GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Posta

ENGELLEMEYİN YETER

Sevgili okuyucularım, bu hafta da sizlerle engelliler camiasını ilgilendiren haberleri paylaşmaya devam ediyoruz.

Sevban diye bir genç

Bayram tatilinde Antalya Belek’teki Cornelia Golf Resort Hotel’deydim. Laptopumun ayarının yapılması için teknik servisten bir genç odama geldi. Bilgisayarımın ayarlarını yaparken sohbet etmeye başladık. Adı Sevban. Bu güne kadar duymadığım bir isim. Aydınlı, bilgisayar konusunda eğitim almış, askerliğini yaptıktan sonra da Cornelia Golf Resort’ta çalışmaya başlamış. Bilgisayarımın ayarlarını yaptı ve gitti.

Ertesi gün

Ertesi gün beceriksizliğimden kaynaklanan küçük bir arıza nedeniyle yine geldi. Yine sohbet ettik. Engelli vatandaşlarımızdan konuştuk. Gerekli düzeltmeleri yapıp odamdan çıktı. 2 dakika sonra kapı çalındı . Açtığımda karşımda Sevban duruyordu. ‘’ Yavuz Bey , bana biraz önce vermiş olduğunuz paranın yarısını ben TESYEV’ e bağışlamak istiyorum ‘’ dedi. Karşımda içi insan sevgisi dolu , pırıl pırıl bir genç vardı . Kendisini yanaklarından öptüm ve ‘’Sen bana şu anda en büyük hediyeyi verdin . Çabuk buradan git ‘’ dedim.

İnsanlık bu işte

Odamın kapısını kapattım ve bu gencimizin duyarlılığı karşısında itiraf etmeliyim ki göz yaşlarımı tutamadım. Tüm zorluklara rağmen NEV’in geçen hafta yazdığımız şarkısındaki ‘’ Engellere Rağmen ‘’ hem de bazen engelsiz insanların bizleri engellemek istemesine rağmen , böyle duyarlı gençler bizlere hep güç veriyor. Umarız , ülkemizdeki Sevban ‘ ların sayısı giderek artar.

İstismar

Geçen haftalarda belirttiğimiz gibi gerek bazı engelliler , gerekse bazı engelli kuruluşları engellileri istismar ederek , toplumda açındırma hissini körüklemekte.

Deniz Feneri Derneği

Bir süre önce televizyonlarda bu derneğin bir yardım toplama reklamını izledik. Bununla ilgili engelli bir arkadaşımız Hasan Kuyucak’ın Türk Quad grubuna gönderdiği maili aynen yazdık , yorumu sizlere bırakıyoruz.

‘’ İçimi acıtıyor ‘’ Bu reklam , benim içimi acıtıyor. Bu reklam bende inanılmaz bir yıkım oldu. Yemek yerken izlersem , duyarsam yemekten kalkıyorum. Birine bir şeyler anlatırken önüme çıkarsa konuşmuyorum, kesiyorum. Yazarken duyarsam , kaldırıp atıyorum her şeyi önümden. Bu reklamı duyan engellinin ne çalışmak için iş isteme şevki kalır, ne de sevdiği bir insana ‘’ Bak toplum değişiyor, bizi artık daha iyi anlıyorlar , aileler de anlayabilir ‘’ diye onurlu bir çıkış isteği. Toplum bilincini işte bu reklam pekiştirdi. Yıllarca kazanım diye elde edilen bir çok şeyi altüst etti.

‘’ Yalvaran insanlar ‘’ Yalvaran insanlara dönüştürdü bizleri. Hepiniz , özellikle spastik bir arkadaşın, yürük paralayıcı feryadını duymuşsunuzdur. Deniz Feneri Derneği reklamları, beni şimdiye kadar karşı çıktığım her şeyi , ama her şeyi tepe tepe kullanıyor. İnsana yardım adı altında , insanlık onuru, kişilerin haysiyeti ayaklar altında. Birilerinin bu gidişe ’’ Dur ‘’ demeye pek niyeti yok. Aksine bu olayı çaktırmadan destekliyorlar. Çünkü insanların ‘’ yardımlaşma ‘’ adı altında , devletin sosyal olma zorunluluğu bilinci törpüleniyor. Keşke devlet ‘’ Sen benim vatandaşımı, başka bir vatandaşıma yardım et diye yalvartamazsın ‘’ , ‘’ Bunları yayınlayamazsın ‘’ deseydi. Reklam hem de çaresizce , insan onuruna yakışmayacak bir biçimde .

‘’ Dernekler dernek olsa’’Dernekler dernek olsa , devlete ‘’ Nerde senin sosyalliğin, adaletin’’ diye bağırırdı. Yeni Camii önünde onursuzca dilendirilip, Fatih ‘ te dağıtmak için insanları yalvartanlara karşı savaş açarlardı. Vatandaş vatandaş olsa. Ehhhh , işte orada tıkanıyorum. Sürekli olarak yazıp çizdiğimiz , HAK- HUKUK bu bakış açısı karşısında kartopu gibi eriyor. Yani ne diyeceğimi bilemiyorum. Çok canımı acıtıyor bu reklamlar. Tırnaklarımızla kazıyarak çıktığımız yokuşun dibine tekrar itilmişiz gibi geliyor bana. Sakatlar yalvarır . Yalvararak bir şeylere sahip olurlar . Mıh gibi kazındı yurdum insanlarının kafasına.

Son Söz Deniz Feneri Derneği gerçekten bir çok engelli vatandaşımızı yaralamıştır. İyi niyetle yola çıkmış, eskilerin deyimi ile ‘’ Kaş yaparken göz çıkarmıştır.’’ Bunu düzeltmek de yine kendilerine düşmektedir.

GÜZEL SÖZ

Atalarından sana kalanı hak etmeye bak ! Yoksa senin olmazlar.

Goethe