yaprak
Gökyüzünde bir bir söndü yıldızlar
Bir karanlık geldi gittiğin yerden
Ümitlerim vardı tesbih misali
Sen giderken dağılıverdiler birden